Cumartesi 17.07.2010
Son Güncelleme: Cuma 16.07.2010

Bu bir 'moda sergisi' değil

Hüseyin Çağlayan'ın 16 yıllık çalışmalarını içeren retrospektifi, Londra ve Tokyo'dan sonra İstanbul Modern'e geldi. Sergi, Çağlayan'ın tasarımcılığı kadar sanatçı kimliğini de gözler önüne seriyor

Modanın sanat olup olmadığı, moda dünyasının tartıştığı konulardan biridir. Modanın sanata en çok yaklaştığı nokta ise kuşkusuz Hüseyin Çağlayan'ın işleridir. Çağlayan'ın çalışmalarının disiplinlerarası duruşunu kimse yadsımaz; modacı, sanatçı, ürün tasarımcısı titrleri arasında gidip gelmesi saygıyla karşılanır. Bir buçuk yıl önce İngiltere'nin ünlü Tasarım Müzesi'nin girişimiyle gerçekleşen 'From Fashion and Back' sergisinin amacı da bunları göz önüne sermek, ülkede iki kez yılın en iyi tasarımcısı seçilen Çağlayan'ı yüceltmek, farklı disiplinlerdeki çalışmalarını herkesin görmesini sağlamaktı. Sergi, geçtiğimiz aylarda Tokyo Modern Sanat Müzesi'ne geçti ve bu hafta belki de en çok olması gereken yere, İstanbul'a ulaştı. İstanbul Modern'de 24 Ekim'e kadar açık kalacak serginin ismi, 'Hüseyin Çağlayan 1994-2010' olmuş. Tasarımcının mimari, tasarım, felsefe, antropoloji, bilim ve teknolojiden esinlenerek yaptığı 16 yıllık işlerinden oluşuyor. 1993'te Central Saint Martins'i bitirirken yaptığı mezuniyet koleksiyonundan başlayarak bugüne kadar tasarladığı koleksiyonlardan örnekler, enstalasyonlar ve aralarında Türkiye'yi temsilen 51. Venedik Bienali'ne katılan işinin de bulunduğu video çalışmaları yer alıyor sergide. Tasarım Müzesi'nden bu yana geçen bir yıl zarfında, Çağlayan'ın yaptığı yeni koleksiyonlar da eklenmiş. Öncelikle İstanbul Modern çok doğru bir mekân olmuş. Çağlayan'ın 'yapıt'ları Londra'daki müzenin sınırlı alanına göre çok daha rahat ve hakkını vere vere sergileniyor. Kronolojik sergileme çok daha hoş olabilirdi ama belli ki alan büyüklüğüne göre yapılmış yerleştirmeler. İlk girişte balon elbiseyle teşhir edilen 'Kinship Journeys' (Akrabalık yolculukları) ve Blindscape (Kör manzara) adlı koleksiyonunun bir yerleştirmesi karşılıyor sizi. Çağlayan'ın 'Körlük nasıl bir şeydir?' sorusundan yola çıkarak, gözlerini bağlayarak eskizlerini çizdiği 2005 tarihli koleksiyonu bu. Kıyafetleri taşıyan mankenlerin suladığı zeytin ağaçları ise Çağlayan'ın vatanı olan Kuzey Kıbrıs'ı simgeliyor. İçeriye girer girmez, hız olgusunun konu edildiği ünlü 'Inertia' (Hareketsizlik) koleksiyonu dikkatinizi çekiyor. Ama bu esnada solda bir çerçevenin içinde duran elbiseyi atlamamanızı öneriyorum; her şeyin başlangıcı olan koleksiyonu... Çağlayan'ın demir tozuna bulayıp toprağa gömdüğü ve birkaç ay sonra çıkardığı kıyafetler St. Martins'i bitirme koleksiyonu aslında. Kıyafetler Londra'nın efsanevi butiği Browns'da sergilenmiş, yeni mezun Çağlayan bu sayede tanınmıştı. Sergide Çağlayan'ın çok sayıda video çalışmaları da bulunuyor. Ünlü 'Afterwards' (Sözlerden Sonra) koleksiyonu da bir video odasında sergileniyor. 1974'ten önce Kıbrıslı Türklerin 'etnik temizlik' korkusuyla göçe zorlanmaları ve yola çıkarken sahip oldukları şeyleri yanlarında götürme isteğini anlatıyor. Daha önce DDF'in düzenlediği Design Week için Türkiye'ye gelen LED elbise, yine baş köşede duruyor. Bir fark var tabii; bu sefer güvenlik tarafından haylaz çocuklara karşı korunmuyor. Türkiye'de daha önce sergilenen 'Dinlenme 1 ve 2' de İstanbul Modern'de yer alıyor.
UZUN VAKİT AYIRMAK ŞART
Hüseyin Çağlayan sergisini gezeceklere tavsiyem, bu tercrübeye en az iki-üç saatlerini ayırmaları. Kulaklık almanız ve sergiyi özümseyerek, her çalışma ve koleksiyonun ardındaki fikri, felsefeyi anlayarak gezmeniz şart. Böylece modanın sanata nasıl yaklaşabileceğini göreceksiniz. Giysiler nerede bitiyor, teknoloji nerede başlıyor; ayırmakta zorlanacaksınız. Şu günlerde moda dünyasının favori teması Ortadoğu'nun, Çağlayan'ın eski esin kaynaklarından olduğunu anlayacaksınız. Disiplinler nasıl birbirine karıştırılır, şahit olacak; giyimin felsefeye dönüşümüne tanık olacaksınız. Ve hepsinden önemlisi, bu adamı 'bir dergi reklamında aksanlı konuşan adam'a indirgemiş olduğunuzdan dolayı utanacaksınız.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.