Cumartesi 11.09.2010

Çocuğumuz olunca, Tuğba'nın çalışmasını istemiyorum

TUĞBA ÖZAY
* Birbirimize telefonlarımızı vermiştik. 10 gün sonra beni aradı. "Barcelona'ya gelir misin, orada buluşabilir miyiz?" dedi. Olay birden ciddiye binmeye başladı. Baktım, biletimi falan almışım. İçimden o kadar akmış ki, ona koştum.
* Yaşadıklarım, insanlara kendimi güçlü göstermek, hiç kolay değildi. O günlere geri dönmek istemiyorum, yaşandı, bitti. Büyük tecrübeler çıkardım.
* Eşimin yanında kendimi çocuk gibi hissediyorum. Bizim egolarımız yok.
* Eşimin annesi beni Dalida'ya benzetiyor. Sesimi de. "Sen Avrupa'da olsaydın çok daha başka bir yerdeydin,"diyor.
LUDOVIC FATTIZZO
* Çocuk olunca Tuğba'nın çalışmasını istemiyorum. Evinin kadını olmasını istiyorum. 16 yıl yeter. Bence yoruldu.
* Annem- babam çok açık, anlayışlı insanlardır. Tuğba'nın yaşadıklarını çok haksız buldular ve ilk duyduklarında şok oldular. Annem Tuğba'yı çok seviyor.
* Belki bir gün aynı dili konuşuruz. Bazen birbirimizi bu dil sorunu yüzünden yanlış anlayabiliyoruz ama sonra çabuk çözüyoruz. Tuğba'nın İtalyanca konuşmasını çok isterim.
Kötü günleri geride bıraktı, acılardan bir kitap, bir de albüm çıkardı... Şimdi hayatının en güzel günleri İstanbul- Milano arasında geçiyor. Kendi sözleriyle 'burada star, orada housekeeper (hizmetçi)' olmaktan mutluluk duyuyor. Tuğba Özay kocasının yanında bebekleşiyor. Ludovic onu 'Tuğbişim' diye severken, o 'My love' demeden cümleye başlamıyor. Herkesten sakındığı, birlikte röportaj vermekten kaçındığı İtalyan kocası Ludovic Fattizzo'yu merak ediyordum. Yabancı damat, sözünü esirgemeyen renkli biri. İlk kez konuştular. Çırağan'da bir masa etrafında, taze naneli limonatayla, kahkahadan gözyaşına her duygu, gitti geldi...
- Tuğba Özay'ı önceden tanıyor muydunuz? Nasıl tanıştınız?
- L.F:
Flaşların önünde bir kadın olduğunu bilmiyordum. Milano'nun en güzel otellerinden birinde tanıştık. Arkadaşımı ziyarete gelmiştim. Tuğba yanındaydı. İkimizin de ortak arkadaşıymış. Tuğba'yı görür görmez ona âşık oldum. Üzerinde rengârenk, ipek bir bluz vardı. Ondan gözümü alamıyordum. Üçümüz birlikte Nobu'ya yemeğe gittik. Sonra da alışverişe. Ama arkadaşımız bizimle gelmedi.
- T.Ö: Aslında Ludovic tanıştıktan iki gün sonra evlenme teklifi etti. Hissetmiştim ve onun hayatımın insanı olduğuna inanmıştım. Kendisi de söyledi. Milano'daki Louis Vuitton mağazasında bir an göz göze bakıştığımızda, aramızda şimşek çaktı. Tam ben kasada ödeme yapıyordum. O sırada geldi içeriye ve göz göze geldik. Orada başladı her şey. Sonrasında Türkiye'de de iş yapmak istediği için, ben de yardımcı olabileceğimi söyledim. Telefonumu istedi. İlk başta arkadaşça konuşurken, bir gün bana Barselona'da buluşmayı teklif etti. Sonra olay birden ciddiye binmeye başladı. Baktım ben biletimi falan almışım. İçimden o kadar akmış ki, ona koştum. Barselona'da bir gün 'Bana ne kadar çok benziyorsun, davranışların, odandaki düzenden çantadaki düzene kadar,' dedi.. Titiz ve düzenliyimdir. Çok hoşuna gitmişti bütün bunlar.
- L.F: Bir şekilde telefon numarasını istedim. Her gün Tuğba'yı telefonla aradım. Temmuz ve ağustos, işimizin en yoğun zamanı. Mayıs ayında ciddi hazırlıklarımız oluyor. Göremesem de Tuğba'nın sesini telefonda duymak istedim. Günler sonra onu aradım ve 'Barselona'da benimle buluşur musun?' dedim.
- Neden Barselona?
- L.F:
En sevdiğim kent. Hayatımı sürdürmek ve tamamlamak istediğim yer. Hatta keşke şimdiden gitsek. Benim rüyam, Barselona'da yaşamak.
- T.Ö: İstanbul ve Antalya'yı da çok seviyor ama.
- L.F: Avrupa'daki hayat ve burası biraz daha farklı. Buraya gelmeyi seviyorum, ama İtalya'ya dönmeyi de seviyorum.
- Kıtalararası bir evlilik hayatı yaşıyorsunuz. Zor olmuyor mu seyahatlar?
- L:F: Evet, biraz komplike. Biraz İstanbul'da, biraz İtalya'da yaşıyoruz.
TUĞBA İTALYA'DA DAHA MUTLU
- Mesleğiniz nedir?
- L:F:
Futbol menajeriyim. Milano'da olduğu gibi Londra'da da ofislerimiz var. Kulüpler için çalışıyoruz. Mesela bu yaz, Beşiktaş takımı için Quaresma'yı getirdik. Transfer etmek veya ellerinden çıkarmak istedikleri oyuncular için kulüplerin işini kolaylaştırıyoruz.
- Eğitiminiz?
- L.F:
Muhasebe diplomam var. Uzun süre de Fransa ve İsviçre'de futbol oynadım. Annem Alzsaslıdır. Ben Fransa'da doğdum. Babam İtalyan. Kendi dilim dışında Fransızca, İngilizce, İspanyolca ve Almanca konuşuyorum.
- Türkiye'de insanlar sizi Tuğba Özay'ın kocası olarak biliyor. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
- L.F:
Kameraların önünde olmak isteyen biri değilim. Hatta Türkiye'deki bu ilgi bazen rahatsız ediyor beni. Geçen hafta pazartesi günü İtalya Milli Takımı için bir transfer yaptım ama röportajları kabul etmedim. Ailede tek şöhretli yeter. Türkiye'de aramızda ünlü olan Tuğba Özay. Ama Avrupa'da öyle değil. Bence Tuğba, İtalya'da kendi halinde bir kadın olarak daha mutlu. O İtalya'da sadece benim Tuğbişim. Milano'da bambaşka bir hayatımız var. Orada daha mutlu olduğunu düşünüyorum. (Gülüyor) Bisikletiyle geziyor, birlikte motosiklete biniyoruz. Burada yapamadığı pek çok şeyi özgürce İtalya'da yapabiliyor.
- Ne kadar zamanda evlenmeye karar verdiniz?
- L.F
: Tanıştıktan bir yıl sonra evlendik.
- Tanımadığınız birine evlenme teklifi etmek bir risk değil mi?
- L.F:
Hissettim. Bu açıklanamaz, aramızda garip bir uyum hissettim. Bu yaşıma kadar hiç hissetmediğim bir şeydi.
- Aranızda Tuğba'nın hapiste geçen günlerinin konusu açılıyor mu?
- L.F: Daha ilk tanışmamızda bunu anlattı. Büyük bir haksızlık yaşamış. Ben onun kadar güçlü olamazdım. Maalesef zaman zaman kâbus görüyor veya ona o günleri hatırlatan bir şey aklına geliyor. Milano'daki evimizde bahçe hizasında bir penceremiz var. Demir parmaklıklar var pencerede. Onu gördüğünde ağlamaya başlıyor. Aradan üç sene geçmiş olmasına rağmen atlatamadı bu travmayı. İstanbul'a geldiğimizde, beni götürdü oraya. Gösterdi. Ben başa çıkamazdım herhalde. Kuvvetli bir karakteri var. Neyse ki zor tarafını bana göstermiyor. Benim yanımda küçük bir bebek gibi.
AKLIMI BAŞIMA ALDIM
- Psikolojik destek aldınız mı?
- T.Ö: Yok. İhtiyaç hissetmedim. Bu desteği zaten ailemden fazlasıyla gördüm. Yaşadıklarım, insanlara kendimi çok güçlü göstermek hiç kolay değildi. Çünkü bir yandan da iç dünyamda fırtınalar kopuyordu. Bugünlerden o günlere geri dönmek istemiyorum, yaşandı, bitti. Büyük tecrübeler çıkardım.
- Aileniz bunu öğrendiğinde nasıl tepki gösterdiler?
- L.F: Annem ve babam çok açık, anlayışlı insanlardır. Tabii ki çok haksız buldular ve ilk duyduklarında şoke oldular. Annem Tuğba'yı çok seviyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.