TRT bu yıl da rockçı

2011'e hızlı başladık. Bir tarafta MÜYAP'ın 'sanatçı haklarını koruyoruz' diye sığındığı diktacı anlayışa bir kez daha şahit olduk. Dünyanın en büyük bilişim ödüllerinden biri sayılan Mashable Awards'u alan yerli malı müzik sitemiz Fizy'ye korsan muamelesi yaparak kapattık, gururluyuz. Diğer tarafta aslında görsel/işitsel işleri ile duymamız gereken Bilgi Üniversitesi'nin VCD bölümündeki porno hikâyelerini 'büyük bir ilgiyle' takip ediyoruz. Hani Deniz Özgün isimli genç arkadaşımız bitirme tezi için üniversite sınırlarında porno film çekti de bunun üstüne okul yönetimi koca bölümü kapattı ya, mevzu o.

GRUBUN KENDİSİ DE ŞAŞKIN
Kimse Deniz Özgün'ün Aylin Aslım, Kaçak, Mustafa Keçeli ya da Gökçe'nin videoları için yaptığı çalışmalardan konuşmazdı zaten. Türkiye'deki geleneksel dergi kapatmalarına Newsweek, GEO, FHM de eklendi. İki yıl önce yine bir ocak ayında, aynı yayın kuruluşu tarafından Rolling Stone Türkiye'de kapatılmıştı. E zaten satmıyorlardı, sorun yok. Anlayacağınız yazınsal, işitsel, görsel alanlarda dedikodu da, polemik de ve pek tabii özgürlük de had safhada. Ama biz daha hafif bir konuyu, Eurovision'u konuşacağız. Gerçi burada da ince bir polemik konusu var. TRT bu sene sürpriz bir tercihte bulunup, sunduğu anketlerde adı hiçbir şekilde geçmeyen Yüksek Sadakat'i, Eurovision 2011 için Düsseldorf'a göndermeye karar verdi. Durumu, açıklanmadan bir gün önce öğrenen Yüksek Sadakat'in kendisi de biraz şaşkın aslında. Anketlerde Hayko ve Atiye'nin adları ön plana çıkıyordu ve kulislerde dönen dedikodulara göre, TRT bu isimlerle anlaşamadığı için son anda Yüksek Sadakat'e yöneldi. Bu işin kokusu daha sonra çıkar. Pazartesi günü olacak basın toplantısına kadar yasaklı oldukları için Yüksek Sadakat cephesinden de henüz bu konuyla ilgili bir yorum gelmedi. Ama benim kişisel kanım, zaten radyolarda bir numaraya oturmuş bir dizi hit'i bulunan bir gruba, TRT'nin son anda elden bir şey gelmediği için teklif götürmediği yönünde. Benim için önemli olan, Yüksek Sadakat seçiminin bize neler getireceği. Bir kere baştan hatırlatalım; Eurovision'da birincilik kazanıp ülke dışında iş yapmak diye bir şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu sene yeniden birleşme ihtimali olan ABBA dışında Eurovision'un kendi ülkesi dışında patlattığı kaç isim var? Belki Celine Dion ama o da zaten oraya gelene kadar bir dizi albüm yayınlamıştı.
BİR-İKİ GENÇ ÖZENSE KÂRDIR
Eurovision'u, özellikle Türkiye için asıl önemli kılan, ülkelerin kendi sınırları içerisindeki etkisidir. Türkiye son 10 yılda Eurovision'a Yüksek Sadakat'le beraber dört rock grubu yolladı: Athena, mor ve ötesi ve Manga. Buna ek olarak da poprock kırması Sibel Tüzün'ü. Bu isimler halihazırda Türkiye'de hayli tanınan, büyük isimlerdi. Hiçbiri de kariyerlerinde Eurovision'dan sonra ciddi bir çıkış yakalamadı. Ama bu seçimler bir zihniyet değişimini yansıtıyor. Türkiye'de artık senede bir-iki düzgün pop albümü karşımıza hasbelkader çıkıyor. Ama her sene yayınlanan iyi rock albümlerinin sayısı çok daha fazla. Yüksek Sadakat elbette dünyanın en yaratıcı, muhteşem grubu değil. Ama yaptıkları müziğin üstünde fazlasıyla düşünüldüğü şüphe götürmez. Yarışmada ne yaparlar bilmiyorum. Açıkçası umrumda da değil. Hayko gitse de benim için fark etmezdi. Ama üç-beş tane genç, Eurovision saplantımız yüzünden Yüksek Sadakat'e özenip eline gitar ya da bas alırsa benim için tamamdır. Ben ona bakarım.