Yemekler her telden çalıyor

Köprünün en güzel göründüğü yerlerden biri, Boğaz'ın Anadolu yakasındaki Nakkaştepe. Burada yıllar önce bir lokantaya gitmiştim; ancak manzara dışında hiçbir özelliği yoktu. Daha sonra yolum Nakkaştepe'ye düşse de, bir restorana uğramak bir daha aklımdan geçmedi. Ta ki birkaç hafta önce bir arkadaşım, Bridge adlı restorana öğlen yemeğine davet edinceye dek. O zaman, burayı daha önce keşfetmeyişime hayıflandım. Burası çok geniş bir arazi içine kurulu birkaç mekandan oluşan bir kompleks. En iyi manzara Bridge restoranda. Onun içinde de 90 kişilik ayrı bir bölüm daha yapılmış. Burada haftanın belirli günlerinde fasıl var. Ses yalıtımı iyi, yanındaki restoranın hoparlörlerinden gelen kaliteli müzikle çatışmıyor. Restoranın devamında düğün salonu olarak kullanılan bir ikinci mekan, manzarası kısıtlı, arka tarafa bakan küçük bir de İtalyan restoranı var. Bu mekanın kapısından girdiğimde, "Bridge dururken, kim burada yemek yemek ister ki?" diye aklımdan geçirdim. Bridge, tepeden tırnağa yenilenip, bugünkü görünümüyle yaz başında hizmete girmiş. Kapıda karşılanıp, yazın tümüyle açılabilen cam cephenin önündeki bir masaya oturtulur oturtulmaz fırından yeni çıkmış minik pideler, tereyağı ve kaliteli tulum peyniriyle birlikte yemek listeleri getirildi. Listede çorbaları, yöresel ve ithal olmak üzere iki değişik peynir tabağı ve bir de füme deniz ürünleri tabağı izliyor. Mezelerden pilaki, zeytinyağlı enginar, imambayıldı gibi zeytinyağlılar, ahtapot salatası, levrek marin, lakerda gibi deniz ürünü mezeler ile mevsim otları da listede yer alıyor. Sıcak başlangıçlarda etli paçanga böreği, pastırmalı sıcak humus, tereyağında sıcak karides, yaprak ciğer gibi klasik mezelerin yanı sıra, karalahana sarması gibi yöresel bir yemek de göze çarpıyor.
SALATA ÇEŞİTLERİ ZENGİN
Birçok modern restoranda olduğu gibi burada da salata çeşitleri zengin; dokuz çeşit salata saydım. Ana yemeklerin önemli bölümü ise ızgaralar. Ancak beğendili kuzu incik, kuzu tandır, çoban kavurma, dana ossobuco gibi ızgara olmayan et yemekleri, hatta T-bone steak, Pekin ördeği, ısırgan otlu piliç sarma gibi daha iddialı çeşitler, Adana, Urfa, Beyti gibi kebapları da içeriyor. Listede çeşitleri fazla olmasa da balık da var. Şarap listesi Kavaklıdere, Doluca ve Kayra'nın orta sınıf ürünlerinden ve bu firmaların ithal şaraplarından oluşmuş, fiyatları makul tutulmuştu. Kadehle şarap yerine bu üç firmanın birer şarabının 20 santilitrelik şişeleri açılıyordu. Biz birer küçük şişe şarap açtırdık. Başlangıçta zeytinyağlı taze Ege enginarı ve karalahana sarması, ardından da beğendili kuzu incik ve hamsi tava söyledik. Sıcak başlangıçlar ve hamsi tavadan çok memnun kaldık. Ama kuzu etinin kalitesi bu iddiada bir restorana uygun değildi. Mönüde ayva tatlısı olduğunu öğrenince hemen ısmarladım. Bu sezon yiyeceğim ilk ayva tatlısı olacaktı bu. Ayva tatlısı tatlı ustasının başarısını ölçmek için en uygun yiyeceklerden. Son yıllarda tattıklarımın en başarılısı önüme geldi. Bir ayva tatlısı, karar düzeyde limonu, kıvamı ve kendi çekirdeklerinin rengiyle ancak bu kadar iyi pişirilebilirdi. Kuzu etinin başarısızlığını unutturdu.