Cumartesi 25.09.2010

Lütfen bu meyveleri ısır mayın!

Mustafa Esenkal ve Bahadır Yeşil, Amerika'da okurken önemli bir sektör olan 'stantçılığı' keşfetmişler. Türkiye'de alışveriş merkezlerinin sayısının artmasıyla da bu işe girmişler. Üstelik Türkiye'deki stantlarda sattıkları meyve şeklindeki süs sabunları, Amerika'daki stantların da gözdesi artık

Şu sıralar bazı alışveriş merkezlerinde rengârenk meyve ve sebzelerin olduğu stantlar görürseniz, lütfen o stantlardaki ürünleri yemeyin! Çünkü onlar meyve değil, sabun. Edirne'nin, tarihi yüzyıllar öncesine dayanan ve hatta Osmanlı'da 'padişah sabunu' olarak bilinen süs sabunları bunlar. "Peki bu sabunlar alışveriş merkezlerinin ortasında ne arıyor?" diyecek olursanız, işte bu sorunun cevabı iki genç girişimcinin başarı hikâyesinde saklı. Sakarya Üniversitesi'nde işletme okuyan iki arkadaş Ali Bahadır Yeşil ve Mustafa Esenkal, mezun olduktan sonra Amerika'ya giderler. Mustafa Esenkal mastır yapmaya, Bahadır Yeşil ise üniversiteli öğrencilere hak tanınan, 'profesyonel kariyer eğitimi' programına katılmak üzere... Her ikisi de gelir kaynağı olarak, Amerika'da geniş bir sektör olan 'stantcılığı' tercih eder. Yani alışveriş merkezlerindeki stantlarda ürün satışı yaparlar. Bahadır Yeşil, o dönemler yaşadığı ilginç bir olayı şöyle anlatıyor: "Bir eğlence parkında çalışmıştım üç ay. Üstleri boyanmış, canlı yengeçler satıyordum. Kendim dokunamadığım bir şeyi orada satmak zorundaydım. Ama bir şekilde alıştırdım kendimi. Öyle ki; o yengeçleri sevmeye ve bir şekilde insanlara sevdirmeye başladım. İnsanlar alıp evlerinde besliyorlardı. Standa gelip, 'Bunun pili nereden takılıyor?' diye soranlar oluyordu, çok şaşırıyordum. Yani stantcılıkta sattığınız ürünü sevmelisiniz ki satabilesiniz." Mustafa Esenkal da çok çeşitli işler yapmış stantlarda. "Bu işten iyi para kazanıldığını gördükten sonra da kendi yerlerimi açmaya başladım. Pearcing sattım, Kapalıçarşı'dan getirdiğimiz Türk mallarını sattım, nargile sattım. Bir ara scooter bile sattım," diyor. Bir buçuk sene kadar bu işleri yapmış. Ancak Mustafa Bey'in mastırı, Bahadır Bey'in de eğitim programı bitince ailelerinin isteğini kıramayıp Türkiye'ye dönmüşler. Ama bu arada dostlukları hep sürmüş. Askerlikten sonra "Ne yapalım?" diye düşünürken, İstanbul'da çok sayıda alışveriş merkezi açılmaya başladığını fark etmişler ve ışık yanmış, "Biz burada da bu işi yapalım," demişler. Mustafa Esenkal, "Amerika'da stantcılık, dergileri, fuarları, dernekleri olan büyük bir sektör. Biz de mineral makyaj ürünleri markası Bella Pierre'i keşfettik orada. 'Acaba yapabilir miyiz?' diye düşünürken üzerinde biraz çalıştık, numuneler geldi ve başladık," diye anlatıyor ilk girişimlerini. Türkiye'de daha önce sadece eczanelerde satılan mineral makyaj ürünlerini, Amerika'dan getirdikleri bu markayla alışveriş merkezlerinin orta yerinde, hem de ücretsiz uygulama yaparak satmaya başlamışlar. İki yıldır da stant sayısını artırarak bu işe devam ediyorlar.

MEYVE SABUNU DÜNYAYA YAYILIYOR

Bella Pierre'in stantlarını oturttuktan sonra yerel bir ürünle işe devam ediyor iki ortak. Mustafa Esenkal Edirneli olduğu için çocukluğundan beri bildiği Edirne'ye özgü süs sabunları geliyor akıllarına. Bu sabunları Edirneli kadınlar tek tek elleriyle yapıyor. Kimi elmada kimi armutta uzman... Bildiğimiz sabuna elle şekil verildikten sonra üzeri gıda boyasıyla boyanıyor. Edirne'de pek çok aile bu sabunlardan ekmeğini kazanıyor. Onlar da Tarihi Mis Meyve Sabunları adı altında başlıyorlar stantlarda satmaya. Mustafa Bey, "Rengârenk, güzel kokuyor, iyi bir hediyelik... Biz de stanta manav şekli verdik, insanların çok ilgisini çekti," diyor. Türkiye'de bu işi gayet güzel yaparlarken "Bu farklı bir ürün, Amerika'da niye satılmasın?" diye düşünmüşler. "Amerikalılar yeniliklere çok kolay adapte oluyor ve enteresan buldukları şeyleri hiç fiyatına bile bakmadan satın alıyorlar," diyorlar. Önce niyetleri, Noel döneminde dört-beş stant açmakmış. Fakat ilk stantı Virginia eyaletinde açtıktan sonra öyle yoğun bir talep görmüş ki ürün, 'Biz de bu işi yapmak istiyoruz,' diyenler ortaya çıkmış. Bu sefer toptancılığa başlamışlar. Esenkal, "Yaklaşık dört ay oldu, bu sürede 17 bayi açıldı ABD'de. Orada yeni bir marka oluşturduk The Art of Soap diye ve franchise vermeye başladık. Şimdi Kanada başlıyor; Dubai, Umman, Bahreyn ve Suudi Arabistan da işin içine girecek. Azerbaycan'da zaten var. Bir Türk malının bu kadar istenmesi hoşumuza da gidiyor. Biz de kazanıyoruz, Edirn
Önce süs sonra sabun
Tarihi Mis Meyve Sabunları aslında bildiğimiz sabun. Elde şekillendiriliyor ve gıda boyasıyla boyanıyor. Fiyatları 3 TL ile 7 TL arasında değişiyor. Bir paket ortaya çıkınca da 20 TL'den 240 TL'ye kadar çıkabiliyor. İster tek tek, ister hazır paketlerden alabiliyorsunuz, isterseniz de kendi zevkinize göre bir sepet oluşturabiliyorsunuz. Süs sabunu olarak aldığınız ürünün kokusu ve boyası altı ay sonra çıkıyor, o zaman da normal sabun olarak kullanabiliyorsunuz. Çilek, muz, şeftali, portakal, elma, kavun ve karpuz şeklinde olanlar, gerçekten o meyveler gibi kokuyor. Diğerleri üzerinde de çalışıyorlarmış. Ayrıca farklı figürler de geliştiriyorlar. Örneğin Amerika için Cadılar Bayramı'na balkabağı şeklinde sabunlar hazırlıyorlar. Arap ülkeleri için hurma yapıyorlar. Bahadır Yeşil, "Amerikalılar ürünü algılayamıyorlar ilk başta. Gerçek zannediyorlar. Bir kere ısırılıp geri konmuş erik bulduk stantta," diyor. Tarihi Mis Meyve Sabunları'nın şu an İstanbul Cevahir, İstanbul Historia, Antalya Depoo, Bursa Zafer Plaza gibi alışveriş merkezlerinde stantları bulunuyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.