Afyon'un 88 yıllık lezzet durağı
Adını Atatürk'ün koyduğu, Anadolu'nun en önemli esnaf lokantalarından biri olan İkbal'de yemek yemek için bile Afyon'a gidilebilir. Et yemeklerinin yanı sıra patlıcanlı böreğiyle kadayıfı da çok lezzetli
ŞEHRİN TAM MERKEZİNDE
Otobüs yolcularının seçim şansları yok. Onlar hep anlaşmalı dinlenme tesislerinde yemek yemek zorundalar. Ülkenin değişik yönlerinden Antalya'ya doğru yolculuk yapanların çoğu ise Afyon'dan İzmir- Kütahya yönüne doğru dokuzuncu kilometrede yer alan İkbal tesislerinde mola veriyorlar. Buranın tek olumsuz yanı 700 kişinin aynı anda yemek yiyebilmesi. Yolcular burada alelacele bir şeyler atıştırıp yollarına devam ediyorlar. 10 kilometre ötede, Afyon'un içinde, ilk İkbal Lokantası'nı bilenlerin sayısı çok daha az. Çünkü hızlı ve toplu ulaşım çağında karayolu üzerindeki tesislerde bir şeyler atıştırmak yerine Afyon'un içine girip, şehir merkezindeki bu lokantada yemek yemeyi göze almak özel bir çaba gerektiriyor. Önce Uzunçarşı'yı ve buradaki İkbal Lokantası'nı sorup buluyorsunuz, ardından lokantanın yakınında aracınızı bırakabilecek bir yer arıyorsunuz. Ama inanın, sonuç, bu zahmetlere değiyor. Anadolu'nun en önemli esnaf lokantalarından biri olan İkbal'in geçmişi 1922'ye dayanıyor. Atatürk'ün 1934'te Dumlupınar ve Kocatepe'ye yaptığı gezi, başlangıçta adı Zümrüt olan Afyon çarşısı içindeki bu lokantanın kaderini değiştiriyor. Lokanta duvarına asılı kocaman bir levhada da anlatıldığına göre, dönemin Afyon Valisi, Vilayet Başkatibi'ne danışarak Atatürk'ün yemek yiyip dinlenebileceği en uygun yeri belirler. Yemek Belkaracaören Köyü'ndeki bağ evinde yenecek, yemekleri de Kabaklı Mahallesi Muhtarı Mustafa Pancar'ın oğlu Salim Usta pişirecektir. Yemeğin verileceği gün, bağ evinin bahçesinde bütün hazırlıklar tamamlanmıştır. Atatürk ve yanındakiler, sunulan yemekleri keyifle yerler. Ata, sofradan kalkmadan Salim Usta'yı yanına çağırır, yemekler hakkında birkaç güzel söz söyledikten sonra ne iş yaptığını sorar. Salim Pancar şehirde Zümrüt adında bir lokantası olduğunu anlatır. Ancak Atatürk bu ismi beğenmez. "Usta, korkma, böyle gidersen bahtın çok açık olur. Lokantanın adını da değiştir, İkbal koy," der. Atatürk, Afyon'dan ayrılmadan önce lokantanın önünden geçtiğinde, kapıdaki levha çoktan bahtı ve önü açık anlamına gelen İkbal olarak değişmiştir. Salim Pancar 1978'de vefat edinceye dek yemekleri hep kendisi pişirmiş. Yüksek tavanlı, masaları bembeyaz örtülü lokantanın duvarlarını süsleyen görkemli iki aynayı da Yıldız Sarayı'nda kullanılmayan bazı eşyalar, 1946'da elden çıkarıldığında tanesi 250 bin liradan satın alıp lokantasına asmış. O tarihlerde 175 bin liraya bahçeli bir ev alınabildiği düşünülürse, bir servet.
TORUN DİNLENME TESİSİ VE OTEL AÇTI
Salim Usta'nın ardından oğlu Çetin lokantanın başına geçmiş. Çetin'in oğlu, dedesinin adını taşıyan Salim Pancar ise İzmir karayolu üzerinde önce bir dinlenme tesisi, daha sonra da 260 odalı bir termal otel yaptırarak işletmeye açmış. Ama İkbal Lokantası'nın geleneksel kalitesi hep devam etmiş. Biz İkbal'e üç kişi gittik. O gün pişen yemeklerin büyük bir bölümünü getirtip tattık. Tatmak ne kelime, hemen hepsini silip süpürdük. Özellikle et yemekleri olağanüstüydü. Küçük ve büyükbaş hayvan merkezi Afyon'da, Pancar ailesinin dört söz sahibi olduğu düşünülürse, en iyi etlerin İkbal'in mutfağına getirilmesi sürpriz sayılmaz. Et yemeklerinin dışında patlıcanlı börek, zeytinyağlı fasulye ve taze bakla da harikaydı. Bakla, yanında nefis manda yoğurduyla getirildi. Yoğurdun kalitesi baklanın körpeliğiyle birleşince ortaya doyumsuz bir sentez çıkmıştı. Pilav da yediklerim içinde en iyilerindendi. Yemeğin üstüne vişneli ve sade ekmek kadayıfı istedik. Tabii üzerinde manda kaymağıyla. Vişnelisi, üzerinde göstermelik bir iki konserve vişne tanesi bulunsa da kırmızı gıda boyasıyla hazırlanmıştı. Böylesine iyi isim yapmış bir firmanın vişne mevsimi dışında vişneli kadayıf yapmamasını tercih ederdim. Sade kadayıf zaten olağanüstüyken, boyalı kadayıfta ısrar etmenin ne anlamı var? Afyon'daki İkbal Lokantası, Türkiye'deki esnaf lokantalarının yüz akı. Sadece burada yemek yemek için bile Afyon'a gidilebilir.
Beğendiklerim:
İkbal,çeşitli tesis ve şubeleriyle büyük bir marka haline geldiği halde Afyon'un içindeki mütevazı lokanta, ilk günkü kalitesini bugün de koruyor. Sırf burada yemek yemek için Afyon'a gidilir.
Beğenmediklerim:
Üç kişi yemeklerin büyük çoğunluğunu tattık. Biri dışında hepsi mükemmeldi. Sadece vişneli ekmek kadayıfını eleştirdik. Çok az vişne kullanılmış, kırmızı gıda boyasıyla boyanmıştı. Doğrusu buraya yakıştıramadım.
EN SON HABERLER
- 1 Körkütük değil sorunlu aşık!
- 2 Artık çocukların da kolesterolü yükseliyor: Sebebi obezite ve hareketsiz yaşam
- 3 Sağlıklı beslenirken öğün sayısı önemli
- 4 Fas’ı yeniden keşfetme vakti
- 5 Kayıttayız
- 6 Boğaziçi kıpırdıyor
- 7 Çizgili giyme sanatı
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Eş seçimindeki izlere dikkat
- 10 Su orucu, bilimsel değil