Resim aşkı engel tanımadı
Henüz 6 yaşındayken elektrik akımına kapılarak kollarını kaybeden Yusuf Akgün, hayallerini ağzıyla tuttuğu fırçayla tuvale aktarıyor
6 yaşında çobanlık yaparken, oyun olsun diye elektrik direğine tırmandım. Elektrik akımına kapıldım ve kollarımı kaybettim. Ailem, bulunduğumuz yerde toplumun engellilere bakış açısının etkisiyle ve engelli olarak bakımımı sağlayamayacaklarını düşünerek beni Çocuk Esirgeme Kurumuna bıraktı. Kurum, engelli olmayan çocuklarla birlikte beni de okula gönderdi. Engelli olmayan çocuklarla birlikte yaşadığım kurumda bin 600 civarında çocuk vardı, ben de oradaki şartlara ayak uydurmak zorunda kaldım. Kişisel bakımımı mümkün olduğunca kendim sağlamak için çabaladım.
Kollarım olmadığı için toplumdan soyutlandım. Ben de önyargıları kırıp kendimi fark ettirmek için engelli olmayan insanlar gibi yaşamaya çabaladım. 8 yaşındayken okuldaki çocukları gözlemleyerek ağzımla kalem tutmayı keşfettim. Sonrasında aşama aşama ilerleyerek resim yapmaya başladım. Bu yeteneğimi keşfettikten sonra insanlar bana acımak yerine beni merak etmeye başladılar. Kısaca söylemek gerekirse bu benim kendimi kanıtlamak amacıyla seçtiğim bir yoldu. Elbette insan olduğumuz için umutsuzluğa düşebiliyoruz. Ancak ben pes edersem toplumdan soyutlanacağımı düşünerek hayattan kopmamaya çaba gösterdim.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı eskiye nazaran çok aktif. Yapılan faaliyetler takdire şayan. Kendini göstermeye çalışan engelliler için bir sınırlama yok. Birey engelli olsa da topluma ve kendisine büyük katkı sağlayabilir. Bunun çok güzel örnekleri var. Uygulamaya konulan politikaların devam etmesi halinde engellilerin hayata daha da bağlanabileceğini düşünüyorum. Ben hayatta ne yapmak istesem bir yolunu buldum. İnsan istedikten sonra her şeyi yapabilir.
Devlet bakımı altındayken, hayata küstüğümüz dönemlerde Kemal Sunal filmleri sığındığımız bir limandı. Hayatın zorluklarına karşı motivasyonumuz düşmeye başladığında Kemal Sunal filmleri izler, hayata tutunurduk. Bu nedenle oğlu Ali Sunal ile tanışmayı çok isterim. Cüneyt Arkın ve Kadir İnanır'ı izlerken de cesur ve dürüst bir gencin nasıl olması gerektiğini görürdük. Zorluklara karşı cesurca mücadele etmeleri bizi de yüreklendirirdi. Onlarla bire bir tanışmamış olsak bile hayatımın her alanına dahil oldular, aldığım her kararda etkileri olmuştur. Ailemizin yokluğunda onlar bizler için birer rol model oldular.
Yurtiçi ve yurtdışında Yeşilçam ünlülerinin portrelerinden oluşan koleksiyonumu sergileme fırsatı buldum. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle açtığım sergi sayesinde tablolarımı yüzlerce kişiye ulaştırabildim. Resmin yanı sıra sporla da yakından ilgiliyim. Avusturya, Fransa, Çek Cumhuriyeti gibi15 ülkede, yüzme, kickboks, judo, atletizm gibi branşlarda ülkemi temsil ettim. Avrupa Birliği Projeleri ile gönüllülük projelerine katıldım. Devletin yetiştirme yurtlarında geçirdiğim 18 yıldan sonra, gönüllülerden oluşan bir ekiple koruma altında bulunan çocuklarla vakit geçiriyorum. Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerde eğitimler veriyorum.
Betül USTA
EN SON HABERLER
- 1 FETÖ’cülerin sağlık dernekleri durmuyor
- 2 Hizmet aşkıyla dolu dolu iki yıl
- 3 Sağlık vatandaşın ayağında
- 4 Sosyal belediyecilikte ilkleri yaşattık
- 5 Mamak caddesi ışıl ışıl
- 6 Mamak’ta GES Atağı
- 7 Emektar stadyum yeni yüzüne kavuşacak
- 8 Mamak Belediyesi’nden engellilere özel hizmet
- 9 Mamak tarım üssü
- 10 Mamak yeşile büründü