Cumartesi 23.05.2009
Son Güncelleme: Cuma 22.05.2009

Yazmanın yolunu ve yordamını öğrenmek

Notos Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'nin kurucusu edebiyat eleştirmeni ve Notos Öykü'nün Genel Yayın Yönetmeni Semih Gümüş, yazarlığın doğrudan kitaplarla öğrenebileceğini ama bunu harekete geçirecek bir yolun, yordamın şart olduğunu söylüyor

Günümüz teknolojisinin de sunduğu fırsatlarla internet ortamında kendi bloglarında yazanlardan, kendi kitabını bastıranlara kadar, yazılı ürün ortaya koyan insan ve sunulan ürün miktarında dünya tarihinin en yüksek rakamına ulaşılmış durumda. Türkiye'de de yazma serüvenine girmek isteyenlerin sayısı ve bununla paralel olarak da yayımlanan kitap sayısı son yıllarda ciddi bir biçimde artıyor. Yazma konusunda gelinen aşama insanlarda, neredeyse okuma yazma ve birtakım imla kurallarını bilmenin herhangi bir metin kaleme almak için yeterli olabileceği duygusu yaratmaya başladı. Tabii bunun yeterli olmayacağını idrak edenler yazmayla ilgili kurslara ve atölye çalışmalarına başvuruyor. Uzun yıllar Yazın dergisi, Adam Öykü dergisi, iki buçuk yıldır Notos Öykü' nün genel yayın yönetmenliğini yürüten ve kısa bir süredir de Notos Edebiyat Atölyesi'ni faaliyete geçiren edebiyat eleştirmeni Semih Gümüş'le de Türkiye'de 'yazma' faaliyetinin durumunu ve ortaya konulan ürünlerin niteliği üzerine konuştuk. Gümüş, yazarlığın ne okulda ne de atölyelerde öğrenilebileceğinin altını çiziyor ve atölyelerine katılanlara ilk bunu hatırlattığını belirtiyor. "Atölyede sadece yazarlığa giden yolda ipuçları verilebilir. Yazmanın yolu yordamı, yazmak, yazarlık nereden geçer bunu göstermeye çalışıyoruz. Bana göre yazarlık, aslında doğrudan kitaplarla öğrenilir. Atölyede ise doğru okumayı öğrenmek ve bunu yaparak okuduğunun ve kendi yazdıklarının eleştirisini yapabilmenin yolu açılıyor," diyen Gümüş ekliyor: "Herkesin yazarken bazı alışkanlıkları olur. Kötü alışkanlıkları gösterebilmek ve bunları doğrularıyla değiştirebilmek amaçlanıyor atölyede. Atölyeye katılanların yaptıklarını tartışmak, yazdıkları metinleri yorumlamak, anlamak, çözümlemek ve dönüştürmek ve tamamlanmalarını sağlamak da amaçlarımız arasında yer alıyor."
Yazar enflasyonu diye bir şey yok
Yazar enflasyonu sözünün de doğru olmadığını düşünüyor Gümüş. "Yazan sayısının artması günümüz edebiyatını olumsuz etkilemez. Bizde yılda 350 roman yazılınca hemen çok yazıldı eleştirisi yapılıyor ama Fransa'da yılda 3 bin 500 roman yayımlanıyor," diyor. Yazın türlerine bakıldığında Türkiye'de öykücülüğün güçlü bir geleneğe sahip olduğunu söylüyor Gümüş ve altını ısrarla çiziyor: "Öykücülüğümüzün tarihine baktığımızda farklı nesillerin birbirini besleyen kesintisiz bir tarihi var ve bu alanda dünya edebiyatındaki az sayıdaki güçlü ülkelerden biriyiz." Ama öykü türünde artan yapıt sayısına rağmen son yıllarda yazılanların birbirine benzemeye başlamasının da büyük bir handikap olduğunu belirtmeden de geçmiyor. Türkiye'de roman türünün ise çok da kesintisiz bir tarihi olduğundan bahsedemeyeceğimizi vurgulayan Gümüş, son zamanlarda ortaya konan yapıtlardaki benzerlik sorununun bu tür için de geçerli olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "İnsanların birbirine benzer şeyler yazmasının bazı önemli nedenleri var. İçinde yaşadığımız zamanlarda edebiyatta çok kısa yoldan öne çıkmak çabuk kitap yayımlayabilmek, kendinden söz ettirmek gibi böyle bir anlayış egemen. Edebiyat iç eleştiri gücüne sahip olduktan sonra çok çalışarak yapılabilecek bir şey. Bir genç yazar 'Üç-dört ay eve kapandım romanımı bitirdim,' diyor. Ama belki de üç-dört yıl çalışmak gerekiyor. Merak eksikliği önemli bir etken. Dünya edebiyatındaki yenilikleri takip etmek konusunda çok zayıfız mesela. Bir de bizde, herkesin kendi kuşağına bakarak yazmak gibi bir alışkanlığı var." Türkiye'de yazı yazmak konusunda bir başka sorunun da devlet kurumlarının edebiyata yönelik yasalara dayanarak uyguladığı baskılar olduğunu da değinen Semih Gümüş, son zamanlarda dava açılan edebiyat yapıtı sayısında artış yaşandığına dikkat çekiyor. Edebiyat yapıtlarının hiçbir zaman kendilerinin işi olmaması gereken birtakım kurumlarca değerlendirilmeye tutulmasını da tuhaf bulan Gümüş: "Sonuçta yazı yazmak bir yaratıcılık ürünü. Gerçek olmayan bir dünya yargılanabilir mi?" diye de soruyor.
Atölye dersleri
Notos Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'nde, edebiyat nedir, ne değildir, ne yazmalıyım, nasıl yazmalıyım, metin nasıl başlar ve biter, gerçek ve kurmaca ayrımı, edebiyat ve felsefe, edebiyatta sosyal politika, kurmaca nedir, nasıl yazılır, şiir nedir, şiir nasıl yazılır, kişilerin yaratılması, gibi başlıklarla eğitim veriliyor. Atölye çalışmalarına başvuru koşullarıyla ilgili bilgi almak için: atolye@notoskitap.com adresine e-posta atabilirsiniz.
Notos Öykü 16. sayıya ulaştı
Yıllardır önde gelen edebiyat dergilerini yöneten Semih Gümüş, son İki buçuk yıldır Notos Öykü'yü yönetiyor. İki buçuk yılda 16. sayıya ulaşan ve farklı çizgisiyle öne çıkmayı başararak kendine has bir okuyucu kitlesi edinen Notos Öykü'nün yola çıkışını da şöyle anlatıyor Gümüş: "Son yıllarda edebiyat dergiciliğimize yeni bir anlayış getirme isteğiyle yola çıktık. Geleneksel anlayıştan çıkılmadığını düşündüğüm için yeni bir biçim ve içerikle yayımlamaya karar verdim. Var olan dergilerden farklı olmalı edebiyat dışındaki insanları da çekebilecek bir yönü olmalı. Çok satmalı ve yenilikçi olmalı," Gümüş, derginin yenilikçi yüzüyle okuyucu sayısını önümüzdeki yıllarda artıracağına da inandığını söylüyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.