Soğuk hava ve rüzgar yüz felcini tetikliyor

Kulak arkasında ağrı ve uğultu hissi, yüzün bir tarafında gözün tam kapatılamaması, ağız kenarında normal tarafa doğru bir çekilme… Kış aylarında soğuk ve rüzgarlı havaya maruz kalınması nedeniyle oluşan yüz felci tedavi edilmediği takdirde kalıcı olabiliyor.
ISLIK ÇALA MIYOR SANIZ DİKKAT!
Yüzün mimik kaslarına giden sinirlerde, özellikle kulak içerisindeki ve kulak arkasındaki kemikte seyri sırasında ortaya çıkan ödem ve iltihaplar, yüz felci şeklinde kendini göstermektedir. Rahatsızlığın teşhisinde kişiden gözünü kapaması, ıslık çalması veya nefesini üflemesi istendiğinde; yüz felci geçiren kişiler bunları yapamamaktadır. Daha ileri olgularda çiğneme güçlüğü, ağızdaki kaymadan dolayı yutma güçlüğü problemleri görülebilmektedir. Ayrıca uyurken o taraf göz tam kapanmadığı için göz kuruluğu ve enfeksiyon riski ortaya çıkmaktadır.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Kış aylarında yüz felcinden korunmak için alınması gereken önlemler şu şekilde sıralanabilir:
Soğuk ve rüzgarlı havalarda yüz ve kulaklar iyi korunmalıdır. Kış aylarında bere ve kulaklık kullanımı yüz felcine yakalanma riskini azaltacaktır.
Ani ısı değişimlerinden kaçınılmalıdır. Aşırı sıcak bir ortamdan soğuğa çıkarken mutlaka önlem alınmalıdır.
Islak saçla dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir.
Kış aylarında gribal enfeksiyonlar ve kulak enfeksiyonları da yüz felcine yatkınlığı artırmaktadır. Bu nedenle bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir.
Salgın hastalıkların neden olduğu yüz felcinden korunmak için kalabalık ve iyi havalandırılmamış ortamlardan uzak durulmalıdır.
Uyku ve beslenme düzenine her zamankinden daha çok dikkat edilmelidir.
Stresten mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
Yaşlıların, diyabetiklerin, bağışıklık sistemini baskılayan kronik hastalığı olanların ve gebelerin yüz felcine yakalanma riskleri daha fazladır. Bu kişiler, alınması gereken önlemlere daha fazla dikkat etmelidir.
TEDAVİYE ERKEN BAŞLANILMALI
Yüz felci tedavisinde, sinir üzerindeki ödem ve iltihabın hızlıca ortadan kaldırılması ile fonksiyonların yeniden kazanılması hedeflenir. Olguların büyük çoğunluğunda birkaç hafta içinde tama yakın düzelme gözlemlenirken; hastaların küçük bir kısmında hafif veya daha nadiren ileri düzeyde sekel oluşabilmektedir. Bu nedenle yüz felci olgularında tedaviye erken dönemde başlanması, tedavinin egzersiz ve gerektiğinde fizyoterapiyle desteklenmesi hem iyileşmeyi hızlandırmakta hem de kalıcı hasar olasılığını azaltmaktadır. Medikal tedaviye yanıt alınamayan kişilerde cerrahi tedaviler gündeme gelebilir.