Cumartesi 18.12.2010
Son Güncelleme: Cumartesi 18.12.2010

İsveç'te şiddet ve cinnet

Oldukça güçlü bir polisiye, sosların en acısıyla tatlandırılmış modern bir karafilm. Özellikle İsveç gibi durmuş-oturmuş, refahın üst düzeylerine tırmanmış, suç oranı yüksek olmayan bir 'sosyal devlet'ten çıkıp gelmesi daha da şaşırtıcı. Ama elbette, bu filmin de kaynağı olan Stieg Larsson imzalı üç kitap çerçevesinde düşünülmesi gereken bir konu bu... Bu çok ilgi gören romanları almama rağmen okuyacak zamanım olmadı. İlk filmiyse göremedim. Anlayabildiğim kadarıyla film, önceki romanın/filmin izini sürerek, burnunda çift halkayla dolaşan, yüzü hiç gülmeyen, hareketleri adeta makineleşmiş, yeri geldiğinde ölümcül olmasını da iyi beceren bir genç kızın, Lisbeth Salander'in etrafında düğümleniyor. Her kendini bilen büyük roman gibi bu da, Lisbeth'in geçmişiyle, özellikle babasıyla olan hesaplaşmasına dayalı. Anne çoktan ölmüştür, baba ise günahlarının bedelini bir anlamda ödemiştir. Ancak ruhu (yoksa bedeni de mi?) hâlâ ayaktadır. İşin içine üçkâğıtçı ve tecavüzcü bir yaşlı avukat, haftalık bir sansasyon dergisinin polis rolüne soyunmakta beis görmeyen acar gazetecisi, onun kendisinden büyük olan kadın patronu/sevgilisi, ortalığa dehşet saçan çam yarması bir sarışın katil ve daha bir avuç 'asorti' yan kişiler de girer. Ve kasvetin elle dokunulacak kadar somut biçimde hissedildiği soğuk, karlı bir coğrafyada, Stockholm'dan Goteborg'a uzanan zulüm, şiddet ve gizemle dolu bir hikâye ilmek ilmek örülür. Film, çağdaş polisiyenin mini-zirvelerinden biri sayılsa yeridir. O uygar bir toplumun ruhuna sinmiş olan bitmeyen şiddet... O vaktiyle Sovyetler, şimdi Rusya olan dev komşunun getirdiği, kolektif bilinçten bireylere dek uzanan ürkeklik... O polisten basına her kurumdaki kariyerist tutumlar, en üst sınıflara tırmanmış cinsellik ve sömürü içgüdüsü. Tüm bunlar, uygun dozda verilmiş olarak kitabın yapraklarından beyazperdenin büyülü sathına uzanıyor ve ortaya hayli görkemli bir gerilim ve şiddet yap-bozu çıkıyor. Türünün gerçekten iyi bir örneği. Belki temel kusuru, hemen tüm karakterlerin ve de onları canlandıran oyuncuların antipatikliği. Oyuncular ilk filmle ayni, ama yönetmen değişmiş. Ancak Daniel Alfredson, üçlemeyi kapayacak (ve kimilerine göre hepsinin en iyisi) olan son filmi de çekmiş. Beklemeye değer...
ATEŞLE OYNAYAN KIZ ***
(Flickan Som Lekte Med Elden/ The Girl who Played with Fire) Yönetmen: Daniel Alfredson Senaryo: Jonas Frykberg Görüntü: Peter Mokrosinski Müzik: Jacob Groth Oyuncular: Michael Nyqvist, Noomi Rapace, Lena Endre, Peter Andersson, Annika Hallin İsveç filmi.
HAFTANIN YILDIZ TABLOSU
AV MEVSİMİ ****
NARNIA GÜNLÜKLERİ: ŞAFAK YILDIZININ YOLCULUĞU ***
TURİST ***
ŞENLİKNAME **
MEMLEKETTE DEMOKRASİ VAR **
HARRY POTTER VE ÖLÜM YADİGARLARI-1 **

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.