Son Güncelleme: Cumartesi 19.08.2017 15:02
Duygusal değişimlerle baş edebilirsiniz...
Bir anınız bir anınıza uymuyor, neşe içinde konuşurken bir anda hüzünleniyor, endişeye kapılıyor ya da öfkeleniyor musunuz? Başta eşiniz olmak üzere etrafınızdakiler ne yapacağını şaşırmış olabilir. Bu halinize siz de bir anlam veremiyorsanız yazımızı mutlaka okuyun…
Annelik misyonu, kadının üstünde baskı oluşturabilir
Bir kadının yaşamında farklılık yaratan, en özel dönem olan hamilelik; kadını, hem fiziksel hem de psikolojik anlamda etkileyen bir süreçtir. Hamilelik, kadının yaşamında kalıcı değişikliklerin başlangıcı olan ve geri dönüşü olmayan bir dönüm noktasıdır. Çünkü kadın, hamilelik sürecinin sonunda, annelik misyonuna yüklenir ve bunu yaşam boyu sürdürür. Bu köklü ve kalıcı değişikliğin, fiziksel farklılaşmaların yanı sıra psikolojik anlamda da çok önemli etkiler yaratması kaçınılmazdır. Hamile bir kadının yaşadığı psikolojik değişiklikler, aynı zamanda yoğun bir stresin oluşumuna da zemin hazırlar. Bir yandan dünyaya bir çocuk getirmenin heyecanı, diğer yandan doğacak çocuğun normal olup olmadığının kaygısı bu zemini hazırlayan etkenlerin başında gelir. Kişiden kişiye farklılık gösteren bu dönemdeki psikoloji, bazen ciddi tedavi gerektirecek boyutlara da varabilir.
Değişim ilk ayda başlıyor
Hamilelikte her ay, kendine özgü psikolojik kaygılar ve beklentiler oluşabilir. Hamile kadın, özellikle ilk ayda psikolojik ve fizyolojik değişiklik yaşar. Kadının yeni duruma adaptasyonu ve hamile olmasıyla ilgili kaygı ve beklentileri, süreci belirler. İstenen bir hamilelikte, mutluluk ve doyum duygusu yaşanır. Ayrıca kadının ailesiyle ilişkisi, iş durumu, hamileliğin yaratacağı beklenti ve stresler, sürecin nasıl yaşanacağını etkiler. Yani her anne adayında, kendi durumuyla ilgili olarak hamileliğin ilk ayında duygu ve mizaç değişiklikleri gözlenir. Fizyolojik belirti ve depresif ruh hali, ikinci ve üçüncü aylarda geçer. Burada kadının karnındaki bebekle olan ilişkisi, geçmişte annesiyle yaşadığı duyguları ortaya çıkarır. Kişinin, bir yandan annelik rolüne uyum sağlarken, diğer yandan annesiyle özdeşleştiği görülür.
Stres bebeği etkiliyor
Aslında keyifli bir süreç olan hamilelik, aynı zamanda stresli bir dönem olarak da geçebilir. Kararsızlıkla beraber strese karşı verilen tepkiler, kişiden kişiye farklılık gösterir. Bazı kadınlar için neşe ve olgunluk olarak algılanabilen hamilelik, bazı kadınlar için endişe ve kaygılı bekleyiştir. Örneğin; çoğu kadın bu stresi, bebeğinin sağlıklı olup olmadığı konusunda yaşar ve çevresine de bu stresi yansıtır. Bu anne adaylarının bebekleri, diğerlerine göre daha fazla strese maruz kalır ve riskli bir hamilelik yaşama oranları artar. Hamilelikle birlikte başlayan planlar; özellikle doğum yaklaştıkça doğacak çocuğun bakımına, yaşam değişikliklerine ve doğum sonrası olabilecek değişikliklere doğru gider. Çoğu kadın doğumu, ağrılı bir olay gibi algılar. Bu nedenle hamilelikte yaşanan sorunlar, doğumun da zor olacağının bir habercisi gibi kabul edilir ve yaşanan stres daha da artar.
Kusmalar stresi artırıyor
Bazı durumlarda 2. ve 3. ay kusma halen devam edebilir ve bu durumdan anne adaylarının psikolojik yapısı olumsuz etkilenir. Eğer kusma, kişinin normal yaşantısını devam ettirmesini engelleyecek düzeydeyse, psikolojik yardım, hatta ilaç desteği gerekir. Ayrıca bu dönemde yapılacak gevşeme çalışmaları da faydalıdır. Hamileliğin üçüncü ayında, gelişimi süren bebek, annenin bütün sistemlerini etkiler. Doğuma ait beklentiler ön plana çıkar. Doğum korkusu yaşayan kadınlarda kendini kontrol edememe durumu ile beraber, bedensel ve duygusal denetimle ilgili kaygıların olduğu görülür. Bu dönemde anne adayının bilgilendirilmesi, açıklamalarla yönlendirilmesi yararlıdır. Kaygıların yoğun yaşandığı durumlarda mutlaka psikolojik destek alınmalıdır. Eşin de katılımıyla yapılan gevşeme çalışmaları, doğum ve sonrası konusunda bilgilendirme, korku ve kaygıyı azaltır.
Depresyona dikkat!
Kötü bir hamilelik dönemi geçiren kadınlar, diğerlerine göre iki kat daha fazla doğum sonrası depresyon geçirmeye yatkındır. Bu nedenle anne adaylarının, hamilelik öncesindeki kişilik yapısı önemli rol oynar. Eğer anne adayının daha önce geçirdiği depresyon gibi psikiyatrik hastalığı varsa, hamilelik dönemi boyunca dikkatle izlenmesi gerekir. Özellikle önceden geçirilmiş manik-depresif gibi ciddi psikiyatrik bozukluklar çok önemlidir. Bu tür rahatsızlık geçirmiş olanlar; hamilelik döneminde oluşacak değişimlere karşı daha duyarlı oldukları için diğer kadınlara göre çok daha fazla zorlanırlar.
Hazırlayan: Başak DOĞRU
EN SON HABERLER
- 1 Hamilelikte mide yanmasına ne iyi gelir? Hamilelikte mide yanması ilaç kullanmadan nasıl geçer?
- 2 Boş gebelik de hamilelik belirtileri gösteriyor! Hamilelik belirtileri nelerdir, nasıl anlaşılır?
- 3 Emzirirken doğum kontrol ve ertesi gün hapı kullanılır mı? Ertesi gün hapı emzirme döneminde bebeğe zarar verir mi?
- 4 Hamilelik ne zaman belli olur, kaç günlük gebelik testte çıkar? İdrarda gebelik testi en erken ne zaman belli olur?
- 5 Tüp bebek tedavisi nasıl uygulanır? Tüp bebek nedir?
- 6 Gebelikte detaylı ultrason doğumsal hastalıkların yüzde 70'ini tespit ediyor
- 7 Donmuş embriyo transferi nasıl yapılıyor?
- 8 Tüp bebek tedavisinde genetik inceleme kimlere yapılır? Tüp bebek tedavisi genetik inceleme nedenleri
- 9 3 aylık hamilelikte kanama neden olur? Hamilelikte rahim içi kanama nedenleri
- 10 Tüp bebek ile normal gebelik arasındaki farklar - Hangi durumlarda tüp bebek tedavisi uygulanır?