Son Güncelleme: Pazar 12.11.2017
Görme engelli öğretmenin büyük başarısı
Judo, halter, disk atma ve goalball’da birçok başarıya imza atan görme engelli öğretmen Fatma Öğer, çağrıldığı milli takıma ise öğrencilerinin eğitiminin aksamaması için gidemedi
ZORLUKLARI AŞTI
Ailesinin de desteğiyle zorlukları aşarak başarıya ulaşan Öğer, "16 yaşına kadar görme derecem biraz daha iyiydi. Liseyi yapı ressamlığı bölümünde okudum. Burada çok fazla çizim yaptığım için görme derecem düştü. Liseyi bitirdikten sonra sözel bölümüne geçmek zorunda kaldım. Çok zorlu süreçlerden geçtim. 5 yıl boyunca bir yerde çalışma veya dersle ilgili bir çaba içerisine girmedim. Yapamayacağımı düşündüm. Daha sonra kardeşim üniversiteyi kazandı. Beni de cesaretlendirdi. Ailem bana destek oldu. 2008 yılında görme engellilerle tanışıp 2009 yılında da kardeşimin teşvikiyle Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandım" dedi. Üniversiteyi bitirmesinin ardından 2015 yılında Ege Anadolu Lisesine edebiyat öğretmeni olarak atandığını ve öğrencilerle ilk karşılaşmasında görme engelli olduğunu açıklayarak dersine başladığını anlatan Öğer, "Öğrencilerime görmediğimi söyledim, onlar da öğrendiklerinde kendileri için sıkıntı olmayacağını söylediler. Görmememle ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Öğrencilerimden, 'Nasıl olur, nasıl ders işleyeceğiz' diyen olmadı" diye konuştu.
'Öğrencilerimin desteğiyle dersler daha verimli geçiyor
Öğer, öğrencilerinin spor yaptığını bildiklerini ve hayret ettiklerini söyleyerek, "Dersi kaynatmak için bile sordukları oluyor. Sporun onlar için de gerekli olduğunu söylüyorum" dedi. Öğrencilerin kendisine yardım ettiğini ve onların desteğiyle derslerin daha verimli geçtiğini söyleyen Öğer, "Tahtaya görmeden yazı yazdığım için onlardan yardım alabiliyorum. Cümleyi yazdıktan sonra ek kök ayıracaksam, altını çizeceksem, ek ya da kökün hangi durumda olduğunu bildireceksem cümleyi ben yazıyorum onlar da altını çiziyorlar. Öğrencilerin ilk oturma planları aklımda kalıyor. Oturma sıralarına yaklaşıp öğrencilere soru sormak için seslendiğimde yer değişikliği varsa nerede oturduğunu söylüyorlar. Yoklama için öğrencilerime listeyi veriyorum. Yoklamayı onlar sesli şekilde alıyorlar" dedi.
'Öğretmenim hani siz hiç görmüyordunuz?'
Edebiyatı hiç sevmeyen öğrenciye bile dersi sevdirebildiğini anlatarak, "Onların ilgisini çekmeye çalışıyorum. Onların karşılarında ses tonu olsun, karşılarında düzgün konuşma, iletişimi düzgün kurabilmek ve sağlıklı bir şekilde devam edebilmek güzel oluyor. Edebiyatı seven de sevmeyen de ister istemez oluyor. Onlar genç, sınıfta ses de olabiliyor. Dersleri işlerken görmeden ziyade duymanın önemli olduğunu bildikleri için uyardığımda susup dersimizi işliyoruz" ifadelerini kullandı. Öğrencilerin ses tonlarını 2 hafta sonunda tanıdığını ve öğrencilere isimleriyle hitap ettiğini kaydeden Öğer, "Onların kim olduğunu tanıyorum. Hocam dediklerinde, parmak kaldırdıklarını görmediğim için seslerini tanıyarak isimleriyle hitap ederek onları dinliyorum" şeklinde konuştu. Öğretmenliğinin ilk yıllarında görmemesinden faydalanmak isteyen bir öğrencisiyle arasında geçen bir anısını anlatan Öğer, "Göreve başladığım zaman bir anım olmuştu. Bir öğrencim benim hiç görmediğimi düşünerek kapıya doğru yaklaşıp iyi niyetimi suiistimal etmişti. Ben de onu fark edip kapıya doğru yaklaştım. Sonunda kapıda buluşup 'Hayırdır nereye gidiyorsun' dedim. O da bana 'Öğretmenim hani siz görmüyordunuz' diyerek çok şaşırmıştı" dedi.
'Veliler engelimi anlamıyor, sonra kendim söylüyorum'
Velilerden olumlu tepkiler aldığını söyleyen Öğer, "Veliler görme engelli olduğumu ilk başta anlamıyorlar. Sonra ben kendim söylüyorum. Bununla ilgili olumsuz bir durum olmadı. Aksine ailelere çocuklarının benden bahsettikleri oluyormuş. Bu da benim hoşuma gidiyor. Öğrencilerle sağlıklı bir iletişim kuruyorum ki demek ki onlar da takdir ediyor. Herhangi bir olumsuz tepki almadım" dedi. Öğer, öğrencilerinin her türlü sorunuyla yakından ilgilendiğini de dile getirerek şunları söyledi: "Öğretmen öğrenci ilişkisi dışında da bir ilişkimiz oluyor. Onların hayatlarında yaşadıkları zorlukları da dinliyorum. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlar bana sevgi ve saygılarını verdiği müddetçe ben de onlara her şekilde destek çıkmaya çalışıyorum. Gün geliyor sarılıp ağlayabiliyoruz. Onlarla sürekli iç içeyiz. Dışarıda da abla kardeş gibiyiz."
'Goalball oynuyordum halter de yapabilirsin dedi'
antrenör yönlendirmesiyle haltere başlayarak şampiyonluk yaşayan Öğer, "Goalball oynuyordum ve oradaki antrenörüm halter de yapabileceğimi anlattı. 2013 yılında onların teşvikiyle haltere başladım. Çalışmalarıma başladım ve 2014 yılında Görme Engelliler Türkiye Halter Şampiyonası'nda 1'inci oldum. Aynı yıl milli takıma seçildim. Ay yıldızlı forma ile 2014 yılında Antalya'da düzenlenen Görme Engelliler Dünya ve Avrupa Halter Şampiyonası'nda 60 kiloda 2'nci oldum. 2015 ve 2016 Görme Engelliler Türkiye Halter Şampiyonası'nda 60 kiloda 1'inci, 2017 yılında Görme Engelliler Türkiye Halter Şampiyonası'nda 2'ncilik elde ettim" ifadelerini kullandı. Derslerin aksamaması için milli takıma gitmediğini anlatan Öğer, "Milli takıma seçildim ama 2015-2016 yıllarında gidemedim. Öğrencilerimi bırakamadım" diye konuştu.
EN SON HABERLER
- 1 FETÖ’cülerin sağlık dernekleri durmuyor
- 2 Hizmet aşkıyla dolu dolu iki yıl
- 3 Sağlık vatandaşın ayağında
- 4 Sosyal belediyecilikte ilkleri yaşattık
- 5 Mamak caddesi ışıl ışıl
- 6 Mamak’ta GES Atağı
- 7 Emektar stadyum yeni yüzüne kavuşacak
- 8 Mamak Belediyesi’nden engellilere özel hizmet
- 9 Mamak tarım üssü
- 10 Mamak yeşile büründü