Giriş Tarihi: 6.06.2009

Sperm bankasından annelik doktor karı kocayı ikiye böldü

Bir zamanlar 'tüp bebek' denemeleri yapıyor diye ölümle tehdit edilmiş Prof. Dr. Teksen Çamlıbel'in evindeyim. Yanında, her sabah ameliyatlara birlikte girdiği, en güvendiği insan var: Eşi, Nihal Çamlıbel. "Nihal uyutuyor, ben kesiyorum, anestezistimin aynı zamanda karım olması bana en güven veren şey," diyor... İkisinin de ikinci evliliği. Evlilikte mutluluğu yakalama yöntemlerini o kadar güzel anlatıyorlar ki, onları hayran hayran izliyorum. Derken konu, sperm bankasından çocuk sahibi olmaya geliyor. Bir anda ortam ısınıyor. Karıkoca karşı karşıya geliyor. İşte o diyalog: Teksen Çamlıbel: "Evli olmayan bir kadının sperm bankasından sperm alıp döllenmesini bencilce buluyorum. Benim liberalliğim o noktada bitiyor." Nihal Çamlıbel: "Durup dururuken gitsin sperm bankasından hamile kalsın demiyoruz. 40 yaşına gelmiş, artık evlilik umutları kalmamış, anneliğe veda edecek bir kadından bahsediyoruz. Hayat çok kısa, her kadının anne olma hakkı var. Bu duygunun dünyada hiçbir karşılığı yok, Teksen'ciğim!"

TEKSEN ÇAMLIBEL

Sperm bankasından alınarak yapılan çocukların psikolojilerinin çok düzgün olmayacağını düşünüyorum. Ne söyleyeceksin o çocuğa: "Yavrum ben sana sperm bankasından hamile kaldım." Çocuk annesini o yaşa kadar çok sevmiş saymış. Bunu biraz bencilce buluyorum.
Benim Bodrum bebekleri diye bir tezim var. Tüp bebek denemesi tutmamış. Yaz gelmiş. Diyorum ki "Gidin Bodrum' a hiçbir şey yapmayım. Unutun bunu, aşk yaşayın." Yumurtlama olayı stresle çok ilgili. Stres, üzüntü yumurtlamayı durdurabiliyor. Bir geliyorlar, mesela kendiliğinden hamile kalmış. Yaz çok etkili. Bir sürü Bodrum bebeğimiz oldu....
Bitki ile aldatan doktorlardan uzak durun. 15 gün sadece soğan suyu içip bize gelen hastalar oldu. Bu işin ucunun kaçtığını düşünüyorum. Sağlık Bakanlığı bu işe ciddi el atmalı.

NİHAL ÇAMLIBEL
40 yaşına gelmiş, artık evlilik umutları kalmamış, anneliğe veda edecek bir kadından bahsediyoruz. Hayat çok kısa, her kadının anne olma hakkı var. Bu duygunun dünyada hiçbir karşılığı yok, Teksen'ciğim!
Aramızda tatlı bir rekabet var. Teksen Çamlıbel ile evli olmak çok yorucu.
İlkevlilikte birlikte büyüyorsunuz. Evcilik gibi, çocuk oluyor, aileler çok işin içine giriyor. İkinci evlilikte aileler daha dışarıdalar, onu hissediyorum.

Teksen son derece sakin bir insandır. Soğukkanlılığını asla kaybetmez, paniğe kapılmaz. Çok iyi cerrah oluşunu buna bağlıyorum. Ben daha telaşlı, daha tez canlı, birden demoralize olan bir tipim. Onun soğukkanlılığına alışıncaya kadar canım çıktı.
Evlilik sözleşmesini hiç doğru bulmuyorum ve biz yapmadık.
* * *
- Çalışan kadınların arasında üzüntüyle izlediğim bir durum var. 30'lu yaşların sonlarına gelmişler, bir baba adayı bulamadıkları için çocuk doğurma hayalleri tükeniyor. Biyolojik saat geçiyor. Geç evlenenler ise bir tüp bebek merkezine yöneliyor. Her gün onlarla bir aradasınız. Sizin gözlemleriniz neler?
- N.Ç:
Her kadın anne olmalı. 40 yaşına kadar evlendi evlendi... Her kadının çocuk sahibi olma hakkı vardır diye düşünüyorum. İnsanlar çocuk istiyorsa, bu erkeğin kararına bağlı bir şey olmamalı. Çünkü erkek için yol çok açık. 50 yaşına kadar 'Ben baba olmak istemiyorum,' diyebiliyor. Kadını düşünmüyor. Kadın için geçmiş oluyor ve adam başka biriyle evleniyor. Bu örnekler çok fazla. Erkek birden buldumcuk oluyor. 'Aa çok güzel duyguymuş,' diyor. İyi de daha önceki eşin istiyordu, sen istemiyordun. Bu büyük bir bencillik. Kadın için anne olma yaşı olarak 40 bile geç. Yumurtalar hızla azalıyor. Analık çok güzel bir duygu, çok kutsal bir duygu. Yani hayatın anlamı, her şeyin anlamı. Her şey bir yana, çocuk bir yana..
- Sizin kaç tane?
- N.Ç:
Bir kızım var. 16 yaşında. İlk evliliğimden.
- Neden bir kez daha çocuk sahibi olmadınız?
- N.Ç:
Teksen Bey'le beraber olduğumuz zaman, onun iki çocuğu vardı. Zaten belli bir yaşa gelmiştik. 40 yaşımdaydım. Çocuk yapma yaşının geçtiğini düşünüyordum o zaman.
- T.Ç: Üç çocuğumuz var kabul ettik ve sayı olarak yeterli olduğunu düşündük. 55 yaşında baba olmak çok fazla geldi bana.
- İkinci kez evlenme kararını almak kolay oldu mu?
- N.Ç:
İlk evliliğinizi de tozpembe, bir ömür boyu sürecek diye yapıyorsunuz. Ama problemler başladığı zaman kaçıncı olursa olsun, bitirmeyi de bilmeli insan. Korkarak bir işe girmemeli. Genellikle kadın evliliği bitirmede daha cesur diye düşünüyorum. Erkek ne olursa olsun o aile birliği bozulmasın istiyor. O düzeni bozmaya cesaret edemiyor. Evlilik bence kadının üstünde zaten. Kadın evle daha ilgili ve evlilikle ilgili her soruna erkekten daha çok kafa yoruyor.
- İkinci evliliğinizin ilkinden farkı ne? Daha mı bilinçli yapılıyor?
- T.Ç:
Bence bütün evlilikler zor. Sayıyla ilgisi yok. Bir insanın bir insanla aynı çatı altında 24 saat geçirmesi, uyum sağlaması kolay bir şey değil. İnsanoğlunun yarattığı sosyal bir kavram bu. Ama ben yalnız kalmaktan hiç hoşlanmayan bir insanım. Bu yaşta bekâr yaşayabileceğimi hiç zannetmiyorum. O yüzden evliliği seviyorum.
- İkiniz bir hastane açtınız. Hem patron, hem yönetici, hem de doktor olarak sürekli dip dibesiniz. Aynı anda ameliyatlara giriyorsunuz...
- N.Ç:
Teksen Bey ameliyatı yapıyor, ben uyutuyorum. Sürekli, 24 saat iş konuşuyoruz. Teksen Bey sahibi, yöneticisi, ben de ikinci yöneticisi.
- Türkiye'de ilk tüp bebek uygulamasını yapan birkaç doktordan birisiniz...
- T.Ç: 1989'da başladık tüp bebek uygulamalarına. Çok zorluklar yaşadık. Hatta Sultanahmet'te bir gün üzerimize yürüdüler. 'Allah'ın yaptığı şeye karışmak, dine aykırı bir olay, Allah çocuk vermiyorsa vardır bir hikmeti' gibi laflar ettiler. İstanbul müftülüğünden üç dört tane fetva aldık da tehditler kesildi. Tüp bebek dine tamamen uygun.
- Kaç tüp bebek çocuk vardır tahminen Türkiye'de?
- T.Ç:
Türkiye'de 101 tane tüp bebek merkezi var şimdi. Yılda ortalama 30 bin deneme yapılıyor. Şu an kentliye nazaran muhafazakâr kesimden daha çok hastamız var. Kentlerde çocuk sahibi olmak bazen primal istek olmuyor. Çalışan kadın belli bir yaşta geliyor bize anne olmak için. 35, 38 bazen de 39'da geliyorlar.
- Donörle anne olmaya bakışınızı merak ediyorum.
- T.Ç:
Tıbbi yönden iki tip donörlük var. Birisi yumurta diğeri sperm donörlüğü. Çift kabul ettiği sürece donörü ben çok uygun ve doğru buluyorum. Hatta donör ailelerine bakıyorum çok mutlular, daha fazla ilgi duyuyorlar bebeğe, zor elde ettikleri için. Biliyorsunuz bu Türkiye'de yapılmıyor. Sperm donörlüğüne gelince, çiftler biraz daha tedirgin oluyor. Erkek sperm olayına daha farklı bakıyor. Ataerkil aileden gelen baskıdan dolayı erkeğin, başka erkeğin spermi ile karısının döllenmesi fikrine sıcak bakması zor. Kadın olduğunda daha sıcak bakıyorlar. Yumurta donörü üçse, sperm donörü birdir.

POZİTİF DÜŞÜNMENİN OLUMLU ETKİSİ ÇOK FAZLA

- Aileler bunu açıklıyorlar mı çocuğa, açıklamıyorlar mı?
- T.Ç:
Dünyada da tartışılan bir şey bu. İlk başta eğilim 'Aman saklayalım' olmuştu. Genetik testler çok ileri değildi. Ama şimdi basit bir genetik testle, belki ileride kimya dersinde bile çocuk bunu öğrenebilir ve feci bir sürpriz olabilir. Onun için saklamak çok doğru değil. Çocuk bunu anne babasından öğrenmeli. Ne kadar erken o kadar iyi...
- Tüp bebeğin duayeni olarak anılıyorsunuz. Kaç bebeğiniz oldu?
- T.Ç:
Şu ana kadar 10 bin çocuğu geçmiştir herhalde. Düşünsenize eskiden 'Teksen babası' diyorlardı şimdi 'Teksen dedesi' diyorlar. Şunu söylemek isterim: Çocuk sahibi olmayı ertelemeyin. Bebek bir mucize değildir. 40 yaşına kadar herkes bebeğini kucağına alsın. Annenizin menopoz yaşı sizin menopoz yaşınızla çok bağlantılıdır. O yaştan, hatta 8-10 sene önce çocuğu kucağınıza almanız lazım.
- Tüp bebekte başarıyı ne çok etkiliyor?
- T.Ç:
Pozitif düşünmenin olumlu etkisi çok fazla. Mesela Benim 'Bodrum Bebekleri' diye bir tezim var. Çiftin tüp bebek denemesi tutmadı mesela... Yaz yaklaştı, 'Gidin Bodrum'a hiçbir şey yapmayın. Aşk yaşayın,' diyorum. Stresten yumurtlama durabiliyor. Mesela hapishaneye düşen bir kadında stresten yumurtlama duruyor. Bodrum'a gönderiyorum çiftleri. Bazen kendiliğinden gebe kalıp geliyorlar. Öyle çok Bodrum Bebeğimiz oldu.
40 YAŞINA GELMİŞ KADIN NE YAPSIN?
- Yaşları 40'a yaklaşan çok arkadaşım var. Çocuk hayali kuruyorlar ama baba adayı yok. Biyolojik saat ilerliyor. Ne yapsın bu kadınlar?
- T.Ç:
Kendi yumurtalarını dondurtabilirler. Beyaz atlı prens 47'de çıkarsa karşısına, o yumurtaları kullanabilir. İkincisi gazetelerde okuduğumuz yöntem, ki onu etik bulmuyorum. Evli olmayan bir insanın sperm bankasından sperm alıp döllenmesi.
- Neden etik bulmuyorsunuz?
- T.Ç:
Şimdi çocuk için iki sorun var. Donör çocuk, baba ile ilgili bir sorun yaşayacak. ABD'nin de hazır olmadığı bir durumdu. Orada herkes yaptığı için 'Kimse hazır mısın?' diye sormadı. O çocukların psikolojilerinin çok düzgün olmayacağını düşünüyorum. Ne söyleyeceksin o çocuğa? 'Yavrum ben sana sperm bankasından hamile kaldım.' Çocuk annesini o yaşa kadar çok sevmiş saymış. Bunu biraz bencil buluyorum. Benim liberalliğim o noktada bitiyor.
- Sizin fikriniz nedir Nihal Hanım?
- N.Ç:
Bence hiçbir mahsuru yok. Etik olarak doğru buluyorum. Yani günü birlik bir ilişkiden hamile kalmaktan bir farkı var mı? Orada da baba adayı evlenmek istemeyebilir, çocuğu görmek istemeyebilir. Bir sürü mahkemelik olaylar var. Babalar evlenmek istemiyor, çocuğu görmek bile istemiyorlar. Orada o çocuğun yaşadığı psikoloji daha ağır. Durup dururken sperm bankasından gitsin hamile kalsın demiyoruz. Ama 40 yaşına gelmiş bir kadından bahsediyoruz. Artık evlilik umutları kalmamış, anneliğe veda edecek bir kadından... Hayat çok kısa. Bu duygunun dünyada hiçbir karşılığı yok Teksen'ciğim!
EVLİLİKTE MUTLULUĞUN FORMÜLÜ: KADININ İSTEDİĞİNİ YAPMAK
- Evliliği mutlu kılan nedir?
- T.Ç:
Karşılıklı saygı çok önemli, bir insanın diğerine 'Sen benim kalıbıma girmelisin,' diye bir zorlama kesinlikle yapmamalı. Evlilikte mutluluk, kadının istediğini yapmak olduğu için bir süre sonra ben de kendimi bırakıyorum.
- Birbirinizde zorlandığınız taraflarınız neler?
- N.Ç:
Kavga gürültü değil ama sürekli bir yarışma var aramızda.
- T.Ç: Yolda yürürken bile 'kim öne geçecek?' diye..
- Evlilik sözleşmesi yaptınız mı?
- N.Ç:
Hiç doğru bulmuyorum, biz de yapmadık. Evlilik sözleşmesi o anda konuşulacak şey değil. Fikir olarak da yanlış geliyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.