Çarşamba 31.12.2014

Ayhan B. ATALAY: Makber!

Sessiz, sedasız geldiği dünyadan, zulme ve zalime haykırmakla geçirdiği ömrünü, kimsesizler mezarlığına bile kabul edilmeyen ölüsünü, bir duvar dibinde kaçak definle sonlandıran büyük insan, vatan şairi, cennetmekân Mehmet Akif, yine sessiz, sedasız terk ettiği dünyadan hiç memnun kalmamıştı.
Yaşadığı çileli ömründe, zalim ve küffara serdettiği sözlerinin mislini, kendisi gibi Müslüman olanları dürtüp uyandırmak gayretiyle geçirmiş birisi. Lakin aklıyla oynanmış, benliği iğdiş edilmiş Müslüman yığınlara sözünü geçirememişti! "Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak. Dünyada inanmam, hani görsem de gözümle. İmanı olan kimse gebermez bu ölümle: Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.' Davransana... Eller de senin, baş da senindir! His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin."
Merhum feryadı ile gözü açık ve arkada gitti! O zamanki ceberrutlar tekdüzeliği bozduğu için cenazesine bile tahammül edemediler. Cenazesi ortada kalmıştı. Zamanın belediyesi O'nun cenazesinin kimsesizler mezarlığına defnine bile müsaade etmedi!
Peki O'nun üzerine titrediği ve özlemini duyduğu ümit nesli ne alemde derseniz? Yani bizler! Bizim de durumumuz pek ferah ve salâh görünmüyor maalesef! Rahat uyu dersek uyuyabilir misin bilmiyoruz, lakin bıraktığından daha beter haldeyiz bilesin! İmanlı dediğimiz, senin mısralarını dilinden düşürmeyenler bile, bu mukaddes vatanı kimlere pazarlamıyor ki! Kimlerle işbirliği yapmıyor ki! Hâl bildiğin hâl! Ne Garp, ne Şark cephesinde değişen bir şey yok! Senin gibi duyarlı bir azınlık feryadı figan çırpınışta, diğer Müslüman cemaat oyunda, oynaşta! Yani anlayacağın dipdiri meyyitler olarak yaşamaktayız!
Keşke sana daha güzel şeyler yazıp söyleyebilseydik, maalesef durum bu. Hainler iyice azmış durumda, muhannet Müslüman her zamanki gibi her şeyi pazarlama peşinde, inanmış birkaç iyi insan da senin gibi gayrette!
Bazen birlik oluyorlar, kargaların sürüyle, kartalların tek uçması gibi. Hem zamanımız hainleri öyle azgın ki, dünyadan kazandığını davasına harcayacakken, davasından kazandığını dünyası için harcamakta! Bunu dava için yaptığını söyleyenleri bir bilsen! O din bezirganlarını bir görsen, bin kere daha tükürürsün çehrelerine! Asım'ın hikâyesinde anlattığın gibi. Bulmasına bulacağız belamızı da, pek seçilemiyor zaman! Tesellimiz yine sensin, senin Çanakkale şehitlerine söylediğini şimdi de biz sana söylüyoruz, "Ey şehid oğlu şehid, isteme bizden makber, Seni çoktan âğûşuna sarmıştır Peygamber."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.