Cumartesi 28.05.2011
Son Güncelleme: Cuma 27.05.2011

Boşanmak mı dayanmak mı?

Aynı anne ve babanın çocukları olsalar bile kardeşler boşanmalara farklı tepkiler verebiliyor

Müstakil, deniz manzaralı evde otururken, bir tek ceketini alıp çıkmıştı günlerden bir gün. Kocasına daha fazla tahammül etmesi mümkün olmamıştı. Ne bir hak talep edebilmişti, ne de eşyalarını alacak fırsatı bulmuştu. O kapıdan titreyen bacaklarla çıkıp giderken, geleceği oldukça karanlık görünüyordu. Onurluydu kadın. Evliliğini, iyi kötü sürdürmeye çalışmış, iki kızını babasız bırakmamak için kendince pek çok işkenceye göğüs germişti. Kötü yürekli bir kocası vardı. Hiç sevmemişti onu. Daha ilk günden beri... İçki içiyor, sarhoş oluyor, dayak atıyor, eve başka kadınlar getiriyordu. Kimi gün kıskançlıktan gösteriyordu sopasını, kimi gün 'Neden komşuya gittin' diye yapışıyordu boğazına. Normal düşünebilen bir adam değildi sanki. Canı başka şeye sıkılsa, hemen acısını evdekilerden çıkartıyordu. Aşağılıyor, bağırıyor, küfür ediyor, eleştiriyordu. Hele içtiği gecelerde, 'eve gelmesin' diye dua ediyordu yatakta kadın. Çünkü eğer gelirse, kızlarının gözü önünde onu rencide ederek uyandırıyor, bağırarak tehdit ediyor, hatta tekmeleyerek dövüyordu.
SUÇLANMAK, SUÇLULUK HİSSETMEK
Yine de her şeye göğüs gerdi kadın. Allah'tan devlet memuruydu. Ya olmasaydı? Yine de yeri geldi kocasına iş yerinde yardım etti, yeri geldi evlerini inşa ederken sırtında tuğla taşıdı. Kızlarını çiçek gibi yetiştirmeye çalıştı. Onun eve gelmediği, hatta seyahat ettiği geceler kızlarıyla çok mutlu oluyordu. Günün birinde yediği dayak, canına kast ettiğinde artık gitme zamanının geldiğini anlamıştı. Parada da gözü yoktu. İlle de kızlarını babasız bırakmak istemiyordu. Ve tabii, hiç konuşulmayan bir engeli daha vardı. Dul bir kadının başına neler gelebilirdi? Ayrıldığında, büyük kızı üniversiteyi kazanmıştı artık. Babasından mahkeme zoruyla kazandıkları yardımla okumayı başardı. Küçük kız ise henüz sadece ilkokul son sınıftaydı. Onun sonu ne olacaktı? Babasız büyümek hasar bırakacak mıydı? Kadın, annelik içgüdüsüyle, her iki kızına da dört elle sarılarak, babalarının yokluğunu hissettirmemeye çalıştı. Yine de inceden inceye içinden yükselen suçluluk duygusunu bastıramıyordu. Bir şey daha oluyordu... Büyük kızı, onu suçluyordu. Açıkça, babasının tarafını tutuyordu. Sanki yıllarca onca dayağı yiyen, yine de susup ezilen, sağlığını kaybetmeyi bile göze alan annesi değildi sanki. Bir sürü zorluk çıkarıyordu. Üniversiteyi bitirdiğinde çalışmaktan da kaçınmıştı. Canı istemiyordu. Yeniden okumaya karar vermiş, ikinciyi kazanmıştı. Annesinin hangi zorluklarla ona para yetiştirmeye çalıştığını görmezden geliyordu. Öfkeliydi genç kız. Boşanmış bir anne babanın evladı olmayı kendine yediremiyordu besbelli. Sürekli eski günleri hatırlatıyor, pek çok olayda kabahati annesinde buluyordu. Hırçındı. Öfkelendiğinde önüne gelen herkesi kırmaktan çekinmiyordu. Küçük kızı ise hiç böyle değildi. O tamamen annesinin yanındaydı. Babasından bunalmıştı. Ne parada ne de ayrıldıkları evde gözü yoktu. Var gücüyle okulu bitirmeye uğraşıyor, en yakın zamanda elinin ekmek tutması için çabalıyordu.
GÜÇLÜ OLANI TAKLİT ETMEK
Peki neydi bu iki kızı birbirinden böylesine ayıran? Hani büyük kız babasıyla büyümüştü? Hani küçük daha büyük travma yaşamıştı? Hani ne olursa olsun kadının katlanıp evliliğini bir arada tutması en hayırlısıydı? Ne olmuştu? Olan şuydu: Büyük kız, babasını seyrederek büyümüştü. Ama bir şeye daha tanık oldu. Annesinin onu her ne pahasına olursa olsun tolere ettiğini, ezilmesinin normal olduğunu da görmüştü. Ve bunu öğrenmiş, güçlü olanı taklit etmeye karar vermişti. Mantığı henüz oluşmadan bilinçaltı kimi benimseyeceğini, kimden davranış biçimini kopyalayacağını anlamıştı. Küçük olan ise henüz öğrendiklerini pekiştirmeden, kötünün tolere edilmemesi gerektiğini anlamıştı. Kadının çekip gitmeye hakkı olduğunu, hem onuru hem de sağlığı için savaşması gerektiğini öğrenmişti. Kısacası ikinci kız hayatta daha başarılıydı. Evli kalmak her zaman en iyi çözüm olmuyordu. Onur savaşı içinde olan kadınlarımıza sevgilerimle.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.