Yusuf YALKIN: Oto riter bir Ankaralı…

Hayatı elbette ciddiye almak gerekir! Çünkü, yaşamak bizlere verilmiş en büyük lütuftur. İnsanlar, yaşamları boyunca türlü çeşitli olaylar yaşarlar… Acısıyla tatlısıyla sürekli hayatın içinde oluruz! Kimi zaman o bize çalım atar, kimi zaman biz onu şaşırtırız… Beklediğimiz şeyler olur kimi zaman, bazen de büyük sürprizlerle karşılaşırız… Statik anlarımız da olur; dinamik anlarımızda… Güleriz de, ağlarız da… Ama, hayat hep devam eder… Denildiği gibi, zaman bir su gibi akar gider… Tutamayız onu… Sadece yaşarız…
Hikayemizin kahramanı; Ankara'nın otoriter bir spor adamı… Yüzü pek gülmez… Hep ciddidir… Bu nedenle, sporcular ondan çok çekinir, hatta korkarlar! Bu zat, bir gün kafile başkanlığını yaptığı takımla yurt dışına gitmeden önce otoritesini yine göstermek ister ve hava alanında sporculara nasihat etmeye başlar. Özetle der ki, "Ciddi olun, yüksek sesle konuşmayın, kahkaha atmayın, sakız çiğnemeyin, hatta çok gerekmezse uçakta yerinizden bile kalkmayın…" Ama uçuş uzundur… Bir süre sonra sporculardan biri sıkışır; kıvranmaya başlar. Ama bir yandan da kafile başkanından çekinmektedir… Sonunda, dayanamaz ve "Her türlü tepkiyi göze alarak" tuvalete gider. Bir süre sonra yerine döndüğünde uçağı "Harika bir parfüm kokusu" kaplar. Güzel kokuyu otoriter kafile başkanı da fark eder ve hostesi çağırıp merakla sorar: "Neyin nesi bu koku?" Hostes gülerek, "Efendim, WC'de çeşit çeşit losyonlarımız mevcut… Ünlü markalar… Onlardan birinin kokusudur" der. Bu yanıttan sonra, kafile başkanının içine "Büyük bir merak" düşer. Bir süre tereddüt geçirir. Ama sonunda dayanamaz; yerinden kalkar ve aceleyle kendini uçağın tuvaletine atar. Bir süre sonra da çıkar… O anda uçaktakilerin neredeyse tamamı kahkahayı basarlar… Bütün yolcuları adeta "Gülme krizi" tutar, uçakta bir kahkaha tufanı meydana gelir. Otoriter spor adamı şaşkınlık içindedir. Gülüşlere bir anlam vermekte zorlanır… Kendi kendine, "Ne oldu acaba?" diye düşünür. Oysa bir şeyin farkında değildir… Yüzü neredeyse bir kızılderilininki gibi rengarenk olmuştur… Uçağın tuvaletinde losyon şişelerinin yanı sıra "Sprey ayakkabı boyaları" da vardır. Otoriter kafile başkanımız belli ki, yüzüne yanlışlıkla bunlardan sıkmıştır. Hem de çeşit çeşit!.. Hep "Ciddi konular" olacak değil ya, bugün de "Mizah" yazayım dedim…