Cumartesi 21.05.2011

Ne giyeceğimize onlar karar veriyor

Başak Kocabıyıkoğlu, dünyanın ünlü butikleri için çalışmış bir satın alma uzmanı. Kardeşi Defne ise modada trendlerle ilgili mastır yapmış. İki kız kardeş, güçlerini birleştirip moda danışmanlığına girişmiş; bugün ünlü markalarla çalışıyorlar

Başak Kocabıyıkoğlu, alaylı bir satın alma uzmanı. Londra'daki ünlü ve kült butik Brown's'ta başlayan kariyerini, Beymen'de perçinlemiş. Kız kardeşi Defne ise içmimari eğitiminin üzerine aldığı trend öngörüsü mastırıyla beraber trend tahmini konusunda uzmanlaşmış. Hem de daha 'trend' kelimesinin Misakımilli sınırları içinde 'konsept' sözcüğü kadar zikredilmeye başlamasından hayli uzun bir zaman önce. Yurtdışındaki kariyerlerini Türkiye'de devam ettirmeye karar veren kız kardeşler birkaç yıldır ünlü markalara danışmanlık veriyor (www.basakdefne.com). Yaptıkları işi 'moda strateji uzmanlığı' olarak tanımlayan Kocabıyıkoğlu kardeşler hâlâ Koton, Benetton, Flo ve Polaris gibi markaları bünyesinde bulunduran Ziylan Grup gibi markalarla çalışıyor. Dünyada da çok az örneği olan moda stratejisi uzmanlığı dalında, Türkiye'de ilk ve şimdilik tekler. Peki nedir bu moda stratejisi danışmanlığı? Öncelikle markalara, 12 ila 24 ay içinde modaseverlerin tercih edeceği renkleri, kesimleri bildiriyorlar. Bu da tabii ki koleksiyonun yapılanmasını etkiliyor. Markaların hem moda dilini hem de iletişimlerini yönlendiriyorlar. Bunun yanı sıra genç tasarımcılarla da çalışıyorlar. Cashmere in Love, Defne ve Başak Kocabıyıkoğlu'nun danışmanlık verdiği bir tasarımcı markası mesela. Bir de çok nadir olarak şahıslarla çalışıyorlar. Onda da sezon gardırobu yerine genel bir moda iletişimi ve 'hayat tarzı paketi' uygulamasını tercih ediyorlar. Kocabıyıkoğlu kardeşlerle modanın çok da bilinmeyen bu işkolunu ve trendleri konuştuk.
- Biriniz iç mimari, diğeriniz politika eğitimi almışsınız. Moda stratejisi uzmanlığına nasıl başladınız?
- Defne Kocabıyıkoğlu:
Bilkent İç Mimari Bölümü mezunuyum. Daha sonra mastır için New York'a gittim. Ama ilk senenin sonunda iç mimariyle ilgilenmek istemediğimi anladım. Londra'da, Goldsmiths College'da tasarım sorgulaması ve trend öngörüsü adlı bir program buldum. 2000'lerin başıydı, dünyada trendlerle ilgili tek programdı. Bavulumu toplayıp Londra'ya gittim, mastıra başladım.
- Başak Kocabıyıkoğlu: Ben de London School of Economics'te politika okuyordum ve hatta doktora yapacaktım. Ama Londra'daki ilk günümden beri tüm moda çevresine hakimdim. O sırada Türkiye'deki dergilere yazılar yazmaya başlamıştım. Derken bir gün satın almacı olmaya karar verdim. Bir gün en sevdiğim mağaza olan Brown's'taki satış elemanına bu isteğimi anlatırken, konuştuğum kişi, mağazanın sahibi olan Joan Burstein'in kızı çıktı. Onun 'Bize başvurunu gönder,' demesiyle işe adım atmış oldum.
- Bu konuyla ilgili tecrübeniz veya eğitiminiz olmamasına rağmen mi?
- B.K:
Tabii. Biz Türkiye'de eğitimi öncelikli tutuyoruz ama İngilizler için şu nettir: Bir işi çok istiyorsan, yapabilirsin. 2002 yılında Browns'ta satın almacılığa başladım ve yavaş yavaş yükseldim. Bu sırada Defne de Londra'daki trend eğitimini tamamladı ve Bora Aksu ile çalışmaya başladı.
- Türkiye'ye dönüşünüz nasıl oldu?
- B.K:
Bir gün, Beymen'in o zamanki genel müdürü Esel Çekin arayıp 'Türkiye'de satın almacı çok yok. Sana ihtiyaç var,' dedi. Defne de dönmüştü zaten. Ben satın almacı olarak 12-18 ay sonraki koleksiyonları görüp insanların neler seveceğini tahmin ederek çalışıyordum. Defne zaten bu konuda uzmanlaşmıştı. Sonra 'Bu konunun üzerine gitmemiz lazım,' deyip markaların kapısını çalmaya başladık. Önce Koton'a gittik, hemen ilgilendiler.
Önümüzdeki sezon bir değil, birkaç paltomuz birden olacak
Defne ve Başak Kocabıyıkoğlu'nın daha kısa vadeli trendlerle ilgili öngörüleri ve stil tavsiyeleri şöyle:
Her boy etek alabilirsiniz. Etek, elbisenin tahtını sallıyor. Çünkü etek, katmanlı giyinmeye, kombin yapmaya olanak veriyor; daha yaratıcı olabiliyorsunuz.
Renk çok önemli. Önümüzdeki kış da bol renk görmeye devam edeceğiz. Renklerde artık sezonsuzluk hakim. Eskiden yazın canlı, kışın soluk renkler olurdu. Artık o ayrım kalktı. Kış renkleri biraz daha mücevher tonlarından oluşsa da, gardıropları mevsimlere göre ayırmaya gerek kalmadı.
Zengin dokulu malzemeler kullanmak ve onları karıştırmak önemli. Satenin üzerine deri giymek gibi mesela. Veya trikoyla ipeği bir arada kullanmak ve hatta tek bir parçada bu iki dokuyu kullanmak.
Maskülen-feminen dengesi sürüyor. Kış sezonuna da devam edecek. Çok feminen parçaları, maskülen giysilerle dengeleyeceğiz.
Önümüzdeki sezon, dış giyimin sezonu. Gadıroplarda bir değil, birçok palto olacak. Bir maksi palto, bir midi palto, bir de kısa mont bulunduracağız. Kabanlarda da birkaç boy birden var. Yelekler, çoban paltolar, parkalar ve deri montlar devam ediyor.
Bu yazın çizgi modası, kışın kendini puantiyeye bırakıyor.
Ayakkabılarda da dokular ve renkler moda. Krokodil ve yılan derisinin gerçekleri ve sunileri kullanılacak. İddialı renklere gitmek gerekiyor. Çantada da avuç içine sığacak portföyler, kol altına alınan portföyler ve omuzdan asılan çantalar moda olacak.
İletişime de müdahale ediyoruz
- Markalara nasıl bir hizmet sunuyorsunuz?
- D.K:
Gereksinimlerine göre değişiyor tabii ama genel olarak bundan 12 ila 24 ay sonrasında müşterinin tercihlerinin ne olacağı konusunda danışmanlık veriyoruz. Trendler bunun bir kısmı. Hayat tarzı yönelişleriyle ilgili de destek veriyoruz. Dünyadaki yeniliklerin hangileri Türkleri cezbedecek, hangisi cezbetmeyecek; moda renkler, desenler, kuplar... Bir de yaptığımız işin anlamlı olması için sunuşa; iletişime müdahale ediyoruz. Reklam kampanyası nasıl olmalı, dijital medyada nasıl bulunmalı... Biz aslında markalara bir şey satmıyoruz; onlarla beraber elimizi taşın altına koyuyoruz. Şirketin bir parçası gibi hareket ediyoruz.
Artık ne giydiğiniz değil, nasıl giydiğiniz önemli
Dünyadaki ekonomik durgunluktan bu yana modada doğallaşma, özgürleşme, kişiselleşme, yaratıcı ve farklı olma gidişatı arttı.
Lüks ölmüyor ama şekil değiştiriyor. Logosuyla bağıran bir çanta sahibi olmaktansa, örneğin içine başharflerinizin işlendiği, kaliteli deriden elle yapılmış bir çanta tercih ediliyor.
Gençler festivallerin; yaratıcı ortamların etkisiyle giyimlerinde çok daha özgün olmaya başladı.
Artık ne giydiğinizden çok, nasıl giydiğiniz önemli. Çok pahalıyla çok ucuzu karıştırmak çok moda.
Modada bilinmezliğin hakim olduğu bir süreçten geçiyoruz. Birçok marka, tasarımcı değiştiriyor. Yeni isimlerin çoğu, markaların kendi atölyelerinde yetişen genç tasarımcılar.
Giysiden çok deneyim, hayat tarzı öne çıkmaya başladı. Gardıroplar hafta sonu, spor diye ayrılmaya başladı. Çünkü hayat tarzı ve tavır, tarzın özünü oluşturuyor. İyi giyiniyor olmanın tek başına bir anlamı yok artık.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.