Aşkta yaratıcı değilsen hayatı ıskalarsın
Gerisi boş, Ali Poyrazoğlu'na göre... Ama iyi âşık olabilmek için ilk şartı da herkesin önce kendini sevmesi... Mevlana'nın Tamamla Bizi Aşk mealini, kitabına başlık olarak seçmesi de bu yüzden
- İstanbul'da aşk, romantizm kaldı mı? - İstanbul'da yaşam değişirken ilişkiler de değişiyor. Kendimizle barışmamız, anlaşmamız için önce kendimizle olan birebir ilişkiyi iyi yönetmemiz gerekiyor. Başkalarını sevmemiz için önce kendimizi sevmemiz lazım. Aşk, önce kendini sevmeyi, kendinde aşkı severek, kendi perspektifinden aşkı yansıtmayı öğretiyor. 15 milyonluk vahşi bir şehirde, bu gerçekle yüzleşmemiz için önce kendimizle ilişkilerimizi yoluna koymalıyız. Kendi kendimize beceremiyorsak da başkalarından, kitaplardan yardım alırız.
- Tiyatroda seyirciye ayna tuttuktan sonra yaşam koçluğuna da başladınız. Farkındalık yaratma ve cesaret konusunda iddialı mısınız? - Evet, 10 yıldır yaşam koçluğu yapıyorum. Hem şirketlere hem de yöneticilere... Değişime inanıyorsak; çağ, ilişki biçimleri, yaşamla olan ilişkimiz değişiyor. Dünya globalleşirken hâkim kültürler, kendilerini bizim yaşama biçimimizin içine filtre ettiler.
- Ne kadar tutucu olursa olsun, insanoğlu değişime engel olamıyor mu? - İstediğin kadar tutucu ol, 'Hayır, alışveriş merkezine gitmem, şu filmi görmem, şunu almam,' diyebiliyor musun? Burada ne çıkıyor ortaya? Önce kendinle olan ilişkiyi yönetecek bir yaşam koçu çıkaracaksın kendinden. Eğer sen değişimi kendi hayatına yansıtmıyorsan, yaşama değişik dokunmak istemiyorsan, senden iyi bir anne de, iyi bir baba, sevgili ya da âşık da çıkmıyor.
- Sevmek öğrenilebilir mi? - Sevmek öğrenilmesi gereken bir şey. Kimse sevgi konusunda kendini eğitmek istemiyor ki, herkes birbirini sahiplenmek istiyor.
TÜRKİYE'NİN SORUNU ÖTEKİYLE YÜZLEŞEMEMEK
- Kendimize duyduğumuz sevgide de iniş çıkışlar yaşıyor muyuz sizce? - Safça bir narsistlik ilişkisi içinde, kendine âşık tiplerden değilse, kendiyle olan ilişkiyi değişen zamana, koşullara göre yeni baştan değerlendirmek zorunda. Organlarımız değişiyor, saçımıza başımıza kırlar düşüyor, yüzümüzde kırışıklıklar oluşuyor. Kendini her yaşta sevebilecek zihin olgunluğuna varması lazım insanın. Eğer geçmiş bir gençliğin peşinde koşuyorsa, o da bir dengesizlik belirtisi. Kendiyle iletişimi koparan, başkalarıyla da kuramıyor.
- Farklı dünya görüşünde olanlar birbirine âşık olabilir mi? - Tabii, sanatta, edebiyatta çok örneği var. Önemli olan farklılıklardan bir uyum yaratabilmeyi, iki kişinin bir arada ötekini keşfetmeyi öğrenmesi. Arthur Rimbaud bir şiirinde der ki; 'Öteki sensin.' O görmediğin, kabul etmediğin, istemediğin, içine gömdüğün, yüzleşmediğin sen aslında, sendekiler de ben. Ama 'Öteki sensin' mısrasıyla yüzleşmek istemediğimiz için bu hale geldik. Bu bireylerin de, belki Türkiye'nin de temel sorunu. Türkiye, aynı çatı altında farklı yaşam modellerinin bir arada uyum içinde yaşayabilip, yaşayamayacağını çözebilmiş değil. Empati duygusunu geliştirememiş durumda. Böyle bir terbiye, eğitim de almadık. Okullarda ne öğrendiysek sonra kendimiz baştan okuduk. Beş yıl konservatuvarda okudum, beş yıl da kendime tamirat yaptım.
- Başkalarına yaşam koçluğu yaparken siz nasıl şarj ediyorsunuz? - Çok okuyorum. Maltepe Üniversitesi'nde ders verdiğim için gençlerle birlikteyim. Tiyatro okulumda da gençler var. Yaşamımı da usta çırak ilişkisi içinde yönettiğim için benden daha genç biri, benim ustam olabilir gözüyle bakıyorum. Bütün bilgi, bende gizli, diye bakmıyorum. Yakın arkadaşlarımdan besleniyorum. Müjdat Gezen, Nilgün Belgün, Levent Kazak çok yakın arkadaşım ama Shakespeare, Oğuz Atay, Bilge Karasu, Çehov, Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Hamdi Tanpınar da öyle. Hepsi geceleri beraber yatağa girdiğim insanlar. Shakespeare yatak arkadaşım.
- 'Yazarlardan iyi arkadaş çıkar,' mı diyorsunuz? - Arkadaşlık ediyorsunuz, onların yazdıklarını kafanızda çeviriyorsunuz. Çünkü insanlar yaratıcılığı tetikleyen heyecanı kaybetti. Yaşam enerjisi, yaratıcılığın içinde gizli. Yaratıcı yanımızı sistem öldürdü. Sistem bireye saldırdı, her ülkede, her çağda. 50 yılda bu hale geldik; iyi çalış, ezberle, ezberi bozma... Sonra hayatın içine çıkıyorsun, sana 'İcat çıkar,' diyorlar. Nasıl icat çıkarayım? Bütün yaratıcı yanımı törpüledin, hadım ettin. Aşkta yaratıcı olamazsan, hayatı ıskalarsın. Onun için kitabımın ismine Aşk Bizi Tamamlar dedim. Çünkü aşk seni eğitir, seni yeniden yaratıcı hale getirir.
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu