Giriş Tarihi: 13.11.2010

Deprem travması hâlâ bitmedi

Deprem travması hâlâ bitmedi

17 Ağustos depremi, Amsterdam'daki uçak kazası gibi olayların gizli kahramanları onlar. Bu tip olayların psikolojisiyle ilgilenen bir nevi AKUT gibiler. Altı kişilik psikolog ekibiyle, 12 Kasım Düzce depreminin yıldönümü nedeniyle konuştuk

- 11 yılda böyle bir acı unutulur mu?
- İbrahim Eke: Bu hafta üçüncü görüşmeyi yaptığım biri var. İstanbul'da yaşamış depremi ama tüm izler hâlâ duruyor. Bir başka konuyla ilgili gelmişti ama alt sebebinin bu olduğunu anladık.
- Bu vaka istisnai bir durum mu?
- İbrahim Eke:
Biz deprem bölgesinde çalışırken de, o dönemde de insanlar, 'Ben depremden korkuyorum,' diye gelmiyorlardı. Belli bir süreden sonra insanların 'Ben şöyle travmatize oldum,' diye gelmesini zaten beklemiyoruz. Bunun etkileriyle gelir insanlar. Bu etkilerin içinde ilişki problemleri olabilir, kendisiyle ilgili problemler olabilir.
- Hakan Yüksek: Buna benzer büyük olaylardan sonra, travmatize eden etkinin hemen ortaya çıkacağı yönünde genel bir kanı var ama yanlış. Çok uzun zaman geçtikten sonra da travma semptomları görülmeye başlanabilir.
DEPREMİ YAŞAYIP YAŞAMADIKLARINI SORUYORUZ
- Deprem travması, depremden korkma şeklinde mi yansır, başka sorunlar halinde de gösterebilir mi kendini?
- Ceyda Yılmazçetin Eke
: Depremi 10 yaşındayken yaşamış şu an 21 yaşında olan bir vakam var, yaygınlaşmış kaygı bozukluğu vardı, okulda derslere giremiyordu, 'Her an bir şey olacak,' hissiyle yaşıyordu. 'Benim deprem korkum var,' diye gelmedi zaten. Sonra ortaya çıktı ki, Avcılar'da depremi yaşamış. 11 yıl sonrasından bahsediyoruz.
- Serkan Özgün: Depremle gelen travmaların ortak noktası, güvenlik algımızın kırılması, çaresizliği çok yoğun yaşamak demek. Bu her temanın altına girebilir. İlişkilerde de çaresizliği yaşıyor olabilir. Güvende olmamaya dair belirtileri çok görürüz, ilişkide güvenli hissetmemek de böyle bir his.
- Deprem nedeniyle?
- Hakan Yüksek
: Evet depremdir çıkış ama ilişkinin içinde de güvenli olmamaya dönebilir. Yaşamda herhangi bir problem karşısında çaresiz kalıyordur. Kırılma ararız böyle durumlarda. Biz vakalarımıza depremi yaşayıp yaşamadığını soruyoruz, otomatik olarak. Bu pratikte çalışıp, depremi sormamak kocaman bir devi sormamak gibi. İçinde de olması gerekmiyor. Depremle ilgili ne yaşadığını soruyoruz.
- İbrahim Eke: 100 danışanın 100'üne de depremi yaşayıp yaşamadığını sormuyoruz ama özellikle kaygı sorunlarıyla gelenlerde bunu soruyoruz.
- Serkan Özgün: Bir ilişki problemiyle geldi bir çift, ciddi çatışmaları vardı. Bir noktada kadının kocasına dair güveninin kırılması, depreme dayanıyor. Adam depremde kadını bırakıp, canhıraş çıkmış evden.
- Hakan Yüksek: Bu tip olaylar sonrasında yüzde 70'i toparlanma içine giriyor, yüzde 15'i çok hızlı bir şekilde toplanıyor. Geri kalan yüzde 15'de travma problemlerini görüyoruz. O yüzde 70 bir şekilde başa çıkıyor, örneğin çadırının önüne çiçek ekiyor. Hiç yardım edilmezse, travma problemi yaşayanların oranı yüzde 60'lara kadar çıkıyor.