Cuma 28.04.2017 00:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'dan uyardı: Riayet edin!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Swissotel'de düzenlenen Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi'nde konuştu. Türkiye'nin Avrupa Atlantik Coğrafyasının güvenlik ve huzuruna katkı sağlamaya devam edeceğini ve evrensel değerlerden taviz vermeden ilerlemenin sürdürüleceğinin altını çizen Erdoğan, dost ve müttefik ülkelerden beklentilerini ise şöyle açıkladı: Bu süreçte dost ve müttefik ülkelerden beklentimiz; ön yargılardan, kara propagandalardan ve çifte standartlardan uzak bir şekilde Türkiye ile işbirliğine devam etmeleridir. Türkiye dostluk ve müttefiklik ilişkisinin hakkını gerçek anlamda yerine getirmektedir. Dostlarımızdan aramızdaki yarım asırlık hukuka riayet etmelerini bekliyoruz. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından önemli notlar:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel müesses nizam coğrafyamızda meydana gelen krizler başta olmak üzere bizleri doğrudan etkileyen meseleler karşısında etkinliğini yitiriyor. BM Güvenlik Konseyi ve AB gibi platformların itibarı ise buralarda söz sahibi birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına ne yazık ki kurban ediliyor. Çözüm için kurulan mekanizmalar değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için artık daha ziyade sorun üretir hale gelmiştir." diye konuştu.

"Şu gerçeklerin artık idrak edilmesi gerektiğine özellikle inanıyorum. Ya mevcut mekanizmalara format atacak ya da karamsarlık virüsünün bünyemizi daha çok sarmasını seyredeceğiz. Ya yeni aktörlerin talep ve önerilerine daha çok kulak kesilecek ya da çözümsüzlük üreten sisteme suni teneffüs yapmaya devam edeceğiz. Ya tabandan gelen değişim rüzgarını yönetecek ya da bu rüzgarın kasırgaya dönüşüp bizleri yok etmesini bekleyeceğiz." diyen Erdoğan, "Önümüzdeki seçenekler bu kadar açık ve nettir. Hiç şüphesiz karşımızdaki bu olumsuz tabloyu olumluya dönüştürmek, krizi fırsata çevirmek bizlerin elindedir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması şöyle devam etti:

"BU TABLOYU DEĞİŞTİRMEK ELİMİZDE"

BM ve AB gibi platformların itibarı buralardaki ülkelerin çıkar hesaplarına kurban ediliyor. Artık sorun üretir hale gelmişlerdir. Şu gerçeklerin artık idrak edilmesi gerektiğine inanıyorum. Ya mevcut mekanizmalara format atacak ya da karamsarlık virüsünün bünyemizi sarmasına izin vereceğiz.
Ya tabandan gelen değişim rüzgarını yönetecek ya da bu rüzgarın kasırgaya dönüşüp bizi yok etmesini bekleyeceğiz. Hiç şüphesiz bu olumsuz tabloyu olumluya dönüştürmek bizlerin elindedir.

"MAKEDONYA'DA YAŞANANLARI GÖRDÜK"

Dün Makedonya'da yaşananları gördük. Ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan hadiseler endişe vericidir. Ülkem adına geçmiş olsun diyorum. Makedonya'daki Türk toplumundan itidalli duruşlarını devam ettirmelerini bekliyoruz. Bu bir şeyi gösteriyor: Demokrasiye inanıyorsak istenilen neticeyi alsak da almasak da seçimin bir galibi bir de mağlubu olacaktır. Özellikle altını çizerek ifade ediyorum: Günümüz dünyasında sorumluluk bilinciyle hareket etmeden sorunlarımızı çözemeyiz.

"KENDİM SÖYLEDİM KENDİM DİNLEDİM"

Suriye'deki krizin tetiklediği göç dalgası dünyayı etkliyor. Nükleer testler ve baristik füze demeleri kadar Afrika'daki kuraklıkta dünyayı tehdit ediyor. Elimizi vicanımıza koyup sorulara cevap vermemiz gerekiyor. Şayet BMGK başta olmak üzere uluslararası toplum dirayetli davransaydı rejim kimyasal ve konansiyonel saldırılarla bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Ben bu konuyu 6 yıldır işliyorum. Ama sadece kendim söyledim kendim dinledim. Bir netice alamadık. Esed rejiminin kendi halkını katletmesi geçmişte işlediği suçların yanına kar kalması değil midir? Ben devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum. Katil Esed bir devlet terörü estirmektedir. Terör örgütleri arasında ayrıma gidilmeden bu katil sürüleri bu kadar palazlanmazdı. Uluslararası toplum yardım elini uzatsaydı milyonlarca insan benzer sorunlarla karşılaşmazdı.

"YAPMAMIZ GEREKEN BELLİ..."

Bu manzara karşısında yapılması gereken belli: Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız. Başka yol yok. Taşı delen damlaların sürekliliğidir. İnsiyatif alacağız ve dayanışma ve işbirliğine vurgu yapmayı sürdüreceğiz. 14 yıldır Türkiye bunun mücadelesini veriyor. Elini taşın altına. Tarih ibret alınmazsa tekerrür etmez. 2011 yılından beri yıkımın eşiğinde olan Somali'yi ayağa kaldırmanın mücadelesini veiryoruz. Suriye'de ilk günden beri halkın yanında olduk. Milyonlarca Suriyeliye ayrım yapmadan sahip çıktık. 6 yıldır kendi imkanlarımızla 3 milyon mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz. 25 milyar dolar harcama yaptık. Türkiye'nin farkı bu. Peki durduracak mısınız? Hayır! Çünkü biz 'Zulme rıza zulumdür' buna inanıyoruz. Ateşkesin sağlanmasının gayretlerinin yanı sıra terörle mücadelede de üzerimize düşeni yapıyoruz. Şu ana kadar Fırat Kalkanı ile 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik.

"ULUSLARARASI BASINDA İFADE EDİLEN YALAN YANLIŞ HABERLERİ DEŞİFRE ETMELİYİZ"

Uluslararası basında ifade edilen yalan yanlış haberleri de burada deşifre etmeliyiz. 2 bin 5000 km'lik alanı teröristlerden arındırdık. Kimseyi dışlamadan bölgenin gerçek sahipleriyle icra ettiğimiz bu operasyon DEAŞ'a en büyük darbeyi indirdi. Bir gerçeği ifade etmem gerekir: Dostlarımla görüşmemde gündeme getirdim: Terörden arındırılmış bir güvenli bölge yapalım. Bu konuda Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Malesef bu teklif yerinde denildiği halde bu adımı atamadık. Yapılan hep terör örgütlerine destek şeklinde devam etti. İstediğimiz oralarda konutlar inşaa edelim ve ortalama 5 bin km'lik alan inşaa ederek yeni bir şehir kuralım. Terör bataklığınmın başka türlü kuruması mümkün değil. Bunun için öncelikle terör örgütlerine karşı takınan ikircikli tavrın terk edilmesi gerekiyor.

"YPG VE PYD, PKK'NIN DÜŞÜK ÇOCUKLARIDIR"

YPG'yi PYD'yi biz biliriz. Dostlarımız bunu bizden öğrenmeli. Bunlar PKK'nın düşük çocuklarıdır, bunları biz biliriz. Milli güvenliğimizi kastetmeye yönelik adımlarda ki iki gündür Suriye tarafından sınırımıza havan atışı yapılıyor. Biz bunları karşılıksız bırakabilir miyiz? Biz bir hukukk devletiyiz ve haklarımızı kullanıyoruz. Terör koridoru oluşmasına asla izin vermeyiz. Malum bazı cahiller var, o da o havalarda. Kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vs. biz bunları karşılıksız bırakmayız. Kuzey Suriye'de böyle bir devlet kurulmasına asla izin vermeyeceğiz. Terörle mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız.

"İKİLİ İLİŞKİLERİMİZDE HASSAS BAŞLIKLAR VAR"

Trump ile Türk Amerikan ilişkilerinde taze bir sayfa açacağına inanıyorum. Daha kararlı bir duruş sergileyeceğinin işaretlerini alıyorum. Esed rejimi 6 yıldır ilk kez masumları katletmesine sessiz kalınmayacağını görmüştür. Trump ile görüşmemizde tüm sorunlarımızı ele alma imkanı bulacağız. İkili ilişkilerimizde hassas başlıklar bulunuyor. ABD'li dostlarımzdan beklentilerimiz gereken dayanışmayı göstermeleridir. Terör örgütü ile işbirliğini asla kabul etmiyoruz. Aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin ele başısının halen Pensilvanya'da terör faaliyetlerine devam etmesi milletimizi rahatsız ediyor. Bu teröristbaşının ABD'de besleniyor olması bizi ciddi manada rahatsız etmektedir. Bu hainlerin hiçbir yerde hayat alanı bulamaması gerekiyor. FETÖ elebaşının tutuklanması ve Türkiye'ye iadesi beklentimizdir. Amerika Türkiye'de doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında ikinci sırada.

"ABD İLE TÜRKİYE ARASINDA BÜYÜK POTANSİYEL VAR"

Türkiye hiçbir konuda olduğu gibi enerji konusunda da karşılık kazanma ilkesiyle hareket etmektedir. ABD ve Türkiye'nin enerji alanında da çok büyük bir potansiyeli var. Nükleer enerjiyi enerji sepetimize ekleyeceğiz. Doğalgaz ve petrol depolama kapasitemizi az önce bakanımız anlattı. Bir gemimiz sismik araştırma yaparken bir gemimizde Akdeniz ve Karadeniz'de aktif sondaj faaliyetinde bulunacaktır.

"DOSTLARIMIZDAN ARAMIZDAKİ YARIM ASIRLIK HUKUKA RİAYET ETMELERİNİ BEKLİYORUZ"

Uluslararası işbirliğini artırmak için birçok küresel etkinliğe ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye Avrupa Atlantik Coğrafyasının güvenlik ve huzuruna katkı sağlamaya devam edecektir. Evrensel değerlerden taviz vermeden ilerlemeyi sürdüreceğiz. Bu süreçte dost ve müttefik ülkelerden beklentimiz; ön yargılardan, kara propagandalardan ve çifte standartlardan uzak bir şekilde Türkiye ile işbirliğine devam etmeleridir. Türkiye dostluk ve müttefiklik ilişkisinin hakkını gerçek anlamda yerine getirmektedir. Dostlarımızdan aramızdaki yarım asırlık hukuka riayet etmelerini bekliyoruz. ABD'nin en büyük terör saldırısına maruz kaldığı 11 Eylül günü Kuzey Atlantik Anlaşmasının 5. maddesini işleten bir topluluğun Türkiye'nin 15 Temmuz günü yaşadığı felaket karşısında sergilediği tavrı anlamakta zorlanıyoruz. Terör örgütlerine karşı gösterilen müsamahalı tavrı sindiremiyoruz. Helwe hele bazı Avrupa ülkeleri terör örgütlerine yardım etmektedirler. Demokrasimize kasteden 249 insanımızı şehit eden katilleri dost bildiğimiz ülkelerin korumasını anlamayız. Türkiye'nin müttefiklerinden beklediği destek hem açıktır hem de hakkıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.