“Oyuncaklar yetim kalmayacak”

Ölümü ile Türkiye'yi yasa boğan küçük Eylül'ün ailesi, yaşanan acı olayın ardından mezar başında yemin etti, "Seni yaşatamadık meleğim ama artık çocuklar ölmeyecek. Tüm yavruları yaşatacağız" sözü verdi. Yağlıkara ailesi, yaklaşık bir ay önce Polatlı'da kaybolan ve tüm çabalara rağmen cansız bedenine ulaşılan kızları Eylül'e olan özlem ve kaybolan çocuklar başta tüm çocukları koruyacaklarını anlatan bir mektup kaleme aldı. Acılı aile, 8 yaşında iken bir cani tarafından hunharca katledilen kızlarının ardından, özlem ve acı dolu o mektubu mezar başında gözyaşları içerisinde okudu. "Sana mektup yazdık Eylül'üm" diyen Yağlıkara ailesi, olayın ardından hayatlarını çocukların güven ve mutluluğuna adadıklarını söyledi.
EYLÜL'LERİ YAŞATACAĞIM KIZIM
Türkiye'de 7'den 70'e herkesi ayağa kaldıran cinayetle evladını kaybeden ve günlerdir mezar başında 'evlat nöbeti' tutan anne Şerife Yağlıkara, acı ve özlem dolu o mektubu gözyaşları içerisinde kızına okudu. Yaşadığı acı karşısında ayakta kalmanın çok zor olduğunu yazdığı satırlarla ifade eden anne, "Hayalin olan eve taşındık, duvarları istediğin gibi boyayıp, en güzel yerlere en sevdiğin oyuncakları koyduk. Ama sen yoksun karagözlüm, çok özledim. Anneni eksik bıraktın ama diğer Eylül'ler, Leyla'lar yaşasın diye elimden geleni yapacağım, tüm çocukları yaşatacağım. Artık ağlamayacağım annem" dedi.
BABA: BİZ ARTIK O ÇOCUKLARLA AİLEYİZ
BABA İbrahim Yağlıkara ise mektupta kızına, "Babasının balı, kara gözlü, güneş yüzlü kızım. Çok istediğin Polatlı'ya taşındık, eşyalarını odana yerleştirdim. En sevdiğin oyuncakların yatağının başköşesinde... Seni çok özlüyoruz demek bile hasretimize yetmiyor. Kızım seni kaybettikten sonra biz bir karar aldık. Annen ile acımızı içimize gömüp, Evrim, Leyla, Ufuk, Sami ve daha birçok çocuğun yakınları ile aile olduk. Yanlarına gidiyor, telefonla arıyor, teselli edip, sizler için el ele veriyoruz. Artık hayatımızı yavrularımıza adadık. Kaybolmayın, oyuncaklarınız sahipsiz kalmasın diye bekçi gibi yaşayacağız" sözleri ile seslendi.
EYLÜL'ÜM... KARA GÖZLÜM...
O duygu dolu mektubun bir kısmı ise şöyle: "Eylül'üm, son beşiğim, gözümün nuru, kara gözlüm kızım. Bugün tam 26 gün oldu, her akşam bahçe kapısında bekliyorum, 'anne ben geldim' deyip, bisikletinle avluya girmeni. Çok özlüyorum yavrum. Mezarının başına kurdum evimi, gece gündüz buradayım ama doyamıyorum sana. Seni benden alan katillere isyan edip, sana olan hasretimle bak yine buradayım. Seni koruyup, kurtaramadım. Çok sevdiğin yollardan geçip ölüme gidişini fark edemedim. Yavrum seni yaşatamadım. Ama babanla yemin ettik kalan ömrümüzü çocukları sevmeye ve korumaya adadık. Kaybolan çocukların ailelerini ziyaret ediyor, arıyor teselli ediyor. O kuzuları birlikte arıyoruz. Seni bulamadık ama onları bulacağız, yaşatacağız."