Cumartesi 26.09.2015 17:43
Son Güncelleme: Cuma 09.12.2016 16:47

DOĞRU MU? YANLIŞ MI?

Dünyada görülme sıklığı her geçen gün artan kanser erken teşhis edildiğinde, ölümcül olmaktan çıkabiliyor, yaşam süresi uzuyor. Son teknoloji cihazlar ise erken tanıda hekimlerin en büyük yardımcısı oluyor\r\n\r\n \r\n\r\nAmerika'da best seller olan kitaplar ve bilimsel yayınlar sutyenin meme kanseri riskini artırdığını ortaya koyuyor. Bir antropolog olan Sidney Ross Singer adlı yazarın kitabındaki araştırmaya göre sıkı ve dar sutyenler kanser riskini artırıyor. Moda olan ve memeleri yukarı iten sutyenler, koltuk altlarını sıkıyor. Bu nedenle toksik tablo ortaya çıkıyor. Her dokunun atıkları vardır. Koltuk altlarını sıkılaştırdığınızda kimyasal atıklar atılamıyor ve kansarojen etkisi gösteriyor. Kendi kendilerini zehirliyorlar. Kanser bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bağışıklığınızı bozmazsanız kanser olmazsınız. Sutyen takmayan toplumlarda kanser daha az görülüyor.\r\n\r\nAkciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir.\r\n
\r\n\r\nErkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır.\r\n\r\nMeme kanseri, yayılmadan önce, erken tespit edilirse, hasta %96 yaşam şansına sahiptir. Her yıl 44000'de bir kadın meme kanserinden ölmektedir.\r\n\r\nERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ\r\n\r\nMeme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem erken teşhistir.\r\n\r\nBİRÇOK TÜRÜ VAR\r\n\r\nMeme kanserinin birçok tipi vardır. En sık rastlanan duktal karsinoma, memenin süt kanallarında başlar. Meme kanseri memenin dışına yayıldığında koltuk altındaki lenfatik nodüller en sık görülen yayılım yerleridir. Kanser hücreleri memenin diğer Lenf Nodlarına, Kemiğe, Karaciğer ve Akciğere yayılabilir. Her kadın meme kanseri gelişme riskine sahiptir. Gerçekte meme kanseri gelişen kadınların çoğunda risk faktörleri belli değildir.\r\n\r\nBELİRTİLERİ NELERDİR?\r\n\r\nMemede veya koltukaltında ele gelen kitle (sertlik, şişlik)\r\nMeme başından akıntı (tek kanaldan kanlı veya şeffaf renkli)\r\nMeme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu\r\nMeme başı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma)\r\nMeme cildinde yara veya kızarıklık\r\nMeme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü)\r\nMemede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık vs.)\r\n\r\nTANI\r\n\r\nMeme kanseri ile savaşımda dünya genelinde "pembe kurdele" simge olarak seçilmiştir. Meme kanserinde erken teşhis yöntemleri, hastanın taşıdığı risk faktörlerine göre değişkenlik gösterir. Bu faktörlerin arasında yaş ilk sırada gelmektedir. Genç yaşlarda görülebilmesine karşın, ileri yaş gruplarında bu risk artar. Bu nedenle ileri yaş gruplarında erken tanı konması için alınması gereken önlemler, erken yaş gruplarından daha farklıdır.\r\n\r\nYirmi yaş grubu, her ayın belirli bir döneminde kendi kendilerini muayene etmelidir. Bu kontrıol sırasında meme dokusunda farklılık olup olmadığı araştırılır. Şişkinlik, yumru benzeri bir değişiklik saptanırsa derhal bir hekime başvurulmalıdır. Bir değişiklik saptanmasa da, üç yılda bir kez hekim tarafından muayene edilmelidirler. Kırk yaş grubu, kendi yaptıkları periyodik muayeneye ek olarak her yıl bir kez hekim tarafından muayene edilmeleri gereklidir. Ayrıca her yıl veya en az iki yıl arayla mamografi çektirmeleri gereklidir. Elli yaş grubu, kadınlar kendilerinin periyodik muayenelerine ve her yıl bir defa hekim muayenesine devam etmeli ve her yıl mamografi (meme filmi) çektirmelidir.\r\n\r\nKendi kendini kontrollerde on beş günü aşkın sürede ele gelen sertlik veya kitle, deride kalınlaşma, şişme, renk değişikliği, meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması, memede veya meme başında içeri doğru çekinti, meme şeklinde değişiklik, meme başlarının pozisyonlarında değişiklik ve meme başında akıntı gibi belirtiler derhal doktor kontrolü gerektirmektedir. Hekim muayenesi sonucu yapılacak mamografi taramasının ardından ultrason, İnce iğne aspirasyon biyopsisi ve normal biyopsi tetkikleriyle kesin tanı konulur.\r\n\r\nMEME KANSERİ RİSKİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER\r\n\r\n50 yaş üzerinde olunması\r\nYakın akrabalardan biri meme kanseriyse, (anne veya kız kardeş meme kanseri ise, 2-3 kat daha fazla)\r\nDaha önceden diğer memede kanser tespit edilmiş olması\r\nAdet görmeye 12 yaşından önce başlamış olması\r\nHiç gebe kalmamış olması\r\nAdet görmesi 50 yaşından sonra da devam ediyor olması\r\n\r\nAraştırmalar, meme hücreleri içerisinde, meme kanser riskini artıran bazı genler olduğunu göstermektedirler. Genetik değişiklikler, aileden (herediter) olabilir veya hayat boyu gelişebilirler. Meme kanseri genellikle tek bir hücrede başlar. Günümüzde meme kanserinin nedeni ve nasıl gelişim göstereceği tam olarak bilinmemektedir.\r\n\r\nMeme kanseri kompleks bir hastalıktır. Her vaka birbirinin aynısı değildir. Meme kanserinin içinde bulunduğu evreye "stage" denir. Gerçek stage'in bilinmesi, doktorun tedavi planını yapmasını sağlayacaktır.\r\n\r\nİnsan, yaşamında meme kanserine sebep olacak herhangi bir yanlış yapmamış olsa da bu hastalığa yakalanabilir.\r\n\r\nMeme kanseri bulaşıcı değildir, başka bir hastadan bulaşmaz.\r\n\r\nMeme kanseri, stresle veya memeye travmayla (darbeyle) meydana gelmez.\r\n\r\nMeme kanseri gelişen çoğu kadının risk faktörü veya ailesinde hastalığa ait bir hikâye yoktur.\r\n\r\nMEME KANSERİNİN EVRELERİ VE TEDAVİ SÜRECİ\r\n\r\nEvre 1: Tümör 20 mm. ve daha küçüktür. Bu durumda kanser lenf bezlerine sıçramamıştır. Tedavide meme koruyucu yöntemle lenf bezlerinin alınmasından sonra radyasyon tedavisi uygulanır. Desteklemek için kemoterapi ve/veya hormonoterapi eklenir. Bir diğer uygulama da mastektomi yönetmidir. Bu yöntemde kanserli göğüs alınarak koltuk altı lenf bezleri çıkarılır.\r\n\r\nEvre 2-A: Tümörün 20 - 50 mm. arasında olup, lenf bezlerine sıçramamış halidir.\r\n\r\nEvre 2-B: Tümörün 2-A evresindeki gibi bir boyut aralığında olup (50 mm. den büyük olabilir), koltuk altı lenf bezleriine sıçramamış halidir.\r\n\r\nEvre 2: Evre 1 ile aynı tedavi yöntemi uygulanmakla birlikte, eğer tümör aşırı büyümüş ya da lenf bezlerine sıçramışsa kemoterapi, hormonoterapi ve radyasyon tedavisi tamamlayıcı olarak önerilir.\r\n\r\nEvre 3-A: Tümör koltuk altı lenf bezlerine ve göğüs dışı dokulara sıçramış durumdadır ve bu halde mastektomi yöntemiyle tedavi youna gidilir. Cerrahi müdahaleden sonra kemoterapi ve hormon tedavisi uygulanır.\r\n\r\nEvre 3-B: Bu aşamada tümörün boyutu dikkate alınmaz; tümör göğüs duvarına bağlıdrı ve lenf bezlerine sıçramıştır. "Neoadjuvant" adı verilen tümörün boyunun küçültülmesi amaçlı kemoterapi uygulanmasının ardından tümörün boyunun küçülmesinden sonra lampektomi veya mastektomi yapılır.\r\n\r\nEvre 4: Bu aşamada kanser göğüs dışındaki vücut bölümlerine yayılmıştır. Bu evre tedavisinde hastanın yaşam süresini artırmak ve yaşam kalitesini yüksek düzeyde tutmak hedeflenir. Kemoterapi ve hormonoterapi yapılır. Hasta şikayetlerine bağlı olarak mastektomi de uygulanabilir.\r\nMastektomi uygulamaları sonrasında alınan memenin yerine, plastik cerrahi teknikler ile yeniden meme rekonstrüksiyonu yapılması ameliyatları söz konusu olabilmektedir.\r\n\r\n
\r\n

\r\n

ETKİLİ TARAMA ÖNEMLİ

\r\nRadyolojik görüntüleme ile erken kanser tespiti mümkündür. Çok sık tarama yerine etkili tarama önemlidir. \r\n\r\nDünyada kanser sıklığı\r\nDünyada her yıl 14-16 milyon kanser olgusu bildirilmektedir. Yine her yıl kanserden 8-9 milyon insan ölmektedir. Önümüzdeki 20 yılda bu oranın iki katı da aşacağı ve 20-22 milyonlara ulaşılacağı tahmin edilmektedir. \r\n\r\nEn sık görülen 5 kanser TÜRÜ\r\nAkciğer\r\nProstat-Meme\r\nKalın barsak\r\nMide\r\nKaraciğer \r\n\r\nKanser için risk faktörleri\r\nYüksek kilolu olmak\r\nAz sebze-meyve tüketimi\r\nFiziksel aktivite azlığı\r\nTütün kullanımı\r\nAlkol tüketimi \r\n\r\nKANSER NEDİR ?\r\nKanser, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, normalden hızlı kontrolsüz çoğalan hücreler ile ilişkili bir hastalık gurubuna verilen genel bir isimdir. Diğer isimleri malign tümör, kötü huylu ur gibidir. Bulundukları yerde büyüyüp vücut fonksiyonlarını bozmanın (bağırsak tıkanıklılığı, hava yolu kapanması gibi) yanı sıra; kan ya da lenf yoluyla diğer organlara yayılabilirler. Kanserin vücutta uzak organlara yayılmasına metastaz denilmektedir. \r\n\r\nKanserin nedeni nedir?\r\nZararlı kimyasal ya da biyolojik etkiler ile (ultraviyole, arsenik, tütün, asbestoz, alkol, yaşlılık, genetik gibi) bir tek hücrede oluşan değişiklik, tümöral işlev ile değişebilir. Değişmiş bu hücrelerin çoğalma hızına göre, bu kanserojen doku bir süre sonra ya salgıladığı bazı maddeler ile ya da yer kaplayıcı etkisi ile bulgu vermeye başlar. İşte bu yüzden; bulunduğu çevrede organ kapsülü, çeşitli zarlar gibi doğal bariyerleri aşmadan, lenf bezlerine yayılmadan veya metastaz denilen uygun organ tutulumu olmadan, yani 'erken evre' döneminde daha kolay tedavi etmek için tanı konulması gerekmektedir. Tümörün barsak duvarında yüzeyde başlayıp derinlere doğru uzandığı aşamalar boyunca izlenmektedir. \r\n\r\nKanserSavar Check-up\r\n\r\n1- Tümör markırları: Daha küçük boyutlu evrede, göz ile görülmezken dahi; bazı tümörler kana özel bazı maddeler salgılarlar. Bu salgılar tümör markırı diye adlandırılır. Bu testlerin hangilerinin gerekli olduğu; hastaların yaş, cinsiyet ve aile öyküsüne göre değişir.\r\n\r\n2- Tüm vücut tarama: Bu tarama yöntemi günümüzde nükleer tıp cihazları ile yapılan taramalara benzemekte fakat kullanılan yöntem olarak içerisinde hiçbir radyasyon barındırmayan 3 Tesla gücünde Manyetik Rezonans (MR) cihazı ile yapılmaktadır. Öncelikle baştan ayak tırnağına kadar tüm vücut 3 Tesla MRG ile görüntülenir. Bu organlar genel olarak;\r\nBeyin\r\n\r\nBoyun ( Tiroid, boyun şah damarları, diğer yumuşak dokular)\r\nToraks (Akciğer, kalp, ana damarlar)\r\n\r\nMeme\r\nÜst batın (Mide, karaciğer, pankreas, böbrek, sindirim sistemleri)\r\nAlt batın (Kadınlarda rahim, yumurtalıklar, erkeklerde prostat, tüm olgularda mesane, kalın barsaklar)\r\nKas iskelet sistemi (Kas-yumuşak doku veya kemiklerin hastalıkları) şeklinde sıralanabilir.\r\nErkek hastalar için ilave prostat görüntüleri\r\nKadın hastalar için ilave meme görüntüleri\r\nTüm hastalar için akciğer grafisi ya da düşük doz akciğer tomografisi alınır.\r\n\r\nTüm organlar siz cihazda iken incelenir. İşlem sonrasında problemli organ-doku tespit edilirse inceleme ağırlıklı olarak bu bölgeye yönlendirilir. Tespit edilen bulgular ve sizin şikayetleriniz doğrultusunda problemli bütün organlar ayrıntılı taranır. Hasta şikayetleri muayene bulguları ve radyolojik veriler gerektirir ise endoskopi tetkikleri planlanır. Tüm bu görüntülerin alınıp işlenmesi, en ayrıntılı testlerin yapılması yaklaşık olarak iki saat içerisinde tamamlanmakta olup testlerin bulguları ilgili uzman hekim gurubunca değerlendirilip rapor edilmektedir. Güncel teknolojimizle vücudun herhangi bir yerinde 5-7 mm'yi geçen boyutta tümoral bir gelişim, kolaylıkla tepit edilebilmektedir. Bu sayede hastalıklarınıza daha erken tanı konularak, hayat çizginizi değiştirmeyecek şekilde daha kolay tedavi imkanı bulacak ve bizim için çok önemli olan sağlığınıza kısa sürede kavuşabileceksiniz.\r\n\r\nPET CT'Mİ 3 TESLA TÜM VÜCUT MRG Mİ?\r\n\r\nMR'da hastalar tarama sırasında iyonizan radyasyona maruz kalmazlar. PET/CT'de özellikle karaciğer, beyin, böbrek, mesane ve kemik tümörlerinin aktivite tayini zor olabilir. Diğer yandan genel olarak iltihap-enfeksiyon-kanser ayırımında da PET/CT için güçlükler söz konusu olup özellikle bu organların tutulduğu tahmin edilen malignitelerde tüm vücut MRG inceleme ile tarama daha mantıklıdır. Çünkü yeni sistemlerdeki çok kanallı koil (coil) denilen veri ileticilerinin de kullanılması sayesinde, birtakım özel tetkikler veya hastaya damardan verilen anormal bölgeleri boyayan ajanlar ile perfüzyon testi gibi protokoller ile PET-CT'nin dahi çözemediği soruların cevabı bulunabilir.\r\n\r\nPET-CT VAR OLAN KANSERİ YOK GÖSTEREBİLİR\r\n\r\nPET-CT'NİN bu kadar sık kullanılmasına rağmen yalancı pozitif (kanser olmadığı halde varmış gösteren) ve yalancı negatif (kanser olduğu halde yok gösteren) olduğu örnekler de vardır... Yanlış pozitif PET- CT bulguları PET-CT bulguları: n Kahverengi yağ dokusu, harekete bağlı olarak fizyolojik tutulumlar ve fizyolojik tutulum odakları (barsak, farenks, mukoza, endometrium, ovulatuar kist vb.) n Kemoterapi ve radyoterapi sonrası değişiklikler, kemiklerde kırık, doku bozulmaları, kasların mikrop veya toksinlere karşı vermiş olduğu değişiklikler. Yanlış negatif PET- CT bulguları: n FDG/PET negatif tümörler gurubuna erken evre lenfoma (Lenf kanseri), akciğerin yeni başlamış kanser türleri, karsinoid tümör denilen özel bir kanser tipi ve sık karşılaşılan müsin denilen özel salgılar yapan birçok kanserde PET -CT var olan kanseri göstermeyebilir. n Ayrıca kemiklerin tamamı etkilenmiş olsa dahi osteoblastik denilen kemik yayılımlarında PET -CT etkisizdir. n Yeni başlamış, küçük boyutlu düşük aktiviteli birincil ya da metastatik tümör odaklarında yanıltabilir. n Diğer yandan malign melanom denilen cilt kanserleri, akciğer kanseri ve özellikle başlangıç olgularında tetkik olarak genellikle PET /CT tercihi söz konusu olup PET /CT aktivite tayinindeki üstünlüğü nedeniyle günlük rutinde daha çok tercih edilmektedir.\r\n\r\n 

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.