Perşembe 26.10.2017 00:00

Cezasız disiplin mümkün mü?

Modern eğitim taraftarları çocuğa ceza vermenin onu aşağılamak olduğunu söylüyorlar.Ayrıca çocuğun kişiliğinin bozulmasında da oldukça etken olduğunu belirtiriyorlar. O halde cezasız disiplin için seçeneklerimiz neler, hep beraber bir göz atalım.

Benim gözümde geleneksel Türk annesi, doğal ama bir o kadar da tökezleyen bir çocuk yetiştirme şekline sahip: Kendisi hazır olmadıkça çocuğunu dizinin dibinden ayırmıyor, hala "öcü"yle korkutabiliyor, gerekli gereksiz ikazlarla onu sesine dahi duyarsız hale getiriyor! Bağırıyor, çağırıyor, cezalar veriyor… Bir de bilinçli anne modeli var: Çocuğuyla empati kuran, ona "kaliteli vakit" ayıran, bağırmadan sözünü dinleten, ama belki de kendi doğasına meydan okuduğu için kendi içinde gerilim yaşayan bir anne. Ağzından çıkan her sözün farkında, üçüncü kişilerin müdahalelerinden rahatsız, doğum şeklinden eğitim sistemine her konuda fikir sahibi… Peki, siz hangi kategoriye giriyorsunuz? Cezasız disiplin mi doğru, yoksa disiplinde ceza olmalı mı? İşte, bu dengeyi nasıl tutturabileceğimizi öğrenmek için "Cezasız Eğitim" kitabının yazarı Pedagog Adem Güneş'in kapısını çaldık.

Disiplin neden gerekli sizce?
Pedagojide disiplin; kurallara uymak demektir. Çocuğun içinde yaşadığı topluma ait kuralları öğrenmesi anne-babasına ait bir görevdir. Çocuğa bu kurallar aktarılamazsa hem kendisi ve hem de çocuğun toplumsal çevresi zarar görür. Peki, çocuğa bu kurallar nasıl öğretilecek? Nerede oturması, nerede kalkması gerektiği, derslerine çalışıp arkadaşları ile iyi geçinmesi gerektiği çocuğa nasıl aktarılacak? Çocuk eğitiminin en temel sorusu budur. Klasik eğitim taraftarı olan kişiler, "Çocuğun yanlış davranışları cezalandırılır ise, bir daha hata yapmaz ve doğru davranışın ne olduğunu böylelikle anlamış olur" derler. Modern eğitim taraftarları ise çocuğa ceza vermenin onu aşağılamak olduğunu iddia ederler. Belki ceza çocukta istenilen davranış değişikliğini oluştursa da "kişiliğin bozulmasında" oldukça etken olduğunu düşünürler.
Ceza nedir?
Ceza, bir davranış değişikliği oluşturmak için duygusal acı verici her türlü eylemin adıdır. Bu açıdan bakıldığında ceza bir şiddet eylemidir. Baskı, zorlama ve incitme içerir. Bu nedenle ceza ile şiddetin birbirinden ayırt edilmesi neredeyse imkansızdır. Örneğin, ödevini yapmadı diye bir çocuğu sınıfın önünde tek ayaküstünde bekletmek, ceza değil şiddettir. Çocuğu toplumsal ortamda aşağılamadır. Sınıfta gürültü yaptı diye bir öğrenciyi dersten atmak, bağırmak, tehdit etmek ceza değil, şiddettir. Cezanın küçüğü büyüğü olmaz. Geçmiş yıllarda öğretmenler ödevini yapmayan çocuğu cetvelle döverlerdi. Bu çok aşağılayıcı bir eğitim yöntemidir. Dayak yemek istemeyen çocuğa ise öğretmen kızardı. Gerek cetvelle vurmak ve gerekse de sınıf içinde azarlanmak şiddettir. Tek kelime ile "ceza şiddettir" demedikçe, eğitimde çocuğun aşağılanmasından kurtulamazsınız.

Cezasız disiplin mümkün mü?
Tabii ki mümkün. Çocuk ceza ile değil, güvenli bağ ile eğitilmelidir, çoçuğa disiplin öğretilmelidir. Cezasız disiplin olabilmesi için şu 3 temel unsur mutlak şarttır.
1. Koşulsuz sevgi
2. Özgür bir ortam
3. Duygusal destek
Eğer bu şartlar sağlanacak olursa, çocuk hangi yaşta olursa olsun cezasız da eğitilebilir ve öğrenebilir.
Cezasız disiplin kuralsızlık mı demektir?
Cezasız disiplin asla kuralsızlık demek değildir Aksine kuralların daha kalıcı bir şekilde öğrenilmesi ve içselleşmesi demektir. Ceza ile eğitilen çocuklar, tehlike geçtiğinde benzer davranışları yeniden yapmaya meyilli oldukları halde, güvenli bağ ile eğitilen çocuklar edindikleri bilgileri unutmamak üzere kişiliklerinin bir parçası haline getirirler.
Ceza ile disiplinin olumsuz etkileri nelerdir ?
Cezanın 5 büyük olumsuz özelliği vardır.
1.Ceza güven duygusunu zedeler: Ceza alan ceza verene karşı kendini
güvensiz hisseder, bağı zayıflar.
2.Ceza değersizlik hissi oluşturur: Ceza bir aşağılama davranışıdır. Ceza kişiye kendini değersiz hissettirir. Aşağılanma hissettirir. Çocuğun benlik şablonu "Değersiz Ben / Güvensiz O (dış dünya)" olarak kalıplaşır. Bu kalıp kişiliğe dönüştüğünde bütün bir yaşam buna göre şekillenecektir.
3.Ceza, ödeşmişlik duygusu oluşturur: Ceza alan kişi, yaptığı hatanın karşılığını ödediğini düşündüğü için, bir daha yanlış yapmaktan rahatsızlık duymaz.
4.Ceza alan ceza vermeyi öğrenir: Ceza ile eğitilmiş kişiler başkalarını aşağılamaktan çekinmezler. İnsanların ceza ile eğitileceğini düşünürler. Anne-babası tarafından ezilmiş, değersizleştirilmiş çocuklar da ileride anne-baba olduklarında çocuklarını ezmekten, incitmekten kendilerini alıkoyamazlar.
5.Ceza davranış bozukluğuna sebep olur: Ceza ile eğitilen çocuklar ya yılışık olur, ya şımarık. Sürekli gülme, vurup kaçma, söz dinlememe böylesi eğitilen çocukların en belirgin özellikleridir. Bu çocuklar sürekli hareket etme ihtiyacı hisseder, bundan dolayı hiperaktif zannedilirler.
Cezasız disiplin nasıl sağlanır?
Anne-babalar ceza vererek çocuklarını eğitmek yerine, bağ kurarak onlara tesir etmeyi öğrenseler, çocuklarına ceza vermek zorunda kalmazlar. Aslında anne-babalar, çocuklarına mesafe koymak yerine yakın olmayı becerebilmelidirler. Yakın oldukları kadar da çocuklarına teslim olmamayı öğrenmelidirler. Mükemmeliyetçi olmak yerine, doğal olmalıdırlar. Hatalarını çocuklarının yüzlerine vurup utandırmak yerine, görmezden gelip mahcup etmemenin ne kadar önemli olduğunu bilmelidirler. Çocuklarının güvenini kazanmanın onlara verilecek en ağır cezadan daha güçlü bir tesire sahip olduklarını bilmelidirler. Eğer bu şekilde davranırlarsa işte o zaman cezanın ne kadar da gereksiz ve onur kırıcı bir davranış olduğunu göreceklerdir.
Ceza görmeden büyüyen çocuklar toplumda zarar görmezler mi?
Hayır, aksine kendilerini daha güçlü korurlar. Zira kendisine saygılı davranılmış olarak büyüyen çocuklar, toplumsal ilişkilerde kendilerine saygılıdır, olumsuz davranışları kabul etmez, kendilerini böylesi kişilerden korumaya çalışırlar. Bu öğretmeni de olsa böyledir, komşusu da olsa böyledir. Saygılı büyümüş bir çocuğa, öğretmen aşağılayıcı davranış sergilediğinde çocuk bu davranıştan rahatsız olur, kendini ifade edebilecek güce sahiptir. Böylesi çocuklar kendilerini tacizlerden daha güçlüce koruyabilirler. Ceza ile aşağılanmış ve ezilmiş çocuklar, toplum içinde kendilerini koruyamaz, kötü muamelede bulunanlara karşı kendilerini savunamazlar.


"Ceza, çocuğu hırçın ve duyarsız yapar"

Kendileri de ceza ve değersizlik hissi ile büyümüş yetişkinlerin, cezanın yıkıcı tesirini fark etmeleri zordur. "Biz de ceza aldık, kötü adam mı olduk" derler. Halbuki ceza, çocuğu kötü adam yapmaz; agresif yapar, hırçın yapar, içe kapanık yapar, bağ kuramaz yapar, duyarsız yapar, edilgen yapar. Ayrıca çocukların en çok okul dönemlerinde zarara uğradıklarını unutmayalım. Annebabaların, çocuklarına öğretmen seçme şansı varsa, çocukları aşağılamayı marifet zanneden öğretmenlerden uzak durmalılar. Ne kadar başarılı bir öğretmen olursa olsun, çocuğa ceza veren öğretmen tercih etmesinler.
- Pedagog Adem Güneş

Hazırlayan: Aytülike KESKİN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.