Pazar 08.03.2015

Şeker hastalığı hakkında bilmeniz gereken on iki gerçek

Sık idrara çıkma, aşırı susama, iştah artışı, halsizlik, yorgunluk, ciltte kuruluk ve yaraların geç iyileşmesi gibi belirtilerle ortaya çıkan şeker hastalığı, günümüzde oldukça yaygın görülüyor. Hastalığı tetikleyen kontrol edilebilir risk faktörlerinin düzenlenmesiyle ise kan şekeri dengesi sağlanabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Sibel Ertek, şeker hastalığı ile ilgili bilinmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı:
Şeker hastalığı (diyabet), pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya insüline direnç gelişmesi sonucu ortaya çıkar.
İnsülin, kandaki şekerin hücrelere girmesi için gereklidir. Yağ dokusundaki artış, fazla kilolar ve obezite, insülin direncine neden olarak diyabet riskini artırır.
Tip 1 diyabette pankreastan insülin salgılanmaz, bu nedenle tedavisinde insülin salgılatıcı tabletler yerine insülin iğnesi kullanılmalıdır.
Tip 1 diyabet genellikle çocuklukta veya erken gençlikte ortaya çıkar.
Tip 2 diyabet hastalarında insülin direnci ve yetersizliği vardır. Bu hastaların çoğunun ailesinde ve yakın akrabalarında da şeker hastalığı bulunur. Tip 2 diyabet hastalarının çoğu fazla kiloludur.
Ailesinde tip 2 diyabet hastası olanlar kilo kontrolü, uygun diyet ve düzenli sporla kendilerinde şeker hastalığı gelişmesini önleyebilir veya geciktirebilirler.
Kan şekerinin sürekli yüksek seyretmesi kalp ve beyin damarlarında, gözde, böbreklerde ve sinir uçlarında hasara yol açar. Şeker ilaçları veya insülin damarlara, karaciğere, böbrek veya göze zarar vermez, bu organları korur.
Şeker hastalarında en sık damar hastalıkları görülür. Şeker hastalarının tansiyon ve kolesterol değerlerinin şekeri olmayanlardan daha sıkı kontrol edilmesi gereklidir. Çünkü diyabette damar sertliği ve tıkanıklığına bağlı kalp krizi ve felç riski 2 ila 4 kat yüksektir. Diyabetle beraber yüksek tansiyon, yüksek kolesterol düzeylerinin de olması ve sigara kullanımı ile bu riski katlayarak artırır.
Gebelikte şeker hastalığı gelişenlerin, gebelik sonrasında da tip 2 diyabet olma ihtimali nedeniyle takip edilmeleri gerekir.
Teknolojideki son gelişmeler, gelecek yıllar içinde insülinin iğne şeklinde kullanımı dışında yeni yöntemlerin uygulanabileceğini göstermektedir.
Kan şekerinin açlıkta 100 mg/dL'nin üzerinde veya yemekten 2 saat sonra (toklukta) 140 mg/dL'nin üzerinde olması ''prediyabet'' olarak adlandırılır ve ''şeker hastalığına yatkınlık'' olarak bilinir. Bu hastaların şeker hastalığını önlemek üzere alabilecekleri önlemler için doktora başvurması gerekir.
Açlıkta kan şekerinin 126 mg/ dL'nın üstü ve yemekten 2 saat sonra (toklukta) 200 mg/dL'nin üstündeyse şeker hastalığı (diyabet) tanısı konur. ''Tokluk'' şeker ölçümü yerine '' 75 g şekerli su testi'' ile bakılması daha hassas bir yöntemdir, ''gizli şeker'' hastalığının da tanınabilmesini sağlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.