Cumartesi 08.01.2011

Aşkta yaratıcı değilsen hayatı ıskalarsın

Gerisi boş, Ali Poyrazoğlu'na göre... Ama iyi âşık olabilmek için ilk şartı da herkesin önce kendini sevmesi... Mevlana'nın Tamamla Bizi Aşk mealini, kitabına başlık olarak seçmesi de bu yüzden

Yıllarca tiyatro sahnesinden seslendi seyircisine, yetmedi radyo, yazılar, televizyon... 10 yıldır da 'yaşam koçluğu' heyecanıyla şehirden şehire, şirketten şirkete dolaşıyor. "Bireysellik eksik Türk insanında,'' diyor, ''ülkenin, şirketinin, sevgilisinin değişmesini istiyor ama kendini değiştirmeyi hiç düşünmüyor." Pazar akşamları Gölgede Muhabbet adlı programıyla da izlediğimiz Ali Poyrazoğlu ile yaşam, aşk, yaratıcılık, üzerine yaptığımız söyleşi, bir süre sonra Platon'un diyaloglarına dönüşmeye başladı. Yaşama dair en temel ihtiyaç olan sevgi ve aşkı masaya yatırdık, ama en çok da kendimizi anlamaya çalıştık. Onun tiyatroya adadığı 50 yılın ardından yine de "Oldum, bittim," diyen sanatçılardan olmadığını anlayacaksınız okurken. O hem usta, hem çırak, hem öğrenci, hem hoca, ama söylemeye gerek yok, en çok da âşık... Aşka âşık... Poyrazoğlu, denemelerinden oluşan ve geçen ay yayımlanan Tamamla Bizi Aşk ile İçimdeki Timsah kitaplarında tekrarladığı gibi; "Aşkta yaratıcı olamazsan, hayatı ıskalarsın," diyor.
- İstanbul'da aşk, romantizm kaldı mı? - İstanbul'da yaşam değişirken ilişkiler de değişiyor. Kendimizle barışmamız, anlaşmamız için önce kendimizle olan birebir ilişkiyi iyi yönetmemiz gerekiyor. Başkalarını sevmemiz için önce kendimizi sevmemiz lazım. Aşk, önce kendini sevmeyi, kendinde aşkı severek, kendi perspektifinden aşkı yansıtmayı öğretiyor. 15 milyonluk vahşi bir şehirde, bu gerçekle yüzleşmemiz için önce kendimizle ilişkilerimizi yoluna koymalıyız. Kendi kendimize beceremiyorsak da başkalarından, kitaplardan yardım alırız.
- Tiyatroda seyirciye ayna tuttuktan sonra yaşam koçluğuna da başladınız. Farkındalık yaratma ve cesaret konusunda iddialı mısınız? - Evet, 10 yıldır yaşam koçluğu yapıyorum. Hem şirketlere hem de yöneticilere... Değişime inanıyorsak; çağ, ilişki biçimleri, yaşamla olan ilişkimiz değişiyor. Dünya globalleşirken hâkim kültürler, kendilerini bizim yaşama biçimimizin içine filtre ettiler.
- Ne kadar tutucu olursa olsun, insanoğlu değişime engel olamıyor mu? - İstediğin kadar tutucu ol, 'Hayır, alışveriş merkezine gitmem, şu filmi görmem, şunu almam,' diyebiliyor musun? Burada ne çıkıyor ortaya? Önce kendinle olan ilişkiyi yönetecek bir yaşam koçu çıkaracaksın kendinden. Eğer sen değişimi kendi hayatına yansıtmıyorsan, yaşama değişik dokunmak istemiyorsan, senden iyi bir anne de, iyi bir baba, sevgili ya da âşık da çıkmıyor.
- Sevmek öğrenilebilir mi? - Sevmek öğrenilmesi gereken bir şey. Kimse sevgi konusunda kendini eğitmek istemiyor ki, herkes birbirini sahiplenmek istiyor.
TÜRKİYE'NİN SORUNU ÖTEKİYLE YÜZLEŞEMEMEK
- Kendimize duyduğumuz sevgide de iniş çıkışlar yaşıyor muyuz sizce? - Safça bir narsistlik ilişkisi içinde, kendine âşık tiplerden değilse, kendiyle olan ilişkiyi değişen zamana, koşullara göre yeni baştan değerlendirmek zorunda. Organlarımız değişiyor, saçımıza başımıza kırlar düşüyor, yüzümüzde kırışıklıklar oluşuyor. Kendini her yaşta sevebilecek zihin olgunluğuna varması lazım insanın. Eğer geçmiş bir gençliğin peşinde koşuyorsa, o da bir dengesizlik belirtisi. Kendiyle iletişimi koparan, başkalarıyla da kuramıyor.
- Farklı dünya görüşünde olanlar birbirine âşık olabilir mi? - Tabii, sanatta, edebiyatta çok örneği var. Önemli olan farklılıklardan bir uyum yaratabilmeyi, iki kişinin bir arada ötekini keşfetmeyi öğrenmesi. Arthur Rimbaud bir şiirinde der ki; 'Öteki sensin.' O görmediğin, kabul etmediğin, istemediğin, içine gömdüğün, yüzleşmediğin sen aslında, sendekiler de ben. Ama 'Öteki sensin' mısrasıyla yüzleşmek istemediğimiz için bu hale geldik. Bu bireylerin de, belki Türkiye'nin de temel sorunu. Türkiye, aynı çatı altında farklı yaşam modellerinin bir arada uyum içinde yaşayabilip, yaşayamayacağını çözebilmiş değil. Empati duygusunu geliştirememiş durumda. Böyle bir terbiye, eğitim de almadık. Okullarda ne öğrendiysek sonra kendimiz baştan okuduk. Beş yıl konservatuvarda okudum, beş yıl da kendime tamirat yaptım.
- Başkalarına yaşam koçluğu yaparken siz nasıl şarj ediyorsunuz? - Çok okuyorum. Maltepe Üniversitesi'nde ders verdiğim için gençlerle birlikteyim. Tiyatro okulumda da gençler var. Yaşamımı da usta çırak ilişkisi içinde yönettiğim için benden daha genç biri, benim ustam olabilir gözüyle bakıyorum. Bütün bilgi, bende gizli, diye bakmıyorum. Yakın arkadaşlarımdan besleniyorum. Müjdat Gezen, Nilgün Belgün, Levent Kazak çok yakın arkadaşım ama Shakespeare, Oğuz Atay, Bilge Karasu, Çehov, Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Hamdi Tanpınar da öyle. Hepsi geceleri beraber yatağa girdiğim insanlar. Shakespeare yatak arkadaşım.
- 'Yazarlardan iyi arkadaş çıkar,' mı diyorsunuz? - Arkadaşlık ediyorsunuz, onların yazdıklarını kafanızda çeviriyorsunuz. Çünkü insanlar yaratıcılığı tetikleyen heyecanı kaybetti. Yaşam enerjisi, yaratıcılığın içinde gizli. Yaratıcı yanımızı sistem öldürdü. Sistem bireye saldırdı, her ülkede, her çağda. 50 yılda bu hale geldik; iyi çalış, ezberle, ezberi bozma... Sonra hayatın içine çıkıyorsun, sana 'İcat çıkar,' diyorlar. Nasıl icat çıkarayım? Bütün yaratıcı yanımı törpüledin, hadım ettin. Aşkta yaratıcı olamazsan, hayatı ıskalarsın. Onun için kitabımın ismine Aşk Bizi Tamamlar dedim. Çünkü aşk seni eğitir, seni yeniden yaratıcı hale getirir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.