Giriş Tarihi: 16.04.2011

İki erkek, bir kadın

İki erkek, bir kadın
Seyfi Teoman'ın ilk filmi Tatil Kitabı, izleyen herkesde çok hoş izlenimler bırakan taptaze bir sinema örneğiydi. Belki bu ikinci filminin yarattığı görece düş kırıklığı, onun başarısından sonra gelmesinden kaynaklanıyor. Teoman, her genç yönetmen için en büyük tuzak olduğu söylenen 'ikinci film' sendromunu yaşamış gibi... Ankaralı yazar Barış Bıçakçı'nın romanı, liseden beri çok iyi arkadaş olan iki genç adamın, Ender ve Çetin'in yıllar sonra bir araya gelip aynı evde yaşamaya başlamasını anlatıyor. Sonra bir diğer arkadaşlarının reddemedikleri önerisiyle, eve bir kız giriyor: Nihal. Genç yaşlarına karşın bir tür erkekler dünyasına kendilerini hapsetmiş gibi duran kafadarlar, önce ona ilgisiz duruyor. Ama sonra her ikisi de kendi yönünden genç kıza tutuluyor. Ve işler karışıyor. Evet, elbette her üçlü ilişkiyi anlatan filmde Truffaut başyapıtı Jules ve Jim/Unutulmayan Sevgili'yi arayıp onun eşsiz romantizmini, ince mizahını ve yaşanmışlık kokan atmosferini anacak değiliz. Yine de bu tür bir hikaye, ancak yeni açılımlarla zenginleşirse ilgi çekebilir. Çünkü Truffaut filminden öncesinde ve de sonrasında çok benzerleri yapıldı. Ama film, önünde açılan yolların hiçbirine girmiyor. Yoklar gibi oluyor, ama sapmıyor. Bu bilinçli bir seçim olabilir, romanda da öyle denebilir (öyleymiş). Tam bir anlam veya mesaj yükleme isteği olmadığı söylenebilir. Ama işte, o zaman da hikaye hiçbir yere varmıyor ve doyurmuyor. Birlikte yaşamayı seçmiş delikanlılarımız aslında eşcinsel mi? Olması gerekmiyor ya da bu 'latent' (bilinçaltı) bir duygu da olabilir. Ama böyle bir olasılığı en azından ima etmek, filme bir tür 'ambiguity/çifte anlamlılık' katmak, belki daha ilginç olurdu. Ama bu yok. Hem senaryoda yok, hem de ikisi de maşallah kapı gibi oyuncular buna elvermiyor. En azından biri biraz daha ince ve çıtkırıldım olabilseydi, bu muamma var olabilir ve bu da filme bir boyut katabilirdi. Öte yandan, Berlin'de bir yabancı yazarın özetle dediği gibi, film kolayca bir Hollywood komedisine dönüştürelebilir: Rollerden biri örneğin Vince Vaughn'a verilerek... Ama bu da yok: Film, komiği de kararlı biçimde reddediyor. Ayrıca Nihal ne fizik, ne de oyuncu olarak o alevi yakacak genç kız değil, olamamış. Böylece, konunun bizim için tazeliğine, oyuncuların çabasına, genel bir özene ve Ankara'nın ilk kez böylesine şefkatli bir dekor olarak iyi kullanılmasına karşın, film tam bir tatmin duygusu veremiyor. Umarım ki Teoman bu sendromu aşıp daha başarılı işler yapabilir.
BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ **
Yönetmen: Seyfi Teoman Senaryo: S. Teoman, Barış Bıçakçı Görüntü: Birgit Gudjonsdottir Müzik: Sakin Oyuncular: İlker Aksum, Fatih Al, Güneş Sayın, Taner Birsel, Baki Davrak, Mehmet Ali Nuroğlu Bulut Film yapımı