Çocuğunuzu her kötülükten koruyabilir misiniz?

Geçtiğimiz akşam, çok yakın üç gazeteci arkadaşımız bizde yemekteydi. Kendimizden, yapmak istediklerimizden ve elbette memleket meselelerinden konuşurken, söz dünyadaki çocuk pornografisi rezaletine geldi. Bir arkadaşımız, "Bu konuda çok araştırma yaptım, epey bilgi topladım. Yıllar önce öyle takmıştım ki bu meseleye, gece 24.00'ten sonra Kadıköy'de sokağa çıkıp, çocuk porno CD'leri satan tezgâhlarını kovalıyordum. Bir süre sonra neyle karşılaştım biliyor musunuz; bu CD'ler pazar günleri Kadıköy'deki salı pazarının yerinde kurulan tezgâhlarda gündüz vakti alenen satılıyordu. Orada apaçık duran, üzerlerinde '3-6, 6-12' yazan, yaş gruplarına göre ayrılmış çocuk pornoları!" Duyduklarım her ne kadar tüylerimi diken diken edip beni sarsmış olsa da konunun devamını dinlemek istedim. Arkadaşım, bu CD'leri satanların gayet yasal ve doğal bir şey yaparmışcasına rahat olduklarını, tezgâhta o tür şeyleri göremediğinizde de adama "Değişik bir şeyler var mı?" demenizin yeterli olduğunu anlattı. Geceleri de Kadıköy'de belli tezgâhlarda satılıyormuş bunlar, bilen biliyormuş zaten. "Nasıl bu kadar serbestler?" dediğimizde ise "Çünkü hepsi yabancı, bu da onları rahatlatıyor. Ben hemen hepsini izledim, acaba yerli bir çekime rastlar mıyım diye, ama yok. Hatta bir gün adamlardan birine, 'Yerli bir şey yok mu?' diye sordum, o da bana 'Ağabey deli misin, öyle bir şey bulunursa yanarız, hiçbir şey sattırmazlar bize!' dedi. İki yıl sonra bu tezgâhlarda yerli çocuk pornoları satıldığına dair dedikodular çıktı ve Kadıköy'deki o adamların hepsi ortadan kayboldu, hiçbirini göremez oldum bir daha." Polis böyle bir duyum almış ve o tezgâhları dağıtmıştı belli ki ama o sözü edilen yerli çekimlere sonradan eline geçen yüzlerce CD arasında da hiç rastlayamamıştı gazeteci arkadaşım. Onun ve tabii ki herkesin, Kadıköy ve çevresinde bu tür pornoları elini kolunu sallayarak alabildiği dönem, 2001-2004 yılları arası... O günden sonra gazetelerde Türkiye'de çocuk pornografisi üzerine haberlere de rastlamaya başladık. 2000-2005 arasında Türkiye'de 100 kişi yakalanırken, 2006 sonunda Interpol'den gelen verilerin ışığında 100 bilgisayar takip altındaydı. 2009'un sonunda ise Google'da 'child' ve 'porno' sözcükleriyle tüm dünyadan yapılan aramalarda Türkiye beşinci sırada. En çok arama yapılan beş şehirden yedisi Türkiye'de. Diyarbakır, hâlâ dünya birincisi. Bunlar araştırmayı yapan arkadaşımın ulaştığı yeni bilgiler. Yani, şu an tezgâhlarda yerli çocuk pornolarına rastlamamamız bir şey ifade etmemeli bizim için. Kendi çocuğumuzun da bir gün bu sapık insanların kurbanı olmayacağını kim garanti edebilir ki? Şimdi çok korktuğum için saçmaladığımı düşünmeyin lütfen. Çocuklarınızı hangi yaşta olursa olsun, yakından izleyin ve onlarla ilgilenin. En basiti her an bir fiziksel tacizle veya cinsel istismarla karşılaşabileceği ihtimalini göz önünde bulundurun. Evinizde çalıştırdığınız yardımcıları, çocuk bakıcılarınızı yakından tanımak için elinizden gelen gayreti gösterin. Bakıcınıza, parkta veya sokakta gözünü çocuğunuzun üzerinden bir an olsun ayırmamasını sıkı sıkı tembih edin. Okuduğum bir yayın, çocuklara yapılan cinsel istismarı şu işaretler sayesinde anlayabileceğinizi söylüyor: - Genital veya rektal bölgede çürük, kızarıklık, şişlik, akıntı gibi yaralanma bulguları, - Yatak ıslatma, aşırı sarılma veya dışkısını tutamama gibi gerileme davranışları, - Sık kâbuslar, yatağa gitmekten korkma, - Ani çıkışlar veya düşmanca, saldırgan davranışlar, - Bazı yerlerden, kişilerden, etkinliklerden ve bazı kişilerle yalnız kalmaktan korkma, - Cinsel olarak teşhirci davranış veya yaşının gerektirdiğinden fazla cinsel bilgi ve merak... Biliyorum, bir anne olarak bu ihtimalleri düşünmek bile korkunç! Ama yaşadığımız dünyanın da güzel olduğu kadar, dehşet verici olduğunu da unutmayın lütfen!