Son Güncelleme: Perşembe 09.07.2009
Yeryüzündeki cennet: Karadeniz
Batısı tarihi, ortası bereketi, doğusu cenneti anlatan; inişleri çıkışlarıyla insanın yaşam çizgisine benzeyen başka bir dünyayı andıran Karadeniz'e gitmenin tam zamanı. Safranbolu'dan başlayacak yolculuğunuza, Sinop, Hıdırnebi, Maçahel ve Ayder gibi yerlerde konaklayıp, Sarp sınır kapısında son verebilirsiniz
HORON VE KOLBASTI EŞLİĞİNDE...
Ünye ve Ordu'nun ardından Doğu Karadeniz'e geçiş yapıyoruz. İlk durağımız olan Giresun şehrinin ismini, keresus adı verilen ve tüm Avrupa'ya bu bölgeden gittiği rivayet olunanan alacalı kirazdan aldığı söylenir. Pek tabii fındığın en çok yetiştiği ilimizdir. Eski şehir merkezinde Rumlar ile Türklerin yaşadığı ihtişamlı konaklar, camiye dönüşen kiliseler ile Giresun Kalesi gezilmesi gereken önemli yapılar arasında. Tirebolu-Görele-Beşikdüzü üzerinden köftenin başkeni olan Akçaabat'a ulaşıyoruz. Akçaabat Kültür Parkı yemek için tavsiye ettiğimiz yerlerden biri. Yemeğimizin ardından bulutlar ülkesi olan Hıdırnebi Yaylası'na çıkıyoruz. Akşam yemeği sırasında horon ve kolbastı sizlere eğlenceli bir gece yaşatacak. Sabah yayla havasını içinize çekerek köy kahvaltısının tadına varabilirsiniz. Yayla yaşamını merak edenler ise kahvaltının ardından ellerinde fotoğraf makineleri ile kendilerinden çok daha önce kalkmış çayırlarda hayvanlarını otlatan, güneşin ilk ışıklarıyla tırpanlarını ellerine alarak zamana karşı yarışan peştemalli kadınları fotoğraflayarak ölümsüzleştirebilirler. Kısa yürüyüşlerin ardından şehre inerek Doğu Karadeniz'in en aristokrat şehri olan Trabzon'u gezebiliriz. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapan, tarihin her aşamasında ticaretin önemli olduğu bu kentte İskitliler, Cenevizliler, Bizanslılar ve Osmanlıların izleri görülebilir. Şehir merkezinde 1924'e kadar yaşayan Rumlardan kalma eserler göze çarpıyor. Bunların arasında en önemlilerinden biri olan Ayasofya Kilisesi; 13. yüzyıl başlarında Komnenos kralı tarafından yapılmış olup 'kutsal bilgelik' anlamına geliyor. En ilgi çeken bölümü ise Adem ile Havva'nın yaratılışının tasvir edildiği kabartma yapı. Trabzon'dan sonra Of ilçesinden geçerek, Ladin ormanlarının eşlik ettiği muhteşem manzaralı Solaklı Vadisi'ne, sonrasında da Uzungöl'e varıyoruz. Gölün etrafında daha önce kendileri için yaşam alanı olan, daha sonra restore edilen küçük otelleri görerek buradaki retoranlarda yöresel lezzetlerin tadına varacaksınız. Sacda alabalık kavurma, lahana sarma, guymak, lahana çorbası favori yemeklerden. Öğle yemeğinin ardından Soğanlı Dağı'nın vadilerine gizlenmiş yüzlerce yıllık yaylaları gezebilirsiniz. Bu yaylaların en dikkat çekenlerinden bir tanesi içinde 600 yıllık evler barındıran Demirkapı Yaylası. Zirveye yaklaştıkça orman dokusu yerini otsu bitkiler ile görsel bir şölene sahiplik eden kır çiçeklerine bırakacak.