Son Güncelleme: Cumartesi 07.01.2012
Önce babasıydı şimdi asistanı oldu
Türk sinemasının usta senarist ve yönetmenlerinden Barış Pirhasan, oğlu Yusuf Pirhasan'ı ilk filmi Son Durak Kurtuluş'ta yalnız bırakmadı. Hem senaryoyu yazdı hem de sette oğlu Yusuf'a asistanlık yaptı. Baba oğul, bu farklı deneyimi SABAH Cumartesi'ye anlattı...
- Kurtuluş Son Durak oğlunuza bir hediye mi?
- Barış Pirhasan: Bu film belki oğlumdan bana bir hediyedir bilemiyorum. (Gülüyor) Aslında bir işbirliği sonucu ortaya çıktı. Kimin kime hediyesi belli değil.
- Biz sizden Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına romanının filmini bekliyorduk. Ama sürpriz bir şekilde bu film geldi önümüze.
- Barış Pirhasan: Bir Gün Tek Başına'yı kısmetse Yusuf'la birlikte baba oğul olarak yöneteceğiz. Ama o projeyi finansal nedenlerden dolayı bir süre erteledik. Sonra bu projeye odaklandık. Yusuf, öteden beri bana bir komedi filmi yazmam konusunda ısrar ederdi. İki arkadaşımız Nüket ile Senem'in bir hikayesi vardı, o hikayeden yola çıktık. Tabii sonuçta bambaşka bir hale geldi hikaye ve bu film ortaya çıktı.
- Ama siz senaryoyu yazıp bir kenara çekilmediniz. Oğlunuza asistanlık yaptınız.
- Barış Pirhasan: Aslında ben hiç birinci asistanlık yapmamıştım. Atıf (Yılmaz) Abi'nin üçüncü asistanlığını yapmıştım. Bu filmle ilgili süreç de çok hızlı gelişti. Ekipler, çok hızlı bir şekilde kuruldu. Biraz da galiba yaşıma hürmet edildi. (Gülüyor)
- Birinci asistan yönetmenin eli ayağıdır. Bunun için yönetmeni zaman konusunda sıkıştırır ve gerilimli bir iletişim yaşanır. Sizin nasıl bir ilişkisiniz oldu sette?
- Barış Pirhasan: Birinci asistanın görevi; iyi planlama yapmak, set düzenini ve yönetmenin çekim programına uymasını sağlamaktır. Bu anlamdai dediğin gibi yönetmene 'Haydi' diyen, onu sıkıştıran insandır. 'Bunu elin oğlu yapacağına ben yapayım' dedim.
- Yusuf Pirhasan: Evet, sette 'Haydi haydi diyen adam' oldu babam. Tek çatıştığımız konu zaman baskısıydı. Ben bazı sahneleri tekrar tekrar çekiyordum. Babam da beni sıkıştırıyordu. Onun dışında oldukça yardımcı oldu. Mesela, yurtdışında yetiştiğim için Türkçe ile ilgili sorunlar yaşadığım an hemen yardımcı oluyordu.
- Barış Bey, zaman zaman yönetmenlik konusunda uyarılarınız oldu mu?
- Barış Pirhasan: Olmadı. Ama Yusuf, fikrimi sorduğu an düşüncemi söylüyordum.
-Yusuf Pirhasan: Aslında senaristin sette bulunması büyük bir avantajdır. Bir sorun olduğu zaman, hemen senaristten çözüm üretmesini isteyebilirsiniz. Ben de zaman zaman babamdan senarist olarak yardımcı olmasını istedim.
CİDDİ BİR RÜZGAR YARATACAK
- Anladığım kadarıyla baba -oğul ilişkisini sete taşımadınız.
- Barış Pirhasan: Bunu bizim doğru bir şekilde tahlil etmemiz mümkün değil. Oyuncuların gözlemleri daha doğru olur. Ama üç aşağı beş yukarı iyi bir Türk ailesi olarak birlikte bir film yaptık. (Gülüyor)
- Aile de aile... Edebiyatçı, sinemacı, müzisyen, yazar... Böyle bir ailede yetişmenin ne gibi avantajları var?
- Yusuf Pirhasan: Türkiye'de bir çocuk, ailesine sanat ilgili bir meslek seçeceğini söylediği zaman olacaklar bellidir. Genelde aileler tedirgin olur. Böyle arkadaşlarım var. Ama ailede sanatçı insanlar olunca böyle bir tedirginlik yaşanmıyor.
- Siz İngiltere'de sanat tarihi okudunuz. Babanızın sinemacı olmasının yönetmen olmanızda bir etkisi oldu mu?
- Yusuf Pirhasan: Herhalde olmuştur.
- Barış Pirhasan: Küçüklüğünden beri Yusuf sinemayla ilgiliydi. Aramızda sinemayla ilgili epey konuşmuşuzdur. Ama bir keresinde Yusuf, 'Ben sinemacı olmak istiyorum ama bu içimden mi geliyor yoksa ailenin etkisinde mi kalıyorum, bilemiyorum,' demişti.
-Yusuf Pirhasan: Bak ben o konuşmayı hatırlamıyorum.
- Kurtuluş Son Durak kadına yönelik şiddeti anlatan bir film. Kadın seyircilerin üzerinde nasıl bir etki yaratır sizce?
- Barış Pirhasan: Çeşit çeşit algılama olacağını ve ciddi bir rüzgar yaratacağını düşünüyorum.
- Yusuf Pirhasan: Ben etkinin sadece kadınlarla sınırlı kalacağını düşünmüyorum. Erkeklerde de bir etki olur.
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler