Çarşamba 05.09.2018 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 05.09.2018 23:47

Hamilelikte huzur sakin bebek mi getiriyor?

Hamilelik olumlu olumsuz tüm duyguların bir arada yaşandığı; kaygı ile heyecanın, mutlulukla stresin el ele verdiği çok özel bir deneyim. Bu deneyimin keyfini çıkarmak ve huzurlu bir 9 ay geçirmek tüm anne adaylarının arzusu. Ancak kaygı ve korkular doğru yönetilemediğinde ve sürekli bir hal aldığında hem anne adayı hem de dünyaya gelmeye hazırlanan bebeği bu süreçten olumsuz etkilenebiliyor.

Anne adaylarında hamilelik sürecinde kaygı ve stresin olması son derece normaldir. Çünkü hamilelik süreciyle birlikte gelen fizyolojik ve psikolojik değişiklikler oldukça fazladır. Önemli olan anne adayının bu duygu durumunda meydana gelen değişikleri yönetebiliyor olmasıdır. Hamilelik döneminde kontrol edilemeyen stres, fetüs gelişimini ve anneyi olumsuz etkileyerek istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Her hamilenin yaşadığı olay ve durumlar farklılık gösterir; dolayısıyla stresle baş etme stratejilerinde de farklılıklar olur. Kendinizi tanımak güçlü ve zayıf yönlerinizin farkında olmak stresli anlarda size iyi bir rehber olacaktır. Hamilelikte fizyolojik ve psikolojik iki boyut yaşanır ve bunu her anne adayı farklı karşılar. Tüm bu süreçlerde kişilik özellikleri, stresle baş etme becerileri, yetiştirilme tarzı, aile ve eş ile olan ilişkiler, sosyal desteğin varlığı veya yokluğu, sosyo-kültürel yapının etkileri, maddi imkanların sınırlılığı, geçmişte yaşanan stres ve travmalar, planlı bir hamilelik olup olmayışı, önceki düşük, kürtaj ve kayıplar, partner yoksunluğu, evlilik sorunları, yalnız yaşama, boşanma, aile içi şiddet, anneliğe karşı tutum, alışkanlık haline gelmiş kaygı ve stresler her anne adayının farklı tepki vermesine neden olur.

HUZURLU BİR HAMİLELİĞİN AVANTAJLARI

Yaşam anne karnında başlayan ve devam eden bir süreçtir. Bu hassas dönemde, stresten uzak durarak bebeğinizin geleceğine ve kendinize sağlam bir temel oluşturabilirsiniz. Rahatlamış ve mutlu bir rahme sahip anneler, bebeklerine konforlu bir yuva olurlar. Kaygılardan arınmış bir hamilelik sonrası istenilen bir doğum ve keyifli bir emzirme dönemi yaşamak mümkündür. Stresten uzak geçirilen anlarda salgılanan ve bize kendimizi iyi hissettiren melatonin, seratonin, oksitosin hormonları bebeğe plasenta yoluyla geçerek onun huzurlu olmasını ve gelişimini sağlıklı olarak tamamlamasını sağlar. Aynı zamanda erken doğum, düşük riski, yüksek tansiyon, hamilelik zehirlenmesi gibi riskleri de azaltır. Huzurlu bir hamilelik sonrası, daha az ağlayan, uykuya rahat dalan, anneyi rahatlıkla emen bebeklerle karşılaşmak şaşırtıcı değildir. Huzurlu ve sakin bir anne, gevşemiş ve rahatlamış olmanın etkisiyle fetüse yeterli miktarda oksijen ve kan akımı sağlar. Sakin, rahat ve planladığı hamileliği yaşayan anne adayları, bebekleriyle çok erken dönemde bağ kurarlar; ona güven verici mesajlar gönderebilirler. Huzurlu ve kaygıdan uzak geçirilen bir hamilelik hem kadını hem bebeğini olumlu yönde etkiler ve bebeğin ilerideki yaşamı için de sağlam bir temel oluşturur.

HUZUR BOZAN ETKENLER

Bebeğin büyümesini etkileyen çok sayıda önemli çevresel faktör mevcuttur. Bu faktörler hamilelerde stres yaratabilir. Hamilelikte stres ve anksiyete; fetüs açısından bakıldığında başta sinir sistemi olmak üzere tüm biyolojik sistemler üzerinde etkili olabilir ve birtakım olumsuz değişiklikler meydana getirebilir. Anlık ve günlük yaşanan streslerden ziyade uzun süreli yaşanan stres anne adayında adrenalin salınımını arttırır ve bebeğe giden kan akımını azaltır. Olumsuz duygular anne adayından bebeğe bir enerji şeklinde gider ve doğumdan sonra da devam ederse hayata olumsuz bakan bir kimliğin temelleri atılabilir. Hamilelikte yaşanan stres ve depresyonla beraber endokrin sistemde değişiklikler meydana gelir. Yükselen kortizon seviyesi, düşüğe, erken doğuma, hamilelik zehirlenmesine, kanamaya, düşük doğum ağırlıklı bebeğe, fetal ölüme sebep olur. Aynı zamanda hamilelikteki anksiyete çocuğun, davranışsal ve duygusal problemleri üzerinde uzun dönem süren etkilere sahiptir. Stresli anne adaylarında bebek hareketlerinin arttığı ve bu bebeklerin yaşamlarının ilk yılında zorlanma ve engellenmeye karşı toleranslarının azaldığı belirtilmiştir. Yapılan çalışmalarda hamilelikte anne adayının stres ve depresyonu fazla ise ve anne de Tip-A (heyecanlı, sabırsız, rekabetçi) sınıfında ise yenidoğan daha çok ağlar ve sakinleştirilmesi zor olur. Prenatal stres, tüm yenidoğan reflekslerinde ve motor gelişimde gecikmeye neden olabilir. Ayrıca oryantasyon ve durum düzenleme, dikkat, dinçlik ve dayanıklılıkta düşük skorlar gösterir.

KAYGININ NEDENLERİ

Hamilelik duygu-durum değişikliklerinin sık yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde yaşanan değişikliklerin kaygı ve stres yaratması doğal olmakla beraber verilen tepkilerin yönetilmesi ve baş etme stratejilerinin geliştirilmesi daha önemlidir. Anne adayı kendini kaygı dolu pek çok sorusunun yanıtını ararken bulur;

1. Bebeğim sağlıklı olacak mı?

2. Doğum nasıl olacak?

3. Çok kilo alır mıyım? Eşim, beni bu halimle beğenir mi?

4. Nasıl bir anne olacağım, bebeğime bakabilecek miyim?

5. İşe başladığımda bebeğime kim bakacak? İşe nasıl gidip geleceğim? Kariyerim ne olacak?

6. Maddi olarak çocuğuma yetebilecek miyim?

7. Fizyolojik değişimlerin yarattığı sıkıntılar (bulantı kusma, kramplar, mide yanmaları vb) Yukarıda sayılan durumların kaygı ve stres yaratması kaçınılmazdır. Çünkü organizma tehdit algıladığı durumlarda savaş veya kaç tepkisi ile var olan duruma cevap verir. İşte bu cevap, stresle baş etme becerilerini ortaya koyma şeklimizi oluşturur. Zihinde geleceğe dair oluşturulan kaygılar nedeniyle hamilelik sürecinin keyfi çıkarılamaz. Oysa devam eden bu yepyeni sürece odaklanılmalı ve her anın hissedilerek yaşanması hedeflenmelidir. Kadın ve anne olma kimliğinin yeniden doğuşu olan bu süreç en güzel yolculuklardan birisidir.

"HAMİLELİKTE HUZUR BEBEĞİ OLUMLU ETKİLER"

Huzurlu geçirilen hamilelik sonrasında dünyaya gelen bebeklerin daha az ağladıkları, uykuya çabuk daldıkları, annelerini rahatlıkla emdikleri, daha hızlı sakinleştikleri araştırılmalarda belirtilmiş sonuçlardır. Hamilelik süresince annesinden sevgi alan ve anne-babası tarafından ne kadar çok istenildiğini hisseden bebekler, bu hoş duygular içinde daha sakin kalabilirler.

KAYGILARDAN UZAK VE HUZURLU OLMAK İÇİN...

Kaygılardan uzak kalabilmek ve kaygıları yönetebilmek bizleri daha sağlıklı yapan bir faktördür. Hamilelik döneminde daha da önem kazanan bu durum, anne ve bebeğin sağlığı açısından çok önemlidir. O zaman neler yapacağız, nelere dikkat edeceğiz bir bakalım:

. Öncelikle negatif düşüncelerden uzak durmak ve pozitiflere odaklanmanız gerekir. Bunun için olumsuz hamilelik ve doğum hikayeleri dinlememek, nazikçe "Bebeğim bizi duyuyor" diyerek bu tip sohbetlerden uzaklaşmak en doğrusudur.

. Duygularınızı gizlemeyerek özellikle eşinizle paylaşmanız rahatlamanızı sağlayacaktır.

. Bu dönemde hayatınızla ilgili önemli kararlar almaktan ve büyük değişikliklerden kaçınmanız gerekir.

. Endişe duyduğunuz konuları doktorunuzla konuşmak ve paylaşmak endişenizi bir nebze olsun hafifletecektir.

. Doktorunuzun önereceği fiziksel aktivite ve egzersizler kaslarınızı güçlendirir, leğen kemiğinizi esnetir, kan dolaşımını arttırır, gerginlik ve stresi azaltır ve sizi doğuma hazırlar. Özellikle hamilelik yogası ve meditasyon çalışmaları anne bebek bağlanmasını arttırır.

. Bu dönemde sosyal destek, anne adayının bilişsel ve duygusal olarak rahatlamasın, stresle baş etme mekanizmasının desteklenmesini sağlarken annelik rolüne geçişi kolaylaştırır.

. Mükemmel anne olmaya çalışmak kaygıyı artıracağı için yeterli anne olmaya odaklanılmalıdır.

. Alanında uzman kişiler tarafından verilen doğuma hazırlık eğitimlerine katılmanız, sizi doğuma hazırlayacak ve diğer hamilelerle de iletişim içinde olmanızı sağlayacaktır. ? Gün ışığından yeterince faydalanmak sağlık, canlılık ve mutluluk verecektir.

. Doğru nefes almayı alışkanlık haline getirmek faydalıdır. Çünkü aldığınız her doğru nefesle iyi hormonlar harekete geçerek bebeğe daha çok oksijen ve kan akımı sağlanır. ? Doğum sürecinizi planlayarak doğumunuzla ilgili verilecek kararlara kendiniz veya eşinizle birlikte katılımcı

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.