F1'de transfer çılgınlığı

Formula 1 (F1) tekrar Avrupa'da... Dramatik Kanada Grand Prix'si sonrasında gözler Avrupa yarışına çevrildi. Valencia'nın sahil kenarındaki cadde pisti, bu kez V8 motor sesleriyle çınlayacak. F1 tutkunlarını sıra dışı bir cadde yarışı daha bekliyor. Şaşırtıcı bir sokak yarışı izlemek için pist oldukça hızlı ve akıcı. Geniş uzun düzlükler hızlı, virajlar ise kısa. Kazanmak için önemli olan fren performansı ve aerodinamik verimlilik. Pist pilotlara açıkca bir meydan okuma sunuyor. Formula 1 dünyasında meydan okuma şu sıralar sadece pist üstünde değil pist dışında da sürüyor. Geçen hafta ortaya çıkan "Lewis Hamilton-Red Bull'la mı? anlaşıyor" dedikodularından sonra şimdi de Jenson Button-Ferrari yakınlaşması gündeme oturdu. Valencia pisti şampiyonanın gidişatı açısından önemli bir referans noktası olacak.
FERRARI'DE ATAK ZAMANI
Kanada Grand Prix'sinden istediklerini alamayan Ferrari, şampiyonada geri düşmeleri nedeniyle artık her yarışa galibiyet amacıyla çıkmaya hazırlanıyor. Başkan oldukça iddialı... Luca Cordero di Montezemolo'ya kulak verelim: "Zorlamaya devam etmeliyiz. Kanada'da çok rekabetçi bir Ferrari vardı ve Valencia'da da öyle olacağını düşünüyorum. Daha sonra çok zorlayıcı bir pist (Silverstone) geliyor. Ama sıkı bir şekilde çalışıyoruz. Arıza yapan rekabetçi bir Ferrari'yi, altıncı veya yedinci olana tercih ederim. Bu araç hasta doğdu ama adamlarımın kalitesini ve azmini biliyorum." Ferrari pilotu Fernando Alonso da Valencia'da kazanmak istiyor: "Sezonun İspanya'da yapılacak olan ikinci yarışı hem benim hem de Scuderia Ferrari Marlboro için önemli. Taraftar önünde bir daha yarışma şansım oluyor. Doğruları söylemek gerekirse Valencia cadde pistinde yapılmaya başlandığından beri bu yarışta hiç şanslı olmadım, özellikle de geçen sene. Çok rekabetçi bir aracımız olmasına rağmen sekizinci olmuştum. Sezonun sonunda iyi ve kötü şansın her zaman dengelendiğine inanırım. Belki de bu, yarış pistlerinde geçerli ama yazılı olmayan bir kuraldır. Eğer böyleyse, geçen senenin talihsizlikleriyle şimdi ödeşmekten mutlu olacağım."
Dar virajlar dikkat çekiyor
Avrupa Grand Prix'si 2007'de yedi yıllık bir anlaşmayla Valencia'ya taşındı. Modern pistlerin tamamına yakınının tasarımını yapan Alman mimar Hermann Tilke buraya da imzasını atmış. Tam bir cadde pisti olan Valencia, dar virajları ve az sayıdaki kaçış alanıyla dikkat çekiyor.
Amerika Kupası Yat Yarışları'na iştirak eden teknelerin yer aldığı bir marinanın da komşu olduğu pistin en enteresan bölümüyse otomobillerin geçtiği köprü. Pistin bu kısmındaki hava akımı nedeniyle F1 otomobilleri yere tutunmada sorun yaşıyor.
Pist, 5 bin 473 kilometre uzunluğunda ve maksimum 300 km hıza ulaşılabiliyor. Cadde pisti zorlu 25 virajdan oluşuyor. Pist, bariyerleri ve tesisleri ile modern bir yapıya sahip.
Valencia cadde pisti mümkün olduğunca deniz ile iç içe tasarlanmaya çalışıldı. Bunun sonucunda pistin bir bölümünde denizin üstünden geçen bir köprü bile yapıldı. Bu köprü kuzey ve güney marinalarını birbirine bağlayan bir nokta oldu. Burada harika bir manzara bulunuyor ancak pilotlar pek manzarayı seyretme imkanı bulamayacak.
Valencia, tıpkı Monaco gibi bariyerler ile çevrili, fakat birçok virajın dışında geniş kaçış alanları mevcut. Bu kaçış alanlarının gerekliliği 2010'da Mark Webber'in Heikki Kovalainen'nin arkasına çarpıp havalanması ile kanıtlanmış oldu. Eğer kaçış alanı olmasaydı Webber seyircilerin üstüne uçabilirdi.