Migren atağına botokslu önlem

Şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, ses ve gürültüden rahatsızlık duyma… Toplumda en sık görülen baş ağrısı türlerinden migrenin belirtilerinden bazıları. Hastaların büyük bölümü migren ağrısıyla değişik ilaçlar içerek baş etmeye çalışıyor. Ancak kutu kutu ilaç içmeden de migrenden kurtulmak mümkün. Medical Park Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Hamit Toprak, hem migrenle hem de hastalığın en etkili tedavi yöntemlerinden biri olan botoksla ilgili önemli bilgiler verdi. Migrenin çoğunlukla başın bir tarafında, zonklamalı ve şiddetli biçimde ortaya çıkan, belirgin nedeni olmayan bir baş ağrısı türü olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Toprak, şöyle devam etti:
KADINLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜR
"Migren yalnızca beyin damarları ile ilgili değil, aynı zamanda beyni de doğrudan etkileyen bir hastalıktır ve genellikle kalıtsaldır. Açlık, uykusuzluk, fazla uyku, psikolojik nedenler, hormonal değişiklikler veya sıcak hava, parlak ışık, ağır kokular ve hava değişimi gibi çevresel tetikleyici bazı faktörler nedeniyle başlayabilir. Baş ağrısı her yıl erişkinlerin yaklaşık yüzde 50'sini etkilemektedir. Bu kişilerin yaklaşık yüzde 11'i migren hastasıdır. Türkiye'de kronik migren görülme sıklığı ise yüzde 1.7'dir. Kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülen migren, Dünya Sağlık Örgütü sıralamasında yaşamı olumsuz etkileyen hastalıklar arasında 19'uncu sırada yer alıyor ve en yaygın hastalıklardan biri olan şeker hastalığından da önce geliyor." Migrenin, baş ağrısı ataklarının sıklığı ve yoğunluğuna bağlı olarak "epizodik" ve "kronik migren" olarak ikiye ayrıldığını vurgulayan Uzm. Dr. Toprak, "Epizodik migren ayda en fazla 10-14 gün olan ataklar olarak tanımlanmaktadır. Kronik migren ise kişide ayda en az 8 gün atak olarak ortaya çıkmaktadır. Aşırı ilaç kullanımı olmadan, üç aydan uzun süren ve başka bir bozukluğa bağlanamayan baş ağrısı olarak da tanımlanabilir. Bu iki migren baş ağrısı durumunun arasındaki temel farkların duyarsızlaşma ve aşırı uyarılma ile ilişkili olduğu bilinmektedir" dedi.
DOĞRU TANI KONULAMIYOR
Uzm. Dr. Hamit Toprak; kronik migrenin, hastaların ve ailelerinin hayatı üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olabilecek, maliyetli ve engelleyici bir bozukluk olduğuna da işaret etti. Kronik migreni olan hastaların, acil servis veya uzman hekim muayenelerine, epizodlu migreni olan hastalara göre daha çok gittiklerini vurgulayan Uzm. Dr. Toprak, "Buna rağmen kronik migren hastalarının yaklaşık yüzde 80'ine doğru tanı konulamamakta, doğru tanı konulsa bile bu hastalar, doğru ve etkin tedavi görememektedir. Eskiden kronik migren tedavisinde antidepresan ilaçlar, bir takım tansiyon veya epilepsi ilaçları kullanılırken, bugüne kadar kronik migrenli hastalar için az sayıda önleyici tedavi uygulanmıştır. Ancak bu ilaçların migren atağını önleyici etkileri de yetersiz kalmıştır" diye konuştu.
TEDAVİYLE ATAKLAR YARIYA DÜŞÜYOR
Migrende en etkili tedavi yöntemlerinden birinin botoks uygulaması olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Hamit Toprak, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi: "Botoks tedavisinin migreni azalttığı kanıtlanmıştır. Bu durum hastalar için birçok fayda sağlamaktadır. Botoks; çocuklar, gebelik ve emzirme döneminde olan kadınlar dışında tüm kronik migrenli hastalara uygulanabilir. Migren ataklarının önlenmesi amacıyla baş, boyun ve omuz kaslarına uygulanan çoklu enjeksiyondan sonra hastaların yaklaşık yüzde 70'inin migrenli gün sayısında, tedavi öncesine göre yüzde 50'den fazla azalma görülmektedir. Ayrıca bu hastaların yaşam kalitelerinde artış ve baş ağrısı miktarlarında önemli iyileşmeler gözlenmektedir. Yapılan çalışmalar botoks tedavisi sonucunda hastaların canlılığında, psikolojik durumunda ve genel yaşam kalitesinde önemli bir gelişme sağlandığını ortaya koymaktadır."