Ayhan B. ATALAY: Reductio ad absurdum!

Reductio ad absurdum bir felsefe terimidir. Olmayana ergi yoluyla erişme yöntemi. Absürd, anlamsal öğeleri birbiriyle bağdaşmayan, saçma ise, öğeleri birbirini tutmayan, birbiriyle bağdaşmayan düşüncedir. Saçmanın bir anlamı vardır; fakat yanlıştır, anlamsızın ise hiçbir anlamı yoktur.
Otomobil fiyat listelerinde görürüz hani, vergiler dâhil anahtar teslim fiyatı diye yazarlar. Siyasette biraz ona benziyor! Katkılara, yol arkadaşlıklarına, makama, mevkiye, çileli günlere, geçen onca zamana, sadece dillerde dolaşan dostluk ve kardeşlik söylemlerine inat; ihanet dâhil anahtar teslimi operasyondur siyaset!
Ayrıca bu sadece günümüze özgü bir durum da değildir. Peygamberlerin yanındakilerde bile bu durum neredeyse hepsinde görülmüştür.
Ortalığı toz tuman eden son söylemlere takılmayın, tecrübe dedikleri böyle bir şey olsa gerek, gençken bizler de çok şaşırırdık; lakin zaman hiçbir şeyin sürpriz sayılmaması gerektiğini öğretti bize.
Önümüzde yeni bir seçim daha var, bu çok önemli zor bir süreçten geçmekteyiz diyeceğim lakin bir türlü geçememekteyiz demek daha doğrusu galiba! "Tamam, bu belayı da atlattık" dediğimiz her zorluğun ardından başka bir bela ve musibet ile karşılaşıyoruz. Telefon rehberimdeki insanların birçoğu milletvekili aday adayı; Seçilirler, seçilmezler onu biz bilemeyiz, lakin mademki biz nasibe ve kadere inanan insanlarız süreci doğru- dürüst ve namuslu devam ettirmekle sorumluyuz. Zira bizler süreçten sorumluyuz sonuçtan değil.
Milletvekilliği öncesinde fikrimi soran her arkadaşıma standart olarak söylediğim sözleri bir kez de yeni aday arkadaşlarıma bildirmekte fayda var; bu çok zor ve engebeli bir yol. Çoğu arkadaşımız yolda kurda-kuşa yem oldu. Bazen karakterleri ve manevi donanımları bu yolu bitirmeye yetmedi. Hem dünyalarını hem de ahretlerini bir hiç uğruna harcadılar. Seçilip büyük mevkileri işgal eden arkadaşlarım da bazen dillerinin, bazen ellerinin, bazen de bellerinin kurbanı oldular.
Başta kendiniz olmak üzere, bu ülke ve sizden medet uman mazlum dünya halklarına bir faydanız olacaksa girin bu yola. Donanımınız ve karakteriniz köşeliyse girin bu yola, zorlukları inandığınız kutsal dava uğruna seve seve göğüsleyebilecekseniz girin bu yola. Yoksa sonu hüsran ve pişmanlıkla bitecek bir yolun ne size ne millete bir faydası olmayacaktır. Önce dünyada yaptıklarınıza bakın, sonra kararınızı verin, sonu başından belli olan bir hikâyeden ne zevk alacaksınız düşünün! İlk parafı dikkatli okuyun, size uyuyor mu bakın, "Çok pişman oldum, şeytana ve nefsime uydum" derseniz kimse inanmaz. Ne birbirinize, ne nefsinize ihanet etmeyin lütfen!