Son Güncelleme: Pazar 18.10.2015
AK Partili kadınlar siyasetin gülen yüzü
Başkentin başarılı kadın siyasetçilerinden AK Parti Ankara 2. Bölge 5. sıra milletvekili adayı Lütfiye Selva Çam, 'erkekleşmeden' siyaset yapmanın formülünü verdi. Çam, kadınların AK Parti ile siyasete girmesi sonucunda siyasetin halk tarafından görünen yüzünün yumuşadığını söyledi
AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı ve Ankara 2. Bölge 5. sıra milletvekili adayı Lütfiye Selva Çam SABAH Ankara'nın sorularını yanıtladı. Çam, kadın olarak siyasetin gülen yüzü olduklarını ve kadınların "erkekleşmeden" siyaset yapma tarzının olması gerektiğini belirtti.
Ankara bir başkent olmanın yanı sıra bütün politikaların üretildiği bir merkez. Siyaset, bürokrasi ve partilerin karar noktasıdır. Ankara benim doğmadığım ama büyüdüğüm bir şehir. Okul hayatımın tamamı başkentte geçti. Çok farklı yapıların olduğu bir ortamda büyüdüm. Bunun için Ankara'nın yapısını çok iyi biliyorum. Bir Ankaralıdan daha fazla Ankaralıyım. Ankara doğumlu olup bütün hayatını şehir dışlarında geçirenlerinde Ankaralı olarak adlandırılmasına karşıyım.
Eskiden siyasetin halka dönük yüzü daha sertti. Bu da AK Parti döneminde hayata geçmiştir. Kadın olarak siyasetin gülen yüzüyüz. Kadınlar bir erkek vekile gittiğinde rahatlıkla sorunlarını anlatamazken, kadınlarımız, bir kadın vekil gördüğü zaman derdini çok daha rahat anlatabiliyor. Kızına, kardeşine bir şey anlatır gibi sorununu bizimle paylaşabiliyor.
Özellikle siyaset yapacak kadınların siyasete kadın bakışıyla girmesini tavsiye ediyorum. Çünkü siyaset gerçekten erkek egemen bir alan. Biz siyaseti eğer erkekler gibi yaparsak hep geride kalırız. Erkekleşmeden bir siyaset yapma tarzımızın olması lazım. Biz anneyiz aynı zamanda eşiz ve anne babamızın da çocuğuyuz. Bunun için her yere yetmek zorundayız. Yani bir 'süper girl' ortaya çıkıyor. Bu da aile sisteminizi ona göre oturtmanıza bağlı. Ben siyasete başladığımda küçük kızım 4 yaşındaydı ve genel merkezde büyüdü. Ama onunla kaliteli vakit geçiriyordum. Evdeki düzen tutturulduğunda her yere yetmenin mümkün olacağını düşünüyorum.
Seçim çalışmalarımızda bize gelen en büyük şikayet işsizlikle alakalı. Hem Ankara, hem de Türkiye anlamında iş konusunda sorunlar var. Gençlerimiz ve kadınlarımızın teşvik edilmesi önlerinin açılması önlerinin açılması gerekiyordu ve AK Parti seçim beyannamesiylebu sorunu çözecek adımları attı. Sahaya çıktığımızda şunu görüyoruz; Aileler çocuklarının eğitimine katkıda bulunmuşlar ve bir yerlerde iş sahibi olmalarını istiyorlar. Ama Ankara memur kenti olduğu için hep kamuda görev almak gibi bir düşünceleri var. Ben bu noktada girişimci genç ve kadınların önünün açılması ve desteklenmesini istiyorum. Zaten açıkladığımız seçim beyannamesinde de bu konuda büyük kolaylıklar var. Özelde Ankara, genelde de Türkiye bağlamında gençlerin ve kadınların girişimciliğe teşvik edilmesi taraftarıyım. Çocuklarımızın yeteneklerine göre meslek liselerine teşvikini artırarak hem kalifiye eleman ihtiyacımızı gidermiş hem de işsizliği önlemiş oluruz. Organize sanayi bölgelerinde meslek liseleri kurulması da beyannamemizde yer alan diğer bir nokta. Bu anlamda ciddi boutta ara eleman yetiştirmemiz gerekiyor.
Biz 7 Haziran'da çıkardığımız milletvekili sayısına her iki bölgede de birer tane milletvekili eklemeyi hedefliyoruz. Hedeflerimiz doğrultusunda en son sıradaki milletvekili adayı arkadaşımız bile canı gönülden çalışmalara katılıyor.
Parti olarak günübirlik çalışmaları hedeflemedik. Süreç geliştikçe yapılması gerekenleri önümüze koyduk. Bir önceki seçimlerde seçmenimiz 'Daha önce mega projelerle çıktınız, bu defa neden mega proje yok' dedi. Biz yeni parti değiliz. 13 yıllık iktidar dönemimizde yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı. 7 Haziran'da sahada emekli maaşlarından tutun asgari ücrete, taşeron sorununa kadar her konuda vatandaşla muhatap olmuştuk. Bize dedik ki, biz iktidar partisiyiz bir şeyler vaat etmemize gerek yok biz yapacağımızı yaptık bundan sonra da ekonomimiz el verdiğince, istikrar devam ettiği tetirde zaten süre gelen iyileşmeler olacaktır. Şimdi de bana soruyorlar bu beyannameyi neden 7 Haziran'da değil de 1 Kasım'da koydunuz diye. Bende şu cevabı veriyorum: 'Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı'diyerek yola çıkmıştık. Ama geçen seçim anladık ki seçmenimiz bizden projelerimizi duymak istiyor. Seçmenimiz yapacağımız şeyleri bizim kendilerine açık bir şekilde anlatmamızı istiyor. Bu süreç zarfında iktidara geldiğimizde bu mega projelerle yine Ankara'yı daha iyi bir noktaya getirmek için çaba göstereceğiz.
Ankara seçmeni son 3 ayda yaşadığımızı çok net bir şekilde gördü. Dolayısıyla biz istikrar devam etsin diye yola çıkmış, büyük bir samimiyetle 81 ilimizde çalışan tecrübeli bir ekibiz. Ankaralıların bu 3 aylık süreçte gözlemlediklerini sandığa yansıtacaklarını düşünüyorum. Seçmenin tabloyu iyi okuması gerekiyor. İstikrarın olmadığı yerde pusuda bekleyen kişilerin bir aktör olarak ortaya çıktığını ve ülkeyi karıştırmak için kolları sıvadığını gördük. Seçmenin sandıkta verdiği her karara saygılıyız. Kesinlikle sandığa gitmeme gibi bir küskünlük yapmayalım.
"Biz anneyiz aynı zamanda eşiz ve anne babamızın da çocuğuyuz. Bunun için her yere yetmek zorundayız. Yani bir 'süper girl' ortaya çıkıyor. Bu da aile sisteminizi ona göre oturtmanıza bağlı."
EN SON HABERLER
- 1 FETÖ’cülerin sağlık dernekleri durmuyor
- 2 Hizmet aşkıyla dolu dolu iki yıl
- 3 Sağlık vatandaşın ayağında
- 4 Sosyal belediyecilikte ilkleri yaşattık
- 5 Mamak caddesi ışıl ışıl
- 6 Mamak’ta GES Atağı
- 7 Emektar stadyum yeni yüzüne kavuşacak
- 8 Mamak Belediyesi’nden engellilere özel hizmet
- 9 Mamak tarım üssü
- 10 Mamak yeşile büründü