Diyabetik Çocuklar Kampı 25. yılını kutluyor

Türkiye'de 18 yaş altı 20 bin kadar tip 1 diyabeli çocuk var. Bu kronik hastalıkla düzenli konrtol ve günlük beslenmeye dikkat etmek çok önemli ülkemizde 25 yıldır bu sağlık sorununu yaşayan çocuklara diyabetli yaşam bilincinin kazandırılması hedefleniyor.

Giriş Tarihi: 26.10.2017 14:55 Son Güncelleme: 26.10.2017 14:56
Diyabetik Çocuklar Kampı 25. yılını kutluyor

"Çocukları ve ailelerini bilinçlendiriyor ve destekliyoruz"

?Prof. Dr. Rüveyde Bundak / İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Dünyada ve Türkiye'de çocuklarda diyabet görülme olasılığı ne kadar ?

Diyabetli çocukların yüzde 95'inde Tip 1 diyabet görülüyor. Tip 1 diyabet vücudumuzdaki pankreasın otoimmün olaylar sonucunda hasar görerek insülin üretemez hale gelmesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Her yıl çocukların yüzbinde 10'unda Tip 1 diyabet ortaya çıkıyor. Bu oran İsveç ve Norveç gibi ülkelerde yüzbinde 46'dır. Bu ülkelerde fazla görülme sebebi steril olmaları ve çocukların mikroplarla geç karşılaşmasıdır. Şişmanlığın fazlalaştığı Amerika ve Japonya'da diyabetli çocukların yarısından fazlası Tip 2'dir. Çünkü özellikle Amerika yoğun bir fastfood tüketimiyle öne çıkıyor.

Ortaya çıkmasında genetik faktörler var mı? Belirtileri nelerdir?
6 aydan önce görülüyorsa biz buna yenidoğan diyabeti diyoruz ve gen bozukluğuna bağlı olduğunu düşünüyoruz. Ailede çok fazla kişide varsa olasılık da artıyor. Diyabet görülme olasılığı; babası Tip 1 olan çocukta normal topluma göre 6 kat fazla, annesi Tip 1 diyabetli olanda ise 3 kat fazladır. Belirtiler; çok su içmek, çok idrara çıkmak, zayıflamak ve halsizliktir. Bu belirtiler görüldüğünde idrar ve arkasından kan tahlili yapılarak hastalık tespit edilmelidir. Anne-babasında diyabet olmayan bir çocukta olma olasılığı önceden tespit edilemez.

Hangi çocukların risk grubunda olduğuna dair bir araştırma var mı? Örneğin çok fazla şekerli yiyecekle beslenmek bu hastalığa yol açar mı?
Şekerli beslenme ile ilişkisi olduğuna dair bir araştırma sonucu yok. Tip 1 için de bir tespit yok. Tip 2 için şişman obez çocuklar risk altında diyebiliriz.

Diyabet hastalığını bize kısaca anlatır mısınız? Nasıl bir hastalık?
Tip 1 diyabet, insülin eksikliğine bağlıdır. İnsülin, şekeri hücre içerisine sokup enerjimizi sağlıyor. Fazla olanı ise karaciğer ve kasta topluyor. Çok fazla alırsanız yağa dönüşüyor, şişmanlıyorsunuz. İnsülinsiz yaşam mümkün değildir. İnsülin 1920'de keşfedildi. Daha önceki yıllarda diyabet ölümcül bir hastalıktı. İnsülini kullanırken kan şekerini 90 ile 130 arasında dengede tutmak tutmak gerek. Bunu sağlamak için çocukların insülin düzeylerini, yemek yemelerini ve aktiviteyi bir harmoni içinde kullanmaları lazım ki dengeyi tutturabilsinler. Bu çocuklarda beslenmede karbohnhidrat sayımı yaptırıyoruz. Yiyeceklerine ve aktivitelerine göre insülini ayarlıyorlar. Bunu yemek öncesi ve sonrası kan şekerini ölçerek yapıyorlar. Çocuklar 8 yaşından sonra bunu kendi başlarına yapabiliyorlar. İnsülin uygulaması iğneyle yapılıyor. Son yıllarda pompa çıktı. İnsülini bu pompadan sağlıyorlar. Kollarına taktıkları pompa ucunu 3 günde bir değiştirilebiliyorlar. Pompa, bedenin her yerinde, deri altına takılabiliyor. Örneğin; yüzme sırasında çıkarılabiliyor. Bir de ayrıca son yıllarda kol veya bacağa takılan sürekli şeker ölçen bir alet de geliştirildi. Bunlar diyabetli çocukların hayatlarını kolaylaştırıyor. İşte biz diyabetik çocuklar kampını tüm bu bilinci kazandırmak, bu uygulamaları aksatmadan yapmalarını ve bir alışkanlık haline getirmelerini sağlayabilmek için başlattık.

Bu çocukların ve ailelerinin bilinç kazanması için ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Eğer insülin olmazsa çocuk diyabet komasına giriyor ve hayatını kaybediyor. Bu konuda sık sık ailelere ve çocuklara toplu halde eğitimler düzenliyoruz. Aile kampları ve çocuklar için yaz kampları düzenleniyor. Bu kamplarda çocuklar diyabet hastalığı ile nasıl başa çıkacaklarını öğreniyor ve uygulama şekillerini benimsiyorlar. Aynı sorunları yaşayan diğer çocuklarla tanışıyor, kendilerini yalnız hissetmiyorlar. Bizler bu kampları gönüllü olarak düzenliyoruz. Her şeyden önce gönüllüleri bulmak lazım! Türkiye'de her ilde olmak üzere toplam 300'e yakın çocuk endokrinoloğu var. Çocuk Endokrinologları'nın öncülüğünde fark yaratacak uygulamalar yapılabilir. Örneğin; şehirlerde gençlere ait yerler kullanılabilir. Devlet desteği de çok mühim. Her çocuk için yılda 400- 600 TL bütçe ile bir kamp yapılabilir. Böyle bir katkıda bulunulursa bu kamplar yaygınlaşabilir. Bizim kampımız dışında Ege'de, İznik, Antalya ve Samsun'da kamplar var. Önümüzdeki yıl Diyarbakır'da olması planlanıyor. Diyabet kötü takip edilirse böbrek yetersizliği, gözde katarakt, görme kusurları, körlüğe kadar giden durumlar, kardiyovasküler denen kalp hastalıkları ve inme gibi tablolara kadar gidebiliyor. Bunların getirdiği yük çok olumsuz! Bu çocukları eğitip metabolik kontrollerini sağlarsanız yan etkileri olmayacaktır. Dolayısıyla her yıl çocukları bu kamplara göndererek koşulları iyileştirmek mümkün.

Kamp fikri nasıl ortaya çıktı?
Diyabetik Çocuklar Kampı'nı dernek tarafından ilk kez Antalya'da 1993 yılında gerçekleştirdik. Bu tarihten sonra her yıl yaz aylarında kampı düzenlemeye devam ettik. 13 yıldır da Aygaz, sosyal sorumluluk bilinciyle koşulsuz olarak bizleri destekliyor. Yıldan yıla yaptığımız araştırmalar sonucunda diyabet yaşının düştüğünü gözlemliyoruz. Daha önceki yıllarda 5 yaşın altında çok fazla çocukla karşılaşmıyorduk. Şimdi 5 yaş altı Tip 1 diyabetli çocuklarımız var. En küçük çocuğumuz 3 aylık. Ayrıca obez çocuk sayısı da giderek artıyor. Artık yılda 10- 15 çocuğa Tip 2 diyabet tanısı koymaya başladık. Tip 2 diyabet kader değil, ama Tip1 diyabet kader. Kampta bir çocuğun günlük yaşam içinde, eğlenerek, spor yaparak kan şekerini nasıl dengeleyebileceğini hem bilgi vererek hem de uygulamalı olarak öğretiyoruz. Kamp, tıbbi destek kadar sosyal katkı da sağlıyor. Tip 1 diyabetle başa çıkmak bir ekip işidir. Doktor, beslenme uzmanı, psikolog ve mutlaka diyabet hemşiresinin o ekipte olması gerekir. Kampta da bu uzmanlar mutlaka oluyor. Bu kamplar ücretsiz, ama durumu olan ailelerden en azından kampın ücretini bağış yapmalarını istiyoruz.

"Psikolojik desteği çok önemsiyoruz"

Psikolog Dr. Derya Toparlak / İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi

İstanbul Tıp Fakültesi'nde 1990 yılında çocuk sağlığı bünyesinde; psikolog, hemşire, doktor ve beslenme diyet uzmanından oluşan ilk çocuk diyabet destek ekibinde ben de yer aldım. O zamandan beri diyabetli çocuklar ve aileleri ile çalışıyorum. Diyabet kronik bir hastalık ve yaşam şeklini oldukça etkileyen yönleri var. Başınıza böyle bir travmatik yaşantı gelince psikoloji çok önemli! Biz ekip olarak en baştan beri tanı konduğu andan itibaren aile ve çocuklara psikolojik desteği önemsiyoruz, bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Psikologlar ekibin içinde olursa ve en baştan destek verirlerse özellikle diyabete uyum açısından çok başarılı sonuçlar elde ediliyor. Baştan itibaren destek olarak koruyucu ruh sağlığı yapmış oluyoruz. Türkiye çapında bu alanla ilgilenen psikologların artırılmasını da çok istiyoruz. Ayrıca psikiyatrist de önemli! Ama ekipte olmayabiliyor. Psikiyatristlerle birlikte mesleki olarak yaklaşımları dengeliyoruz. Ben de diyabetik çocuklar kampının ilk kurucularındanım… Bu kamplarda çocuklara spor ve eğlence dolu programla, günlük yaşam içerisinde kan şekerini nasıl dengeleyebileceğini hem bilgi olarak hem de uygulayarak öğretiyoruz. Psikologlar da hem güç hem destek veriyor. Uyumu da sağlıyor. Daha sonraki hayatında da çocuğa yardım ediyor. Kampların çocuklara psikososyal katkısı çok büyük. Ailelere buradan şunu söyleyebilirim: Çocuğunuzun bir tek özelliği yok, diyabet yönetilebilir bir özelliktir. Bilgilenmeniz çok önemli!

Kamp, çocuklara kendi kendine yeterek yaşamayı öğretiyor

İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı ile Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneği tarafından Aygaz'ın desteğiyle düzenlenen Diyabetik Çocuklar Kampı, bu yıl 25. yılını kutladı. 103 çocuğun katılımıyla Gebze Life Port Otel'de gerçekleşen kamp, diyabetik çocuklara kendi kendilerine yeterek yaşamayı eğlenerek öğretirken, yeni dostluklar kurmalarını da sağladı. Bu kamp, Türkiye'nin çocuklara yönelik ilk sağlık kamplarından biri olma özelliği taşıyor. 25 yıldır aynı uzman ekibin görev yaptığı ve herkesin gönüllü olarak çalıştığı kampta çocuklara; hipoglisemi ve hipergliseminin nedenleri, klinik bulguları, bunlara karşı alınacak önlemler, kanda glikoz keton bakılması, insülin tipleri, etki özellikleri, enjeksiyon teknikleri, spor ve egzersiz yapma alışkanlığı, diyabette beslenme özellikleri ve düzeni, diyabetin komplikasyonları konusunda bilgiler aktarılıyor. Kampta ayrıca, diyabette takip kriterleri ve diyabeti izlemenin önemi konusunda uygulamalı ve teorik eğitimler de verildi. Türkiye'nin farklı illerinden 9-18 yaş arası 103 diyabetik çocuğun katılımıyla düzenlenen kampta, Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Günöz, Prof Dr. Nurçin Saka, Prof. Dr. Rüveyde Bundak, Uzm. Dr. Nihal Memioğlu, Psikolog Dr. Derya Toparlak diyabetik çocuk ve gençlerle bir araya geldi. Birçok sağlık kampı için örnek teşkil eden Diyabetik Çocuklar Kampı'na, 25 yılda Türkiye'nin farklı bölgelerinden yaklaşık 2 bin çocuk konuk oldu.

Hazırlayan: Zuhal EYÜBOĞLU

ARKADAŞINA GÖNDER
Diyabetik Çocuklar Kampı 25. yılını kutluyor
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA