AYHAN B. ATALAY: 3 Aylar, 30. Yıl, 23 Nisan, Çanakkale ve Regaip Kandili!

Kutlanması gereken günler, aylar ve haftalar; hepsi birden herkese kutlu olsun. Hayır ve huzur getirsin, bizi birbirimize yaklaştırsın ve kardeşliğimizi pekiştirsin diye dua ve temennide bulunuyorum. Geçen yazımda da belirtmiştim, mübarek üç ayların içindeyiz. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan, Ramazan ayının müjdecisi bu aylar mübarek olsun. Gazetemiz Sabah'ın kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Demokrasi ve vesayet rejimi arasındaki çizginin belirginleşmesinde önemli bir görevi yerine getirdi Sabah ATV Grubu. Kimilerine göre, "Havuz Medyası" diye adlandırılsa da, Milletin öz değerlerine sahip çıkan, vesayete savaş açarak demokrasiyi ayakta tutmaya çalışan tavrı ayakta alkışlanması gereken onurlu bir duruştu. 23 Nisan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu ve milli egemenlik vurgusunu yaşatması için çocuklara emanet edilecek rejimlerin ilelebet yaşatılması temasıyla kutlanmaya başlanmıştı. Cumhuriyet neredeyse yüz yaşına giriyor, ama halen tartışmaları bitmedi. Umarız ve dileriz çocuklar bizlerden akıllı olurlar da, bu rejimi ayağa kaldırabilirler. Çanakkale'de toplamda 500 bin insan öldü. Vatanını ve namusunu savunan yaklaşık 250 bin vatan evladı şehit oldu. Yüzüncü yılı münasebetiyle büyük törenler düzenleniyor, ama ne olur dikkat edin, toplumun ve siyasilerin bir kısmının ilgisi- alakası yok. Hatta "Keşke işgal edilseydik, Batılı hayat tarzıyla ne güzel yaşardık..." diye iç geçiren milyonların varlığından da emin olun. Şimdi vatan ve namus kavramlarını tekrar sorgulayın lütfen! Efendimiz, Peygamberimiz Hazreti Muhammed (SAV)'in dünyaya teşriflerinin 1444. Yılını kutluyoruz. Dünya O'nun gelişinden önceki günlerine sanki geri dönmüş durumda. Mümkün olsa da, sesimizi duyurabilsek ve "Ne olur bir daha gel ve dünyamıza tekrar ışık dolsun, bizi bu zulmetten kurtar" diyebilsek. O'nun bıraktığı günlerden ne iz, ne eser kaldı. Muhalif rüzgârlar bizi sağa-sola savurdu. Çeşme Rubaileri'ni dinleyin; Çekti götürdü beni yolum bir yana/ Başım bir yana düştü, kolum bir yana/ böyle kaldım ortada köksüz ve dalsız/ oğul bir yana gitti, kızım bir yana.