Cumartesi 14.08.2010

Çevreci gençler harekete geçti

Türkiye'nin dört bir yanından 32 genç, hazırladıkları projelerle çevre sorunlarına çözüm arıyor. Hayata Artı Gençlik Programı da onlara destek sağlıyor ve yol arkadaşı oluyor

"Herkes kapısının önünü temizlese, dünya daha yaşanılır olurdu," sözünü herkes duymuştur, en az bir kere de kullanmıştır. Siz bu sözün imkânsızlığına inanıyorsanız, fena halde yanılıyorsunuz. Çünkü bu söz, çevre sorunları açısından gerçeğe dönüşüyor; hem de 2005'ten bu yana. Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu, Coca-Cola Hayata Artı Vakfı ve Yaşama Dair Vakfı'nın desteklediği Hayata Artı Gençlik Programı, 18-30 yaş arasındaki gençlerin çevre odaklı projelerine destek olup, onları çevre ve toplum sorunlarını düşünmeye, bu sorunlar üzerine çözüm üretmeye teşvik ediyor. Bu yıl altıncı döneminde olan program şimdiye kadar, su kaynaklarının korunması, atık yönetimi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi ve ormanların sürdürülebilir kullanımının ve korunmasının sağlanması gibi temel başlıklarda gençler tarafından hazırlanan 33 ilde 46 projeye destek verdi. Bu projelerde yüzlerce genç görev aldı. Program, Türkiye'nin su kaynakları, yenilenebilir enerji imkânları ve atık yönetimi ile ilgili gençlerin mesajlarını iletti. Projeler sivil toplum, kamu, tarım, sanayi ve ticaret sektörlerinin temsilcilerinden oluşan binlerce kişiye ulaştı. Kamu kuruluşları ve belediyelerle ortaklık kurdu. Çitçilerin üretim ve sulama yöntemlerini dönüştürdü, 1000'den fazla kişiye güneş enerjisini kullanmaya yönlendirdi. Geçtiğimiz günlerde Hayata Artı İstanbul Buluşması kapsamında, 16 proje üreten 32 gençle ve programa destek olan Yaşama Dair Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Çalışkan ve Coca-Cola Hayata Artı Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ebru Bakkaloğlu Tüzecan ile buluştuk. 2005 yılından bu yana faaliyet gösteren fakat 2008'den bu yana çevre odaklı projeleri kabul eden programı Ebru Bakkaloğlu Tüzecan şöyle anlatıyor: "Gençlerin sorunları tespit etmesini istiyoruz. Buldukları çözüm önerilerine biz de dahil oluyoruz. Yani sadece gelen projelere bakıp onları maddi destek olmak yerine, biz de işin içine girip projelerini geliştirmelerine ve nihai sonuçlar elde etmelerine yardım ediyoruz."
ALTI PROJE DERNEĞE DÖNÜŞTÜ
Program interaktif bir yöntem izliyor. Gençler ilk önce kendi çevrelerindeki problemlere dair çözüm önerilerini Hayata Artı Programı'na gönderiyorlar. Teknik bir ekip projeleri ön elemeye alarak, belirli bir sayıya indiriyor. Bu sayı bu sene 16. Sonra proje sahibi gençler, Hayata Artı Buluşması adı altında İstanbul'da bir araya geliyorlar ve İstanbul'da bir hafta süren atölye çalışmalarına katılıyorlar. Bu çalışmalar içinde proje yönetimi ve proje kavramları gibi, projelerini şekillendirmelerinde kendilerine yardımda bulunacak temel eğitimler alıyorlar. Daha sonra ise şehirlerine dönüp projelerini nihai hale getiriyorlar. Son halini alan projeler arasında da bir seçim yapılıyor. Fakat burada fark yaratan nokta, aldıkları eğitimle bir sonraki sene de yeni projeleriyle gençlerin tekrar bu programa katılabiliyor olması. Atölye çalışmalarında elde ettikleri bilgi, daha sağlam projeler üretmelerine de olanak sağlıyor. Nihai hale gelen projeler de öngördükleri model çözümlerin gerektirdiği tasarım, etkinlik ve eğitim programlarına göre programdan 5 ila 50 bin dolar arasında değişen maddi bir yardım alıyor. Bir yıllık bir süre zarfında uygulanmak durumunda olan projeler, daha sonra vakıf yöneticileri tarafından, projelerin hayata geçtiği illere yapılan ziyaretlerle kontrol ediliyor. Bu da projelerin sonuçlarının daha kolay takip edilmesine olanak sağlıyor. Şimdiye kadar programa katılan projelerden altı tanesi, program proje tamamlandığı için desteğini çektikten sonra derneklere dönüşerek faaliyetlerini sürdürmüş. Yaşama Dair Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Çalışkan, kendisini en çok etkileyen projeyi şöyle anlatıyor: "Bize gelen projelerin hepsi etkileyici ama bazıları sonuçları itibariyle daha etkileyici oluyor. Mesela, 'Türkiye'de su kaynaklarının yüzde 75'i tarım için harcanıyor,' analiziyle başlayan proje, çeşitli sulama yöntemleriyle bu payın düşürülebileceği iddiasındaydı. Bu proje bize dört yıl önce gelmişti ve o yıllarda sulama Türkiye'de bu kadar etkin bir tartışma konusu değildi. Balıkesir'de damla sulama üzerine bir pilot uygulama yapılmasına karar verildi. Bu projeden önce damla sulamayı Balıkesir'de beş çiftçi uyguluyordu. İki yılın sonunda projeyle bu sayı binin üzerine çıktı. Gençler projeye, kredi veren kamu kuruluşlarını kattılar, yerel sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteyi kattılar. Üniversitenin bu konuda yöntemler geliştirmesini sağladılar. Köylüler ve çiftçilerle kooperatifleri aracılığıyla temaslar kurdular. Çok büyük bir ağ yarattılar. Şimdi Balıkesir'e gittiğinizde, herkes su kullanımının bu proje sayesinde düştüğünü söyleyecektir."
Orman, su ve enerji projeleri
Hayata Artı Gençlik Programı, bu yılın ana başlığını 'Orman, Su ve Enerji' olarak belirlemiş. Gelen 16 proje de bu yönde. Projeler arasında, Muğla'ya bisiklet rotaları kazandırmayı amaçlayan 'Muğla'nın Bisiklet Rotaları' projesinden tarımda kimyasal ilaç kullanımı yerine solucan gübresi uygulamayı yaygınlaştırmayı amaçlayan 'Çevreci Solucanlar' projesine kadar ilgi çekici birçok proje var.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.