Yusuf YALKIN: G.Birliği gerçeği!

Gençlerbirliği'nin duayen başkanı İlhan Cavcav, yıllardır şu tezi savunuyor:
Yabancı futbolcuların transfer edilmesi, yerli oyuncuların çok yüksek ücret talep etmelerinden kaynaklanıyor.
Yani, yabancılar bir anlamda "mecburen" alınıyor! Cavcav, yerli futbolculara sanki bir tür gözdağı veriyor ve "Fiyatınızı düşürmezseniz, sizi değil yabancıları alırım" uyarısı yapıyor!
Bu fikrini çoğu zaman da uyguladı zaten...
Kimi zaman isabet kaydetti, kimi zaman da yabancıların verimsizliği yüzünden hüsrana uğradı!
Şimdi federasyon, yerli-yabancı uygulamasına "14+14 kuralını" getirerek, meseleye çok geniş bir boyut kazandırdı.
İşin özü şu; kulüplere 14'ü yerli, 14'ü yabancı 28 futbolcu için lisans hakkı verilecek. 14 yerli oyuncunun içinde, 2 altyapıdan, 4'ü de Türkiye'de yetişmiş isim bulundurulması şart...
Burada bir püf noktası var; 14 yerlinin 8'i gurbetçi olabilir! Böylece 28 futbolcudan istenirse 22'si yurt dışından transfer edilebilecek!
Yani, İlhan Cavcav'ın uyarısından çok daha öte radikal bir yaklaşım bu… Yerli futbolcuların bundan böyle "Çok yüksek ücret talep etme düşünceleri", iyice törpülenmiş oluyor… Burada önemli bir kıstas var; kulübün borçlu olmaması!
Yine Cavcav'ın avantajına bir durum.
Çünkü, G.Birliği'nin "Borç sorunu" yok… Şimdi gelelim bu avantajın kullanılıp kullanılmayacağına… Bu köklü kulüp senelerdir bir yanlışın içinde.
Ne zaman atağa kalksa, iddialı konuma gelse, ekipteki "Kaliteli oyuncular" başka kulüplere satılıyor...
Bu da doğal olarak tırmanışa geçen takımın ruhunu bozuyor.
Genelde ilk yarıdaki yükseliş, ikinci yarıda tepe taklak oluyor ve geride hep "Hedefi olmayan" klasik bir G.Birliği kalıyor.
Biz bu filmi yıllarca izledik… Ama, Cavcav'ın geçenlerde, "Kimseyi satmak şöyle dursun, önemli transferler yaparak üst sıralara tırmanacağız" demesi ilginç!
İnanıyorum ki, Cavcav'ın iddialı bu sözleri, üzerlerine adeta "ölü toprağı serpilmiş" Ankaralı futbolseveri umutlandıracak, coşturacak, keyiflendirecektir.
Cavcav'ın "Önemli transferler yaparak üst sıralara tırmanacağız" demesi ilginç!