Müzikle edebiyat ilikle düğme gibi
Nazan Öncel, yeni albümü Hayvan için "İçine aşk sinmiş bir çalışma," diyor. Albümdeki şarkılar, bir kadının kendinden küçük bir erkeğe duyduğu aşkı da anlatıyor, bir annenin çocuğuna verdiği nasihatleri de...
- Her albümünüze bir hissiyat egemen, Hayvan'ın hissiyatı ne?
- 21 Nisan sabahı uyandım, kahvaltı ediyordum. Baktım bir şeyler mırıldanıyorum, ekmeği, peyniri bırakıp gitarı aldım elime, beş dakika sonra şarkı bitmişti. Albümün genele yayılan temasıysa aşk ve aşk. Aşktan güzel bela var mıdır? Ne adamlar sevdim ben, gözümün içini oydular... Aşka arkadaşlık eden duygularsa beş yıldızlı yalnızlıklar, korkunun üstüne yürüyebilmek derdiyle duvarları aşmak için kuyruğu dik tutmaya çalışmak.
- Şarkıların sözü ve müziği size ait. Nasıl bir üretim süreci yaşıyorsunuz?
- Güneş yüzü görmeden çalışıyorum. Böyle olunca kendimi iyi hissediyorum. Sinema, kitaplar ve dostlarla geçiyor hayat. Annem bana 'iş kuduzu' der. Kendimi mutlu etmek adına resim çizmeye çalışıyorum. Çiziktiriyorum diyelim isterseniz. Bir de bahçe var. Bütün peyzajını bizzat yaptığım, yap-boz mantığıyla öğrendiğim bir şey oldu bitkilerin ve ağaçların dili. Bu işlerin yanı sıra zamanımın tamamını kardeşimin kızı Naz Neva'ya adıyorum.
- Şarkı yaparken ağlar mısınız?
- Üretim sürecinde zaman zaman ağladığım oluyor ama stüdyoda okuma sırasında Beni Bu Koca Şehirde Yalnız Bırakma beni köşeye fena sıkıştırmıştı. 15 yıl kadar önceydi, İzmir'de bir bayram arifesinde sahnedeyim, bütün konser boyunca ben ağladıkça insanlar da ağladı.
- Dünyayı hâlâ 'yalancı' buluyor musunuz?
- Dünya, sanki yalan üzerine dönen bir çarkın dişlileriymiş gibi geliyor bana. Kapitalizmin marifetleri işte. Hâlâ umudum var ama bu öyle körlemesine bir umut değil.
- Sözünü ettiğiniz hayvanlar kim? Bu arada albümün isim annesi cidden anneniz mi?
- Şarkıyı yazdığım gece 'Razuş, bak ne yazdım?' dedim. Sadece sözlerini okudum telefonda. 'Albümün adı Hayvan olsun,' dedi. 'Ama adı Normal bu şarkının anacığım,' dediğimde İki ayaklı hayvanlardan söz ediyorsun ama ' dedi. Bu anlamda ilk defa benden bir şey istemiş, yapmaz mıyım?
KENDİNDEN KÜÇÜK ERKEKLE BİRLİKTE OLMAK SUÇ
- 'Sana normal gelen, bana neden anormal.' Bir tür Mars-Venüs hikayesi mi bu?
- Mars-Venüs hikâyesinden ziyade Kundera'nın Bilmemek romanında delikanlı, kızı ormana götürür öpmek ister, kız kendini geri çekince delikanlı kızın canını yakmak amacıyla 'Biz Prag'a taşınıyoruz,' der. Kız ağlamaya başlar, o hıçkırıklara boğulduğunda, delikanlı kızın hıçkırıklarını sayar, bunu da gidip günlüğüne yazar. 'İşkenceci muhasebeci,' diye anlatıyor bunu Kundera. Ben şimdi buna nasıl 'hayvan' demeyeyim gel de sen söyle.
- Benim Bebek Sevgilim'de bir kadının kendisinden küçük bir erkeğe duyduğu ve yaşayamadığı aşkın acısı var.
- İstanbul'a gelip yerleşme nedenimdi bu. Ne şöhret, ne şu, ne bu. Sadece aşk. Elimde valizimle oğlumu alıp çıktım geldim. İşlerin ciddiye bindiğini anlayınca 'Sen benden üç yaş büyüksün,' demesin mi? Üstelik dul ve çocukluyuz ya annesini bahane edip 'Ailem istemiyor.' diyerek sıyrılıverdi. Almancıydı arkadaş, kaçıp gitti, uzun zaman toparlanamadım.
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu