HASAN ÖTKÜN: Gençlerbirliği ve taraftar

Bir spor müsabakası taraftar faktörü ile birlikte hayat bulmaktadır. Özellikle futbol maçlarında taraftar kavramının sahaya olan etkisini görmemek ya da umursamamak: güneşi balçıkla sıvamaya benzer. Marşlar ve çeşitli tezahüratlarla kendi oyuncularını yüreklendiren taraftar toplulukları: protestoları ve yuhalamaları veya ıslıklamalar ile karşı takım oyuncularını ve de özellikle hakemi büyük baskı altına almaktadırlar. Futbolcu. beğenildiğini ve desteklendiğini gördüğü zaman daha özgüvenli top oynar. İşte bu nedenledir ki, taraftar sahada oynanan futbolu birebir etkilemektedir. Geçtiğimiz sezon Spor Toto Süper Lig'de bir önceki yıla oranla taraftar sayısında yüzde 48 azalma olmuş. İster uygulamaya konan passolig'den dolayı diyin, ister taraftar artık kalite istiyor, gelişi güzel adet yerini bulsun diye oynanan futboldan haz etmiyor diyin. Ancak bir gerçek var ki: rakamlar hiç bir zaman yalan söylemez. Tüm takım yöneticilerin şapkalarını önüne koyup düşünmesini gerekir. Tribünden kaçan seyirci nasıl geri gelir diye araştırma yapmalıdır. Bu arada geride bıraktığımız sezonda de en fazla taraftar kaybı yaşayan kulüp kim dersiniz? Aslında bunu tahmin etmek için falcı olmaya gerek yok. Üzülerek söyleyelim ki: Gençlerbirliği, Başkent ekibi bir önceki sezona oranla yüzde 90'a yakın taraftar kaybı yaşamış. Az buz bir oran değil. Tam yüzde 90. Sayın İlhan Cavcav ve yönetiminin tümünün birden şapkasını önüne koyup bu hazin ve düşündürücü istatistiği yeni sezonda daha pozitife çevirmenin çarelerini aramalıdır. Bu işler, gömlek değiştirir gibi teknik adam değiştirmekle ya da sivri demeçlerle olmuyor.