Yorgun korsan geri dönüyor

Karayip Korsanları dönüyor. Sahipleri, yani yılmak bilmez yapımcı Jerry Bruckheimer ve de Disney şirketi onları değilse de getirecekleri dolarları özlediğinden... Yıllar sonra bu dönüşün gereği var mıydı? Bence yoktu, ama her zamanki gibi kararı seyirci verecek. Bu kez Keira Knightley ve Orlando Bloom'dan yoksun kalan bu korsanlık destanı, üç filmlik yönetmeni Gore Verbinski'yi de kaybetmiş. Yerine özellikle Chicago ve Nine/Dokuz müzikallerinin başarılı yönetmeni Rob Marshall geçmiş. Ne alaka demeyin... Filmin en önemli ve de belki yegane ilginç yanının o bale gibi koreografiden geçmiş dövüş sahneleri olduğu düşünülürse, bu seçimin anlamı ortaya çıkıyor. Film son derece komik ve o ölçüde abartılı bir bölümle açılıyor. Londra'da ikamet etmekte olan korsanımız, mahkemede bir yargıcın yerine geçerek -ama altın dişinden efemine davranışlarına hiçbir özelliğinden vazgeçmeyerek- ölüm cezasıyla yargılanan can dostunu serbest bıraktırır. Yakalanıp hapse düştüğünde, kaçması gecikmez. Ama bir barda Jack Sparrow'un, yani kendisinin nutuk çektiğini öğrenince gider ve kendi kılığına girmiş Angelica, yani Penelope Cruz ile karşılaşır. İnsan bir zamanlar Londra'nın nasıl bir kılık değiştirme ve de stand-up merkezi olduğunu ve bu işte korsanların da öylesine usta olduğunu görünce şaşıp kalıyor! Neyse, film de bu minval üzerine sürüyor. Projenin artık olmazsa olmazı olan Johnny Depp'in başlarda el yordamıyla bulup yakıştırdığı efemine tavırları, artık karakterinin ayrılmaz parçası. Öyle ki, olay bulaşıcı oluyor ve ilk filmlerin sert korsanı Barbossa, yani Oscar'lı Geoffrey Rush da, bir bacağıyla birlikte erkekçe tavırlarını da yitirip kırıtkanlıkta Jack Sparrow'la aşık atmaya başlıyor!.. Hatta Sparrow işi abartıyor ve Penelope Cruz'un öpüşme davetine bile sırtını çeviriyor. Nerede o eski korsanlar... Herhalde Errol Flynn, Tyrone Power ve Anthony Quinn mezarlarında dönüyordur!.. Film, üç ayrı grup ve iki devlet tarafından aranan 'gençlik çeşmesi' sahnelerinde Indiana Jones ve onun arkeolojik keşifleri atmosferiyle buluşuyor. Bu bölümlerde şamata da doruğuna ulaşıyor. Sallanan gemi, yeraltı gölünün deniz kızları sahneleri veya Cruz'un karnı burnunda katıldığı düello çekimleri, filmin hoş yanları arasında. Yine de tüm bunlarda yeterince yenilik yok, yeni bir şeyler yok. Korsan Jack Sparrow her şeyiyle biraz yorgun duruyor. Tıpkı Johnny Depp'in onca makyajın altından gözüken yüzü gibi. Özellikle seriye yeni başlayanlara...
KARAYİP KORSANLARIGİZEMLİ DENİZLERDE **
(Pirates of the Caribbean: On Stranger Shores) Yönetmen: Rob Marshall Senaryo: Ted Elliott, Terry Rossio Görüntü: Dariusz Wolski Müzik: Hans Zimmer Oyuncular: Johnny Depp, Penelope Cruz, Ian MacShane, Geoffrey Rush, Astrid Berges- Frisbey, Kevin Mcnally, Sam Claffin Walt Disney Pictures