Giriş Tarihi: 31.07.2013 20:40 Son Güncelleme: 9.12.2016 16:34

Allah sevgisi her şeyin önündedir

Allah sevgisi her şeyin önündedir
Bir Müslüman severek Allah’a itaat ve ibadet ederse, onun emirlerine ve yasaklarına uyarsa bunun  değeri vardır. Allah Tealâ’yı  seven, onun kelâmı olan Kuran’ı  ve resulü olan Hz. Muhammed’i, onun  dava arkadaşı olan sahabeyi de sever.  Kısaca Allah’ın sevdiği herkesi ve her şeyi  sever. Yüce Allah şöyle buyurur: “İman edenlerin Allah’a sevgileri ise çok fazladır.”  (el-Bakara 2/115) Bu ayet başta olmak  üzere birçok ayette muhabbetullah denilen Allah sevgisine ve İlâhi aşka işaret edilir. Bir Müslüman Allah’ı, Resulü’nü ve  Allah yolunda mücadele etmeyi babasından, oğlundan, kardeşlerinden, eşlerinden,  kabilesinden, servetinden, ticaretinden ve  meskeninden daha çok sevmekle yükümlüdür. Eğer daha çok sevmezse Kuran’ın  ifadesiyle “Allah’ın hükmü tecelli edene  kadar bekleyin, Allah günahkâr bir toplumu  hidayete erdirmez” (et-Tevbe 9/24) tehdidine muhatap olur. Bunun anlamı şudur; Bir  Müslüman’ın Allah’ı, Resulü’nü ve Allah  yolunda mücadele etmeyi sevmesi ve bu  sevgi ve istediğini her zaman diğer şeylerden önde tutması gerekir. Hz. Peygamber, “Allah ve Resulü’nü  diğer şeylerden fazla sevmeyen kimse imanın hazzına eremez” deyince Hz. Ömer, “Ey  Allah Resulü! Kendim hariç seni herkesten  ve her şeyden çok seviyorum” demiş, Hz.  Peygamber de “Olmadı ya Ömer!” demiş- ti. Hz. Ömer, “O halde seni kendimden de  çok seviyorum” deyince Resulullah “Şimdi  oldu ey Ömer” buyurdu. (Buhâri, “İman”, 9;  Müslim, “İman”, 15) Mesele sevgi istemek değildir. Sevilene  uymak, tabi olmaktır. Allah kullarını sever,  kulları da onu severler. Kuran şöyle der: “Ey  iman edenler! İçinizden her kim dininden  dönerse, Allah onların yerine öyle bir kavim  getirir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı  severler.” (el-Máide 5/54) İslam inancına göre Allah Tealâ vedûd ve velidir. Yani  mümin kullarını çok sever ve onları dost edinir. Kul da Allah’ı sevmeli, Ona yar olmayı bilmelidir. Kuran şöyle buyuruyor: “Allah  adil olanları sever (el-Mümtehine 60/8; elHucurât 49/9), Allah temiz insanları sever  (et-Tevbe 9/108; el-Bakara 2/222, Allah takva  sahibi kullarını sever (Âl-i İmrân 3-79; et_ Tevbe 9/4, 7), Allah ihsan sahibi dürüst kişileri sever (Âl-i İmrân 3/148, el-Mâide 5/13,  93, Allah tevekkül ehlini sever (Âl-i İmrân  3-159), Allah sabırlıları sever (Âl-i İmrân  3-146), Allah tövbe edenleri sever. (el-Bakara 2/222)” Yüce Allah, Peygamberimizi herkesten  çok sevdiği için ona “Habibullah” (Allahın  sevgilisi) denilmiştir. (Tirmizi, “Menâkıb”  ,1). Nitekim Hz. İbrahim için de “Halilullah”  (Allah’ın dostu) ifadesi kullanılmıştır.  Yaratılmışken, yaratan tarafından sevilmek mümkün demek. Burada sözü edilen  (kıst, vefa), temizlik, takva, ihsan, tevekkül,  sabır, tövbe tasavvufun temel kavramlarıdır.  Sûfiler ve veliler Allah’ın sevgili kulu olma  mertebesine ermek için bu hususları büyük  bir özenle gerçekleştirmeye çalışır, ilahi sevgiden mahrum olmamak için bunların tersi  olan hallerden dikkatle kaçınırlar. Çünkü  Allah zalimleri, kafirleri, günahkârları, kibirlileri, hainleri, bozguncuları, müsrifleri, saldırganları sevmez. Kısaca sevginin sonucu  Allah’ın emirlerine uymak, yasaklarından  kaçınmaktır.