Giriş Tarihi: 10.07.2013 15:29 Son Güncelleme: 9.12.2016 16:33

İnanarak oruç tutanın günahları bağışlanır

İnanarak oruç tutanın günahları bağışlanır
Müslümanlar,  ramazan ayı boyunca  Peygamber efendimiz  Hz. Muhammed’in hadislerinde buyurduğu faydalar ve sevapların ışığında oruçlarını tutmalıdı.\n\nİ bn-i Mesud (ra): “Allah Resulü  (sav) oruçlu günümde tertemiz  ve başı taranmış olmamı vasiyet etti ve buyurdu ki:\n\nOruçlu  gününde, sakın yüzü asık olma!” “Nice oruçlu kimseler vardır ki  oruçtan nasibi, sadece açlık ve susuzluktur.” Çünkü bu tür insanlar dedikodu eder, hak yer, zulüm ederler.  Oruçtan nasip alamazlar.” “Oruçlu eğer yalan sözü ve başkalarını kandırmayı bırakmazsa Allah’ın  onun yemesini, içmesini bırakmasına  ihtiyacı yoktur. Yani gerçek bir oruç  tutmuş olmaz. Bu orucun manevi bereketini kazanamaz.”\n\n“Ramazanın ilk gecesi olduğu zaman, cehennem kapıları kapanır,  onun hiçbir kapısı açılmaz. Cennet  kapıları açılır, o kapılardan hiçbiri  kapanmaz. Bir seslenici şöyle seslenir:  ‘Ey hayır isteyen gel, koş! Ey şer isteyen (kötülüklere karşı) kendini tut!’ O  ayda Allah’ın cehennemden azatlıları  vardır. Bu, ramazan bitinceye dek her  gece tekrarlanır.” (Tirmizi) “Her kim inanarak ve karşılığını  sırf Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş günahları  bağışlanır.” (Buhari, Müslim) “Ayların efendisi ramazandır.”  (Bezzar) “Her şeyin bir zekatı vardır, cesedin zekatı ise oruçtur. Oruç sabrın  yarısıdır.” (İbn-i Mace) “Ramazan ayı girdiği zaman cennet kapıları açılır; cehennem kapıları kilitlenir; şeytanlar zincire vurulur.”  (Buhari, Müslim) “Cennette Reyyan adında bir kapı  vardır. Bu kapıdan oruçlular çağrılır.  Kim oruçlulardan ise oraya girer, giren  ise asla susamaz.” (Buhari, Müslim) “Kim Allah yolunda farz orucu olarak bir gün oruç tutarsa Allah, onu  cehennemden, yerler ve gökler arasındaki mesafe kadar uzaklaştırır.”  (Taberani)\n\n“Ben uyuyorken, iki adam gelip iki  koltuğumdan tutarak çıkması zor bir  dağa götürdüler ve:\n\n- Buraya çık, dediler.\n\n- Ben: “Çıkamam”,\n\ndeyince:\n\n- “Biz sana onu kolaylaştırırız”,  dediler.\n\nBunun üzerine dağa çıkmaya başladım. Ortasına gelince aniden  kuvvetli sesler duyuldu. - Ben: “Bu sesler nedir?” deyince:\n\n- “Cehennem halkının feryadı”,  dediler. Tekrar gitmeye başladık. Bir  de gördük ki avurtları yarılmış, bu  yarıklardan kanlar akan, ayakları bağlanmış bir topluluk!\n\n- Ben: “Bunlar kim?” dedim.\n\n- “Oruç tutmayanlar,” dediler.\nRamazan öncesi Efendimiz (sav) şöyle konuştu:\nEy insanlar! Sizi büyük ve mübarek bir ay gölgeledi. O ay içerisinde bir gece vardır ki, bin aydan hayırlıdır. O, öyle bir aydır ki Allah, gündüz orucunu farz, gece ibadetini nafile kıldı. O ay içerisinde bir hayır işleyen, diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur. O ayda bir farz işleyen, diğer aylarda 70 bin farz işlemiş gibi olur. O sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir.\n\nO yardımlaşma ayıdır. O ayda müminin rızkı bereketlendirilir.  Ramazanda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına, cehennemden azat olmasına sebep olur ve oruçlunun sevabından hiçbir  şey eksiltilmeksizin onun sevabı kadar sevap alır. Sahabe, “Ya Resulallah!  Hiçbirimiz oruçluyu iftar ettirecek bir  şey bulamıyoruz” dediklerinde, şöyle  buyurdu: “Allah bu sevabı oruçluyu bir hurma ile veya bir içim su yahut  bir yudum süt karşılığı ile iftar ettirene de verir.”\n\nŞAHADET GETİRİN\n\nRamazan ayı öyle bir aydır ki evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu  cehennemden kurtuluştur. Bu ayda  hizmetçisinin yükünü hafifleteni  Allah bağışlar ve cehennemden kurtarır. Ramazanda 4 unsur yapılmalıdır.  Bunlardan ikisini yapmakla Rabbinizi  razı edersiniz, diğer ikisini yapmaktan  da boş durmayınız. Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet şunlardır:\n1- Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına şahadet getirmek.\n2- Allah’ı anıp istiğfar etmek. Basite  alamayacağınız iki haslete gelince:\n3- Allah’tan cenneti istersiniz.\n4- Cehennemden O’na sığınırsınız.\n\nBİR AYET\n\n“ORUÇ, sayılı günlerdedir. Sizden  kim hasta ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca  başka günlerde tutar. Oruca gücü  yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o  kendisi için daha hayırlıdır. Eğer  bilirseniz oruç tutmanız sizin için  daha hayırlıdır.” (Bakara, 184)\n\n