İranlı yönetmenden Türk dizilerine övgü

Başkent Ankara, 30 film ve 150 sanatçıyla geniş katılım sağlanacak ve Türkiye'de ilk özel İran film festivali olacak "1. ASR Film Festivali"ne ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 19-21 Şubat arasında Meyra Palace'ta gerçekleştirilecek festivalde ödül alacak filmler ünlü İranlı yönetmen Kiumars Pourahmad'ın başkanlık ettiği jüri tarafından ciddi bir seçim aşamasından geçiyor. Film seçmeleri için üç gündür Ankara'da bulunan ünlü yönetmen Pourahmad ile de bu sırada görüşme fırsatı yakaladık ve sinema ve dizi sektöründen siyasete uzanan bir röportaj gerçekleştirdik.
Yurtdışında böyle büyük bir İran Film Festivali'nin gerçekleştiriliyor olmasının İran sineması açısından önemi nedir?
Global anlamda da ilk defa yurtdışında bu kadar fazla sayıda İranlı yönetmen, yapımcı ve oyuncunun bir araya gelmesi ayrı bir önem taşıyor. Bu sebeple bu festivalin İran'da da büyük bir yankı uyandıracağını düşünüyorum. İran hükümeti normalde bu tür yurtdışındaki özel firmaların gerçekleştirdiği festivallere izin vermek istemiyor.
Peki bu festivalin "Türkiye"de gerçekleştirilmesinin İranlı sinemaseverlerdeki taşıdığı anlam ne?
İran halkının Türkiye'ye bakışı diğer ülkelere göre çok daha farklı. İran halkı, Türk halkını kendine başta kültürel olmak üzere bir çok anlamda daha yakın ve sıcak görüyor. Ben de Türkiye'yi seviyorum. Şu an İran'da bir festival var o da hükümetin elinde. O festivale de belirli kişiler katılıyor ve belirli kişiler ödül alıyor. Bunlar da öncesinden belli oluyor. Rekabet açısından bakarsak maalesef orada şartlar eşit olmuyor. Devlet yurtdışında böylesine büyük üstelik özel bir firmanın öncülüğünde bir festivale de doğal olarak izin vermek istemiyor. İran sineması şuan devletin kontrolü ve baskısı altında. Bu festival ile bu tekel kırılmış oluyor. Türk demokrasisi İran sinemasına katkıda bulunuyor.
İran sinemasının başarısını neye bağlıyorsunuz?
Bence bizim sinemamızın başarısı sinema gelmeden evvel tiyatroya verdiğimiz önemden kaynaklanıyor. Evet başarımızın farkındayız, bu zamana kadar da çok yol aldık ama devrimden sonra işler biraz yavaşlamaya başladı. Daha da ileride olabiliriz ama artık sanki yerimizde sayıyoruz gibi.
Net olarak söylemek gerekirse İran Sineması geleceğe nasıl bakıyor?
O zaman şunu net olarak söyleyebilirim ki İran sineması geleceğe umutla bakıyor. Durduğumuz yerde sayıklasak da bir şekilde işimize devam ediyoruz. Sinemaya karşı olan kitleler bile şuan sinemayı benimsemiş durumdalar. Sinema İran halkında bir kültür haline geldi. Her şeye rağmen İran sinemasının ilerleyeceğine, daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Türkiye'deki imkanlar olsaydı daha fazla ilerleyebilirdik.

'DİZİ SEKTÖRÜMÜZ DE BAŞARILI OLSA'
Türk sinemasının gelişebilmesi için neler yapılabilir? İran sineması ne kadar iyiyse ve iyiye gidiyorsa, dizilerimiz de bir o kadar kötü ve kötüye gidiyor. İran halkının yüzde 90'ı Muhteşem Yüzyıl'ı, Hürrem'i izliyor. Bizdeki diziler ise yine hükümetin kontrolünde, zaten altı kanal var, onlarda da diziler ramazan aylarında ve nevruz zamanları gösteriliyor. Keşke bizim de dizi sektörümüz bu kadar başarılı olsa, İran dizileri de yurtdışında çok izlense diyoruz. İran olarak sinemada ün sahibiyiz ama keşke dizilerde de Türkiye dizileri kadar ün sahibi olsak diyoruz. Bence Türkiye dizi ihracatından elde ettiği gelirleri sinema sektörüne aktarabilir. Türkiye dizi sektöründe gösterdiği başarıyı sinemada da gösterebilir.