Turbay: "Kaybolan İnsanlığımız"

Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) Genel Başkanı Mürsel Turbay, CESI (Avrupa Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu) tarafından Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenecek Suriyeli Mülteciler ve Göçmenler konulu toplantıya katılacak.
Bem-Bir-Sen’in, Suriyeli mültecilere yaptığı yardımlar ile mülteci sorununa ilişkin görüşlerinin aktarılacağı toplantıya, Avrupa Birliğine (AB) üye ülkelerin tamamı ile CESI’ye üye 40’a yakın ülkenin idareci ve STK temsilcileri yer alacak.
Brüksel’de yapılacak toplantının önemine ilişkin basın açıklaması yapan Genel Başkan Mürsel Turbay, “Avrupa’daki en büyük sendika konfederasyonlarından biri olan CESI’nin düzenlediği toplantıya, Müslüman bir ülke olan Türkiye’den katılan tek sendika olan Bem-Bir-Sen’in davet edilmesini çok önemli buluyoruz. Bem-Bir-Sen olarak Suriyeli mültecilere ve göçmenlere karşı yapmış olduğumuz yardımları ve bakış açımızı anlatacağımız toplantıda aynı zamanda Türkiye’nin ve Suriyeli kardeşlerimizin sesi olacağız” dedi.
Akdeniz’de boğulanların sadece mülteciler olmadığını anlatan Turbay, yaptığı açıklamaya şöyle devam etti: "Aslında Akdeniz’de boğulan insanlığımızdır. Akdeniz’de bizi biz yapan değerler boğulmaktadır. Avrupa kapılarında kaderlerine terk edilen, hatta kasten gemileri, botları batırılarak ölüme gönderilen, sınırlarda insanlık dışı muamelelere tabi tutulan her mülteci bu gerçeğin acı birer tescilidir. Bu sıradan bir mülteci vakası değildir. Bu son yüzyılda yaşanan en büyük faciadır. Aylan Kurdi olayı gibi binlercesi yaşandı. Aylan bebek olayı insanlık utancının, yüz kızarıklığının dışa yansımasıdır."
İnsanlığın bu olaya duyarsız kalamayacağını anlatan Turbay, şöyle konuştu: "Hiçbir inanç ve din bu olaya duyarsız kalamaz. Eğer insansanız yaşıyorsanız vicdan diye bir duygunuz varsa buna sessiz kalamazsın. Huzura ve refaha kavuşmak isterken Akdeniz’de, Ege’de boğularak ölen ve cesetleri kıyılarımıza vuran erkek, kadın, çocuk, yaşlı, genç her insan için, bizim yüreğimizde derin bir yara açılıyor. Ama bu insanları Akdeniz’de, Ege’de ölüme terk edenlerden en küçük bir pişmanlık, vicdan azabı emaresi görmedik. Merhametini yitirmiş bir dünya sistemi insanlığın hiçbir derdine derman olamaz. Avrupa Birliği hükümetleri denizden Avrupa’ya riskli yollarla ulaşmaya çalışanların sayısını azaltmak istiyorsa uluslararası korumaya muhtaç kişiler için yerleşim izni, insani kabul ve vize sayısının arttırılmasını ve mültecilerin kara sınır kapılarında ilticaya etkin bir şekilde erişebilme imkânı sağlamalıdır.”