Ankara Garı’na dev mavi kravat

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından, Astellas İlaç Türkiye'nin katkılarıyla "Tak Bir Mavi Kravat, Prostat Kanserine Dikkat" sloganıyla gündeme taşıdığı farkındalık çalışması kapsamında, Ankara Garı'nda etkinlik düzenlendi.
ERKEKLERİN KORKULU RÜYASI
İlk adımı İstanbul Galata Kulesi'nde gerçekleştirilen etkinliğin Ankara ayağı için başkentin erken cumhuriyet döneminde inşa edilen en görkemli yapıtlardan biri olan Ankara Garı seçildi. Erkeklerin "korkulu rüyası" olarak bilinen prostat kanseri için hastalığın sembol rengi olan maviden üretilen dev kravat, gar binasına asıldı. Etkinlik, 20 Ekim Pazar gününe kadar devam edecek. Mavi kravat, Türkiye'nin büyük illerinin önemli yapılarına asılarak yazılı, görsel ve sosyal medya iletişim kanallarıyla prostat kanserine dikkat çekilecek. Sosyal medyadan da desteklenecek etkinlik boyunca Ankara Garı'nı ziyaret edenler, fotoğraflarını "#takbimavikravat" ve "#prostatkanserinedikkat" etiketleriyle paylaşabilecekler. Ankara Garı'nın mavi kravatlı fotoğraflarını etiketlerle sosyal medya hesaplarından paylaşacak ilk 100 kişiye, etkinliğin sembolü olan mavi kravatlardan hediye edilecek.
ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erman'ın, sözcü hekim olarak yer aldığı etkinlikte, prostat kanserinin tanısı ve tedavisi hakkında bilgi verildi. Prof. Dr. Erman, burada yaptığı açıklamada, prostat kanserinin ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığının arttığını belirterek, özellikle ailesinde prostat kanseri olanlarda erken taramanın önem taşıdığını ifade etti.
BAŞARI YÜZDE 90'LARIN ÜZERİNDE
PROSTAT kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olduğuna dikkati çeken Erman, şu bilgileri verdi: "Aile öykünüzü biliyorsanız ve yaşınız da ilerliyorsa sağlık kontrollerinden geçmeyi, doktor muayenesi olmayı ve idrar ile ilgili yakınmalar varsa mutlaka doktora başvurmanızı öneriyoruz. Günümüzde ileri evre prostat kanseri, yeni tedavi seçenekleri sayesinde kemoterapi olmaksızın tedavi edilebiliyor. Son 10 yılda önemli yol kat edildi. Tedavide en önemlisi cerrahidir. Radyoterapi de hastanın iyileştirilmesinde çok önemli bir yöntem. Yeni ilaçlarla da hastalarda daha uzun ve kalitesi yüksek bir yaşam elde edilebiliyor." Erman, erken evrede tanı konulduğu takdirde cerrahide başarı şansının yüzde 90'ların üzerinde olduğunu, prostat kanserinin, tedavi başarısı en yüksek kanser türü olduğunu sözlerine ekledi.