Cumartesi 23.05.2009
Son Güncelleme: Cuma 22.05.2009

Tohumlarımız elden gidiyor!

Zeytinburnu Belediyesi'nin hayata geçirdiği Tıbbi Bitkiler Bahçesi ve Doğal Tohum Merkezi'nde 600'ün üzerinde bitki yetiştiriliyor. Belediye Başkanı Murat Aydın, "Tohumlarımız kaybolup gidiyor," diyerek projenin önemine dikkat çekiyor

Yüzyıllar öncesinde İstanbul'un sağlık merkezi olarak konumlanan, Osmanlı dönemi hekim ve alimlerinden, mesir macununun mucidi Merkez Efendi'nin de yaşadığı Zeytinburnu, bugün de Türkiye'nin en büyük Tıbbi Bitkiler Bahçesi ve Doğal Tohum Merkezi'ni barındırıyor. Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın yaklaşık 10 yıl önce hayal ettiği bu proje, şu an ülke çapında pek çok bilim adamının; tıp, eczacılık, ziraat mühendisliği öğrencilerinin yoğun ilgisini topluyor. Burada geleneksel tıpla ilgili çalışmalar yapılıyor, genetiğiyle oynanmamış, yok olmak üzere olan tohumlar toplanıyor, nadir bulunan pek çok bitki yetiştiriliyor... Murat Aydın, "Tarihimizdeki geleneksel tıpla ilgili birikimi, burada geliştirerek geleceğe taşımak istiyoruz. Doğal olana dikkat çekmek istiyoruz. Fakat amacımız modern tıbbın karşısına alternatif bir çözüm önermek değil. Zaten yapılan en büyük yanlış, hekim olmayan kişilerin tıbbi bitkileri hastalara şifa diye önermesidir. Bu bitkiler ancak doktorlar tarafından, hastalıkları önleyici olarak önerilebilir. Biz de burada bilim adamlarıyla çalışıyoruz," diyor ve ekliyor: "Türkiye, endemik bitki anlamında dünyanın en zengin ülkesi. Buna karşılık, bizim eskiden beri ürettiğimiz domatesler, fasulyeler, çilekler kayboluyor. Yurtdışından tohumlar ithal ediliyor. Bizim tohumlarımız da kaybolup gidiyor. Ve dışarıya bağımlı oluyoruz. Genetiğiyle oynanmış tohumlar almak durumunda kalıyoruz. Biz, Türkiye'de doğal olan bitkilerin tohumlarını burada topluyoruz. Ülkemizin bu zenginliğinin yok olmaması için çalışıyoruz." Esas hedefleri ise burayı bilimsel çalışmaların yapıldığı bir enstitü haline getirmek, sadece Türkiye'nin değil, bütün bölgenin bu alandaki bilimsel merkezi olmasını sağlamak. 600'ün üzerinde bitkinin doğal tohumlarının saklandığı, toplam 14 bin dönümlük bahçede bir sağlık araştırmaları merkezi, bir bitki arşivi (herbarium), bir araştırma laboratuvarı ve tropikal bitkilerin yetiştirildiği bir de sera bulunuyor. Bitki arşivinde, özel kasalarda saklanan tohumlar, hiçbir kimyasal madde kullanılmadan tıbbi bitki teknikerleri ve ziraatçiler tarafından yetiştiriliyor. Buraya, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından, genetik yapısıyla oynanmamış tohumlar geliyor. Bu arada bahçenin tıbbi bitki teknikerlerinden Nazım Tanrıkulu'ndan ilginç bilgiler alıyoruz: "Tüm dünyada, tarih boyunca geleneksel tedavide kullanılan bazı bitkiler var. İşte bu bitkilerin 600'den fazlası bu bahçede yetişiyor. Ancak bir de, başta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) olmak üzere birtakım otoriteler tarafından klinik çalışmaları tamamlanmış, yani etkinlikleri bilimsel olarak onaylanmış bitkiler var. Bunlar şu an 300'ün üzerinde ve bizde de yaklaşık 90 tanesi bulunuyor." Hemen bir örnek istiyoruz. Nazım Tanrıkulu, sadece Türkiye'de yetişen sığla ağacını söylüyor. Bu bitki sadece Marmaris Köyceğiz'de yetişiyor. Buna 'tek nokta endemiği' deniyor. Bu bitki ancak belli bir işlemden geçirilip reçinesi çıkarıldıktan sonra kullanılabiliyor. Bu işlem de çok zor olduğu için şu anda yok olmak üzere. Sığla ağacının yaprakları balgam söktürücü olarak kullanılıyor. Reçinesi ise sıtma hastalığı ve mide yaralarının yanı sıra parfümeride kokuları sabitleyici olarak kullanılıyor.
Başbakan da kullanıyor
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da kullandığı ve bağışıklık sistemini güçlendiren ekinezyayı da Türkiye'de ilk kez bu bahçede yetiştirmişler. Kuzey Amerika'da Kızılderililerin yılan sokmalarına karşı kullandıkları bu bitkiyi, bahçenin teknikerleri aynı zamanda Kars'ın ve Gelibolu'nun iklimlerinde yetiştirmeyi de başarmış. Bu arada Tanrıkulu, insanların bu bitkileri gelişigüzel kullanmalarının son derece tehlikeli olabileceğine değiniyor. Zaten yanlış kullanımlarda bitki etkili de olmuyor. Örneğin ekinezya evde özünün çıkarılabileceği bir bitki değil. Çünkü etken maddeleri suda çözünmüyor. Bu nedenle eczanelerde satılan, standardize edilmiş tabletlerinin kullanılması gerekiyor. Etkili olabilmesi için dozu da önemli. Bir de örneğin papatya alerjisi olanların kullanmaması gerekiyor. Tıbbi bitki kullanımının çok detaylı ve önemli olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, şu kuralları belirtiyor: "Bitki doğru zamanda toplanmalı, doğru kısmı toplanmalı, doğru şartlarda kurutulmalı ve paketlenmeli, doğru şekilde kullanılmalı. Bir de şöyle genel bir kural var: Çiçek, yaprak gibi kısımlar demlenerek kullanılır. Kabuk, kök gibi sert kısımlar da kaynatılarak kullanılır. Ama bazılarında ne kaynatma ne demleme işe yaramaz. Mesela bazılarını soğuk suda belli bir saat bekletmeniz, bazılarını alkolde, belli bir derecede bekletmeniz gerekir..." Bu arada, bu bahçede fazla üretilen bitkilerden isteyenlere veriliyor. Ayrıca tıbbi bitkilerle ilgili bilinçlendirme için halka açık atölye çalışmaları da düzenliyorlar.

Osmanlı çileğiyle muz yan yana

Bahçe içinde, tropikal bitkilerin yetiştiği serada, bazıları yurtdışından getirilen muz, avokado, mango, zencefil, tarçın, kavlıcan, karabiber, aloe vera, sakız ağacı, demirhindi, papaya gibi bitkiler bulunuyor. Bahçede yetişen Osmanlı çileğinin kokusu ise her yanı sarıyor. Kars'a özgü, ancak kaybolmaya yüz tutan kavılca buğdayını da burada yetiştirmeyi başarmışlar. Bu buğdayın besin değeri olarak diğer türlerden çok daha yüksekmiş. Onun dışında pembe domates de kaybolmaya yüz tutan ama bu bahçede üretilen bitkilerden. Ancak uzmanlar patlıcan, kabak, salatalık, mısır gibi pek çok sebzenin orijinal tohumlarının artık kaybolduğunu, bunların ya yurtdışından ithal edildiğini ya da ziraat firmaları tarafından ıslah edilmiş tohumlar olduğunu söylüyorlar.
Dünya Tohum Mahseni
Norveç'in Spitsbergen adasında bulunan Svalbard Küresel Tohum Mahseni de ikinci yılına girdi. Dünyanın dört bir yanındaki bitki türlerine ait tohumları yeraltında saklamak üzere kurulan tohum bankasında, bir yıl içinde toplanan tohumların sayısı 200 milyona yaklaştı. Bu tohumlar, gerektiğinde, yani bir gün tarımsal üretim tehlike altına girerse, türler üzerinde çeşitli çalışmaların yapılabilmesi için saklanıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.