Giriş Tarihi: 30.1.2010

Suçüstü yakalanan devlet

Ancak Amerikalıların ustası olduğu türde, devletin içinde yuvalanmış gizli odakların büyük komploları üzerine alabildiğine paranoyak bir gerilim izlemek ne hoş! Hele bizim polisiye denemelerimizden sonra, bu işin ülkesinden gelen iyi bir film ilaç gibi geliyor. Adını en çok kimi Bond filmleriyle duyuran Martin Campbell, ülkesi İngiltere'de vaktiyle (1985'de) yayınlanan bir TV dizisinden yola çıkmış. Bu ilk başta şaşırtıcı gözüküyor, çünkü film başı-sonu olan ve ileriye pek de açık gibi durmayan bir öykü anlatıyor. Ama bunun sadece altı bölümlük bir mini-dizi olduğunu öğrenince, taşlar yerine oturuyor. Marga-ret Thatcher döneminde geçtiği varsayılan olayları İngiltere'den ABD'ye nakleden filmde Bostonlu, yalnız yaşayan, boşanmış yaşlıca polis Thomas Craven, uzakta yaşayan kızının ziyaretiyle mutlu olur. Ancak genç kız hasta gibidir ve aniden doktora gitmek ister. Ama kapıyı açtıklarında, maskeli bir adam ateş eder ve genç kızı öldürür. Kahramanımız (ve de polis), işin kendisinin uğraştığı suçlulardan birinin marifeti olduğuna emindir. Ama hikâye ilerledikçe öyle olmadığı ve işin, genç kızın çalıştığı bir nükleer tesiste dönen dolaplara bağlı olduğu anlaşılır. Artık Craven'ın karşısında, işin içine senatörlerin de karıştığı görkemli bir devlet-kirli sermaye ilişkisi ve bunu ört-bas etmek için elini kana bulamaya hazır bir katiller sürüsü vardır. Film, anlaşıldığı üzere, sevdiği bir insan öldürülen ve bunun intikamını almak için tek kişilik bir adalete dönüşen Charles Bronson veya Clint Eastwood filmlerinden farklı. Daha çok, inanılmaz komplolara dayanan 24 tarzı dizilere ve kimi siyaset soslu gerilimlere benziyor. Bir kez daha, ABD'nin devleti elleri kanlı olarak suçüstü yakalayan öykülere karşı düşkünlüğüne şapka çıkarıyorsunuz. Bizde mi? Canım bizde hiç öyle şey olur mu? Filmin, devletin kirli işlerini hedef alma ve çok usta işi araba takibi sahnelerinin yanı sıra, yine tipik Amerikan (ya da anglosakson) bir özelliği var. O da zehir gibi senaryosu. Öylesine sağlam kurulmuş ve öylesine diyaloglar içeriyor ki, ders gibi okutulabilir. Gerçi bu çok özgün olma merakı, kimi yerde öyküyü izlemeyi zorlaştırmıyor ve diyalogları bir bulmacaya çevirmiyor değil. Ama her şeyin bir bedeli vardır, değil mi? Mel Gibson tam sekiz yıl sonra sinemaya dönmüş... 'Gaybubetinin' bu kadar uzun sürdüğünü fark etmemiştik! Ama filmi görünce, geçen zamanı anlıyorsunuz. Perdenin Cesur Yürek'i öylesine yaşlanmış ki... Ama tesellisi var: Bu onu kimi roller için uygun hale getirmiş. Hayranlarının ise bu acı gerçeğe dayanmaktan başka çaresi yok. Evet, ne yazık ki yıldızlar da yaşlanır...
İNTİKAM PEŞİNDE ***
(Edge of Darkness) Yönetmen: Martin Campbell Senaryo: William Monahan, Andrew Bovell Görüntü: Phil Meheux Müzik: Howard Shore Oyuncular: Mel Gibson, Danny Huston, Ray Winstone, Shawn Roberts, Peter Hermann, Caterina Scorsone, Bojana Novakovic. Amerikan filmi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.