Cumartesi 14.05.2011

Güle güle Yüksek Sadakat

Türkiye yıllar sonra Eurovision'un finalinde yok. Tam da başarılara alıştığımız dönemde... Peki ama sebebi ne?

Yıllar sonra ilk defa, büyük saplantımız Eurovision'un finalinde yokuz. Aslında Eurovision'un tam da Sertab Erener'in, Athena'nın, Manga'nın başarılarıyla saplantımız olmaktan çıktığı, rahatladığımız bir dönemde. Herhalde sevgili Bülend Özveren hariç, bu yarışmayı ciddiye alan kimse kalmadı aramızda. Eğlencesindeyiz. Birilerini gerçekten vuran bir şarkının, Eurovision'dan 10 yılda bir çıktığını da hepimiz biliyoruz. Öyle ki Türkiye'den son zamanlarda katılan isimlerin diskografisinde, yarışma şarkıları her zaman genel kariyerlerindekilerden çok daha kötü olmuştur. Bu, yukarıda saydığım isimlere ek olarak, Yüksek Sadakat'in bestesi için de geçerli. Ama Türkiye'nin elenmesinin bütün sorumluluğunu Yüksek Sadakat'in bestesine yüklememek gerekiyor. Şarkı benim kanımca -ilk beşe değil ama- finale kalacak kadar iyiydi. Bu sene Eurovision'da yarışan şarkılar geçtiğimiz senelere oranla daha da iyiydi. Özellikle 60'lar etkilenimli, Sırbistan adayı Nina Caroban benim favorimdi. Yarışma eğer uluslararası yeni bir yıldız çıkartacaksa bu Caroban olur. Yüksek Sadakat'in talihsizliğiyse koreografi ve performanslarının yetersizliğiydi. Bir sanat eleştirmeni değilim ve elbet bir rock grubuna koreografi yapmak da kolay değil. Ama Manga ile de çalışan Genevieve Cleary'nin yaptığı koreografi ve grubun giyim kuşamının da elenmelerinde maalesef ciddi payı olduğunu düşünüyorum. Sahnede çok karanlık ve depresif bir görüntü hakimdi. Grubun arkasında bir kürenin içerisinde dans eden kızımız da izleyiciyi aşırı derecede rahatsız ediyordu. Sanki oraya hapsedilmiş de, çıkmaya çalışıyormuş gibi. Bu mağlubiyetten sonra TRT Türkiye adayı konusunda, halkın oy verdiği o eski sistemine bir ihtimal geri dönebilir. Bence buna dönmeleri hoş da olabilir. Maksat yarışmaksa, yarışma Türkiye'den başlasın.
Mutlaka dinlenmesi gereken bir albüm
Merrill Garbus, tek kişilik projesi TuNe YarDs'la, beni son zamanlarda en çok etkileyen isimlerden biri. İkinci albümü whokill'i yakın zaman önce yayınlayan TuNe YarDs'da, Garbus tek bir zihinden kolay çıkamayacak fikirleri işliyor. Cazdan R&B'ye, alternatif rock'tan hip-hop'a türler arası bir yolculuğa çıkıyor. whokill rahatsız edici, benimsenmeden önce üzerine fazlasıyla düşülmesi gereken bir albüm. Ama eğer yeteri kadar ilgi gösterirseniz bu senenin en fantastik ve orijinal kayıtlarından birini zihninize kazımış olursunuz. Mutlaka dinleyin.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.