Çarşamba 11.02.2015

Ayhan B. ATALAY: Cehalet saadettir!

Müzeyyen Senar bir huzurevinde (!) vefat etti. 'Zamanının en şaşaalı sanatçısı bir huzur evinde ve huzur içinde öldü!' demeyi o kadar çok isterdim ki, ama durum hiç de öyle değil. Cumhuriyet'in 'diva'sı, Cumhuriyet'in yalan mekânlarından birinde öldü!
Sadece öldüğü mekânın ismine takıldım. Huzur evi! Eskiden bu mekânlara "Darül Aceze" denirdi. Acizlerin mekânı! Adını "Huzur evi" diye değiştirdikleri yerde bir tane huzur içinde insan var mıdır? Sorun bakalım. Evlatları terk etmiş, başkalarından himmet dilenen huzur içindeki insanların evi (!) Cumhuriyet'le birlikte bütün kavramları ve kelimeleri katletmişiz. Adına da, "Dil devrimi" demişiz. Dil katliamı daha doğru aslında! "Günaydın" güya selamlama kelimesi.
Aslında meteorolojik tespit. Neresi selamlama.
Siz gece ayrılırken, "Gece karanlık" mı diyorsunuz? Bunun yerine, "Hayırlı günler" daha doğru olmaz mı? Alın size dil devrimi! Başka bir örnek; "Ambulans" neyi ifade ediyor? Hiç. Eskiden bu araçların ismi, "Cankurtaran"dı. Nasıl da güzel bir ifade.
Yine eskiden ismi, "Darül şifa" olan yerlerin adını, "Hastane" diye değiştirmişiz.
Yani hastaların olduğu yer anlamında.
Ama eski kelimenin anlamı, şifa bulma yerini ifade ediyordu. Alın size medeniyet dili!
Dilimizi dilim dilim eden ve Türk bile olmayan Agop Dilaçar'ın saçmalıklarını utanmadan kullananlara ithaf ediyorum bu yazıyı. Yalnız eksik kullanıyorsunuz. Bakın size diğerlerini de yazıyorum. Adamsanız ve hakikaten medeniyseniz hepsini kullanın. Valide (Anne) yerine "Doğurgaç", baba yerine "Doğurtgaç", aşevi yerine "Otlangaç", mebus için "Saylav", sanat için "Dorut" bunları neden kullanmıyorsunuz?
Kakınç, aldatı, yontu, söylev, gömüt, imge, nesnel, avunç, bağıt, kaydırgaç, erek, varsıl, açgı, basçık, alnaç, alışkı, ansıma, çavlan, ardıl. Peki bunlar ne demek biliyor musunuz?
Eski Türkçe ve Osmanlıca kısır dildir diyenlere, "stres" kelimesi yerine kullanılan ifadeleri yazalım yeter. Dert, gam, kahır, keder, gussa, yeis, tasa, mihnet, elem, üzüntü, sıkıntı, endişe, kasvet, nedamet, melâl, enduh, füduret, hüzün, hüsran, hicrân, ızdırap, inkisar, kâbus, hafakan, teessüf, teessür, vehim, buhran, matem, gaile.
Biz Çin Seddi'nden Adriyatik'e kadar uzanan bir medeniyetin çocuklarıyız diyen sözde milliyetçiler, şimdi oralara ziyarete gitseniz, "Çok oturgaçlı götürgeç" le mi gideceksiniz? Bre ahmaklar uyanın! Yani demem o ki, cehalet gerçek saadetmiş. "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem!" sözünü duymamış olsaydık eğer. "Eğ başını, kıl beşini, gör işini!" diyen şeytanın fikirleri benim de hoşuma gidiyor ama bunlar ahirette işe yaramıyor!
Sıkıntı orada!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.