Cumartesi 04.12.2010
Son Güncelleme: Cuma 03.12.2010

Türk polisiye sinemasında bir zirve

Yavuz Turgul, Gönül Yarası'ndan beş yıl sonra sinemaya dönüyor. Onun dönüşü, yâr-ı vefakârı Şener Şen'e de dönüş yolunu açıyor. Yanlarına parlak bir kadroyu alıyor ve 2010 yılının son ayında, yılın en iddialı filmlerinden birini karşımıza getiriyorlar. İddiasını sonuna dek hak eden çok ilginç bir çalışma... İlginç, çünkü Turgul ilk kez bir polisiyeye sıvanıyor. Zaten bu türün sinemamızda hep üvey evlat muamelesi gördüğü açık değil mi? Son dönemin Sis ve Gece, Ejder Kapanı gibi örnekleri sizi şaşırtmasın. Sinemamız genelde bu türe ilgi duymamış, ülkemizde polisiye olayların çığ gibi büyümesi gerçekliğine gözlerini kapamıştır. Yavuz Turgul'un elinden çıkan bir polisiye, elbette farklı olacaktır. Turgul bu alandaki tüm beklentileri karşılıyor. İsimleri bir yana, lakapları Avcı (Şener Şen), Deli (Cem Yılmaz) ve de Çömez (Okan Yalabık) olan üç polis, bir bataklık alanda bulunan bir kesik koldan yola çıkarak, gizemli bir cinayeti çözmeye çalışıyorlar. Ve de ilmek ilmek sonuca yaklaşıyorlar... Turgul öncelikle bizde pek yapılmamış bir şeyi yapıyor, biraz da Ejder Kapanı gibi, ilk kez polis denen örgütün ve onun çalışma yöntemlerinin içyüzüne eğiliyor. Biraz da Amerikan polisiye sinemasının ve de sayısız TV dizisinin yapageldiği tarzda... Film, deneyimli Avcı'nın genç polis adaylarına cinayet izleme yöntemlerini anlattığı Amerikanvari bir bölümle başlıyor. Delifişek ve dengesiz biri olan yardımcısı ve de derslerde fark edip yanına aldığı çaylak polis adayıyla birlikte, olayın peşine düşüyorlar. Ancak Turgul bu arada, kendi tarzında karakter yaratmayı hiç savsaklamıyor. Üç ana kahramanımız, çevrelerindeki kadınlar, akrabalar ve arkadaşlarla birlikte cinayet mahallinden sorgu mekânlarına, eviçi yaşamlarından meyhanede kafa çekmelere, meslek-dışı ve içi yaşamlarının bütünü içinde ele alınıyorlar. Öte yandan Turgul, bu çift yönlü yaklaşımı ustalıkla gerçekleştirirken, kahramanlarının son derece bizden kişiler olmasına da dikkat ediyor. Filmin Amerikan polisiyesine olan gönül borcu, Yeşilçam'a olan gönül borcundan fazla değil, olsa olsa eksik... Sevgileri ve nefretleri, neşeleri ve kederleri, kadınlarına ve ailelerine düşkünlükleri, hatta ölümleriyle de tipik Şark duyarlılığına dayalı kişilikler bunlar... Dolayısıyla film 'yabancı' bir türe ait olsa da, hiç yadırganmıyor. Turgul beklenmedik biçimde, bir polisiye romandan ve yazardan değil, bir Türk resminden ve de Shakespeare'in cinayet üzerine yazdıklarından esinlenmiş. ('Cinayet tümüyle toprakla örtülse de yine kendisini belli eder'). Film, stüdyoda oluşturulmuş hayli ürkünç bir bataklıkta açılıyor ve benzer bir mekânda sona eriyor. Kendinizi sanki Boorman'ın Deliverance- Kurtuluş veya Konchalovsky'nin Shy People-Bataklık İnsanları gibi filmlerinde duyumsuyorsunuz! Bu sahnelerde ve aslında tüm çekimlerde, görüntü ustası Uğur İçbak yine mucizeler yaratmış. Bana filmi klasik tarzda 35 mm. olarak çektiklerini, ama sonradan pelikül üzerindeki tüm teknik işlemlerin dijital olarak yapıldığını anlattı. Bravo... Tamer Çıray'ın çok başarılı müziğine de hakkını verdikten sonra, oyuncuları da genel olarak övmek isterim. Özele inersek, filmin üç yerinde gözlerim yaşardı. Biri, İçbak'ın açılıştaki bataklık çekimi karşısında... Diğeri, daha ilk sahnesinde Şener Şen'i görünce... Bir yandan onu nasıl özlediğimi, öte yandan böyle bir oyuncuya sahip olmanın gururunu hatırladım. Bir üçüncü gözyaşı anı ise Cem Yılmaz'la ilişkili. Ama hangi sahne olduğunu yazmayayım, görünce nasılsa anlayacaksınız. Yılmaz'ın ilk kez 'ciddi' bir role sıvanması öncelikle takdire şayan. Gerçi temelde 'matrak' bir karakteri canlandırıyor, ama yine de zor ve çetrefil bir kişiliği var. Ama hakkından gayet iyi gelmiş. Çetin Tekindor ise Çolakzade adlı çok zengin bir işadamını müthiş bir kompozisyonla canlandırıyor ve göründüğü sahnelerde rol çalıyor. Ayrıca Okan Yalabık'tan Rıza Kocaoğlu'na, Melisa Sözen'den Nergis Çorakçı'ya herkesi çok beğendim. Av Mevsimi, sinema mevsiminin tam ortasında çok güzel bir sürpriz. Kaçırmayın.
AV MEVSİMİ ****
Yönetim ve senaryo: Yavuz Turgul Görüntü: Uğur İçbak Müzik: Tamer Çıray Oyuncular: Şener Şen, Cem Yılmaz, Çetin Tekindor, Okan Yalabık, Melisa Sözen, Rıza Kocaoğlu, Mustafa Avkıran, Nergis Çorakçı, Mahir İpek, Emine Umar, Bartu Küçükçağlayan Fida Film Pro Film yapımı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.